12 Eylül Askeri Darbesi’nin üzerinden 42 yıl geçti. 650 bin kişi gözaltına alındığı, yüzde 95’nin işkenceye tabi tutuldu, 171 işkencede kişi öldürüldü.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren öncülüğünde yapılan 12 Eylül 1980 askeri darbesinin üzerinden 42 yıl geçti.
12 Eylül askeri darbesi
Darbenin faillerinden yalnızca Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya yargı önüne çıkarıldı ancak hesap vermeden öldüler. Binlerce kişiyi işkenceden geçiren, onlarca kişiyi katleden diğer darbecilerden ise hesap sorulmadı. 12 Eylül’de yaşanan insan hakkı ihlalleri ve işkenceler hala gündemde.
188 can kaybı
Darbe sonrasında 650 bin kişi gözaltına alındı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 50 kişi idam edildi, 171 kişinin ‘işkenceden öldüğü’ belgelendi. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 30 bin kişi siyasal sığınmacı olarak yurt dışına kaçmak zorunda kaldı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. Yargılanan gazeteciler toplam 3 bin 315 yıl 6 ay hapse mahkûm oldu. 300 gazeteci saldırıya uğrarken, 3 gazeteci silahla öldürüldü. 12 Eylül 1980-6 Kasım 1983 arasında gözaltında veya cezaevinde ölenlerin sayısı 183, açlık grevinde ölenlerin sayısı 5 olarak kayıtlara yansıdı.
12 Eylül askeri darbesi
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin emir-komuta zinciri içinde gerçekleştirilen son askeri darbesi olarak tarihe geçen 12 Eylül 1980 Darbesi’nin başladığı, cuma günü saat 03.59’da TRT radyosunun İstiklal Marşı ve sonrasında anons yapılmadan, Harbiye Marşı’nın çalınmasıyla anlaşıldı.
Marşın bitiminde Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla yayımlanan Milli Güvenlik Konseyi’nin bir numaralı bildirisi okunmaya başlandı. Bu bildiriyi 5 bildiri daha izledi. Milli Güvenlik Konseyi’nin bildirileri aracılığıyla, gözaltı süreleri 90 güne çıkarıldı. Adil yargılanma hakkı tamamen kaldırılarak Sıkıyönetim Komutanlıklarınca Sıkıyönetim Mahkemeleri kuruldu.
Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, darbenin gerekçesini, “… Kendi kendini kontrol edemeyen demokrasiyi sağlam temeller üzerine oturtmak, kaybolan devlet otoritesini yeniden tesis etmek için yönetime el koymak zorunda kalmıştır” şeklinde açıklamıştı.
Darbenin Evren dışındaki uygulayıcıları ise Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Nurettin Ersin, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Nejat Tümer ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Sedat Celasun‘dan oluşan komuta kademesiydi.
Sürgünler
12 Eylül Darbesi ile Süleyman Demirel’in başbakanı olduğu hükümet görevden alındı, TBMM feshedildi. 1970 sonrasında değiştirilen 1961 Anayasası uygulamadan kaldırıldı ve Türkiye siyasetinin yeniden tasarlandığı askeri dönem başladı.
Cuntacılar, 13 generali ülke genelinde ilan ettikleri 13 sıkıyönetim bölgesine komutan olarak atarken Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Kızılay dışındaki derneklerin faaliyetleri de durduruldu.
Siyasi partileri de lağveden askeri yönetim, Süleyman Demirel ile Bülent Ecevit’i Hamzakoy’a, Necmettin Erbakan ile Alparslan Türkeş’i ise Uzunada’ya sürgüne gönderdi. Siyasi yasaklar geldi.
Darbeye liderlik eden 5 generalin oluşturduğu Milli Güvenlik Konseyi, bütün yetkileri ele aldı. Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Bülent Ulusu’ya kurdurulan hükümet, 21 Eylül’de göreve başladı.
Darbenin ardından geçen 3 yıl içinde önemli kanunların tamamına yakını değiştirildi ve askeri yönetimin belirlediği Danışma Meclisi tarafından hazırlanan Anayasa, yapılan “güdümlü” referandumla yüzde 92’lik “Evet” oyu aldı.
Halk oylamasında, Kenan Evren cumhurbaşkanı seçilirken askeri yönetim üyelerinin ömür boyu yargılanmasını engelleyen geçici 15. madde, 2010’daki Anayasa değişikliği referandumuna kadar yürürlükte kaldı.
İdam kararları
Yönetime el koyan cuntacı askerler, idamların kararını da verdi. Darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alınırken, 517 kişi için idam istendi.
Darbeden sonra ilk idamlar, 9 Ekim 1980 tarihinde gerçekleşti. İlk olarak sol görüşlü Necdet Adalı, ardından ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam edildi. Darbe öncesinde bir askeri inzibat erini öldürdüğü gerekçesiyle hüküm giyen 17 yaşındaki Erdal Eren, 19 Mart 1980’ta idama mahkum edildi.
Referandumdan sonra yapılan anayasa değişikliğiyle “Milli Güvenlik Konseyi üyelerinin yargılanmayacağını düzenleyen Anayasa’nın geçici 15. maddesi” yürürlükten kaldırıldı. Türkiye genelinde birçok kişi ve örgüt, darbenin sorumluları ile bu kişilerin emir ve talimatlarını uygulayanlar hakkında soruşturma başlatılması için suç duyurusunda bulundu.