Gündem

6 Şubat depreminde yaşamını yitirenler Diyar Galeria’da anıldı

Maraş merkezli 6 Şubat depreminde yaşamını yitirenler Diyarbakır’da 89 kişiye mezar olan Diyar Galeria alanında anıldı.

Maraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremin yıldönümünde Türkiye genelinde birçok yerde anmalar yapıldı. Depremin yaşandığı saat olan 04:17’de Diyarbakır’daki anmanın adresi ise 89 kişiye mezar olan ve depremin sembolü olarak hafızalara kazınan Diyar Galeria alanı oldu.

6 Şubat depreminin yıldönümünde Diyar Galeria alanında yapılan anmaya STK temsilcileri, siyasi parti temsilcileri, Milletvekilleri, depremzedeler ve yurttaşlar katıldı. Depremde yaşamını yitirenler için saygı duruşu yapıldı. Ardından Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan konuştu.

'Eğer bilim ve teknik önemsenmiş olsaydı, böyle olmayabilirdi'

Depremin acısının ilk günkü gibi taze olduğuna vurgu yapan Turan, alınamayan önlemlerden dolayı yaşanan can kayıplarına dikkat çekti. “Deprem, alınmayan önlemler ve bilim tekniğin esas alınmamasından kaynaklı ne yazık ki bir felakete dönüştü” diyen Turan sözlerine şöyle devam etti: “Böyle olmayabilirdi. 7 Şubat’a uyandığımızda tıpkı bir yağmuru, karın yağması gibi deprem oldu diyebilirdik, eğer bilim ve teknik önemsenmiş olsaydı. Ama maalesef alınmayan önlemlerden dolayı on binlerce yurttaşımızı yitirdik. Yüzbinlerce yurttaşımız yaralandı. Diyar Galeria’da 89 canımızı yitirdik. Diyarbakır’da Galeria depremin sembolü oldu ama kent genelinde de 414 yurttaşımızı yitirdik. Bir daha böyle şeyler olmamasını diliyoruz ama bunun için de bilim ve tekniğin referans alınması gerekiyor. “Fıtratta bu var” denilmemesi gerekiyor.”

Turan, yerel yönetimlerle STK’ların ortak hareket etmesine vurgu yaparken merkezi hükümete de şu çağrıyı yaptı:  “Önümüzdeki dönemde merkezi hükümetin kentteki yerel yönetimlerle çalışmasını diliyoruz.”

Maraş depreminin yıkıcı etkilerini yaşayan 11 il arasında olan Diyarbakır’da yapılan anmada konuşan o dönem Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun kurduğu kriz masası sözcüsü olan DEM Parti Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Doğan Hatun, yerel yönetimlere talip olan adaylara çağrıda bulundu.

‘Amed o gün, depremden 17 dakika sonra bir kriz masası oluşturdu’

Deprem sonrası yaşanan koordinasyonsuzluk ortamının can kayıplarını arttırdığına dikkat çeken Hatun, “Maalesef depremden daha büyük bir felaket olan sahipsizliğe de şahit olduk. Depremden etkilenen illerin devlet tarafından nasıl sahipsiz bırakıldığına da şahit olduk. Amed o gün, depremden 17 dakika sonra bir kriz masası oluşturdu. Başta kendi yaralarını ve sonra gücü doğrultusunda erişebildiği 10 ilin yaralarını sarmaya kalkıştı. Kısmi anlamda da başarılı oldu. Maalesef çok can yitirdiğimiz için kısmi anlamda diyorum. Kısıtlı imkanlarla maalesef bu kadarını yapabildik. Adıyaman’da soğuktan donarak ölen canlara şahit olduk. Hatay’da enkaz altında feryat eden ve maalesef ki, herhangi bir arama kurtarma ekibinin yetişemediği ve canını yitiren canlara da şahit olduk. Deprem sonrası o kadar büyük felaketler vardı ki, depremden daha büyük bir felaketti. Birçok kentin yerel yönetimleri maalesef depremden daha büyük bir deprem etkisindeydi. Bütün yurttaşların kendi emekleriyle, sanki sahipsiz, vatansız, devletsiz bir toplummuş gibi kimsesizce, sadece ve sadece kendi imkanlarıyla bu felaketle baş etme gayesi içerisindeydi. Ve biz o dönemin sivil toplum kuruluşları Amed’te tam da böyle bir sürecin içerisinde başta Amed halkına ve daha sonra Adıyaman, Malatya, Maraş ve Hatay’a birer seferberlik ruhuyla hareket etmiştik. O gün merkezi hükümet ve merkezi hükümetin elinde olan yerel yönetim imkanları biz sivil toplumun elinde olsaydı belki de o gün soğukta donan canlara da ulaşabilir, birçok canımızı kurtarabilirdik. Evet, deprem büyük bir felaketti, doğa olayıydı ama dünyanın birçok ülkesinde bu felaketten daha büyük felaketler yaşanmasına rağmen hiçbir yapının yıkılmadığına da şahit oluyoruz. Maalesef bilim ve tekniği esas almayan bir ülkede yaşıyoruz.” İfadelerini kullandı.

‘Bir yıl geçmesine rağmen hala yüzbinlerce insan evsiz’

6 Şubat Depremi sonrası Diyarbakır’da kurulan kriz masası sözcüsü olarak çağrı yapan Hatun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hangi arkadaşınız, hangi arkadaşımız yerel yönetimlere talip olmuşlarsa bu tür felaketlere hazırlık olabilecek, bilim ve tekniği esas alabilecek arkadaşlar bu göreve talip olsunlar. Halka da bir kez daha çağrı yapıyoruz, bu tür felaketleri unutmayın! Sadece bir deprem ya da doğal bir felaket anında aklınıza gelmesin. Yarın arsanızın imara açılışından belediyeden alacağınız izne kadar bugünlerin, bu canların hesabını yaparak hareket edin. Merkezi hükümete de bir kez daha çağrı yapıyoruz. Onbinlerce insan canını yitirdi, yüzbinlerce insan evsiz kaldı. Yüzbinlerce insanın barınma sorununu sadece Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın kontrolüne bırakarak bir ev sahibi yapamayacağını bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Biz de en az sizler kadar biliyoruz ki, bu işi sadece sizler çözemezsiniz. Bu kontrolü Sivil Toplum Örgütlerine ve yerel yönetimlere bırakmak zorundasınız. Bir yıl geçmesine rağmen hala yüzbinlerce insan evsiz. Adıyaman ve Hatay başta olmak üzere birçok vefat eden insanın ismini bile bilmiyoruz. Bunları halka açıklamak zorundasınız. Ailelerine hesap vermek zorundasınız.”

‘Rantçı siyasi anlayışlar maalesef Türkiye’yi bir açık mezarlığa dönüştürdü’

Hatun’un ardından söz alan CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da şunları söyledi: “Geçen yıl bu saatlerde sayısını henüz bilmediğimiz binlerce yurttaşımız Türkiye’nin 11 ilinde yaşamını yitirdi. Halen bile sayısı belli değil. Geçen gün dönemin bakanı 130 bin sayısını itiraf etti. Resmi rakamlar 55 bin civarında. Sahipsiz, kimliksiz birçok mezarlık var. Kayıplar var, kayıp çocuklar var. Ve bu büyük felaketin sonuçları henüz tahmin edilmiş değil. Sonuçlarını bilebilecek durumda değiliz. Evet, deprem bir doğal felaket bunu önlemek mümkün değil. Ama insani maliyetlerini en aza indirmek sonuçta mümkün. Türkiye bir deprem kuşağında yer almasına rağmen yıllardır ihmaller, görevi kötüye kullanmalar, göz yummalar, rantçı siyasi anlayışlar maalesef Türkiye’yi bir açık mezarlığa dönüştürdü. Halen bu ölümlerden siyasi rant üreten ve bunu da hepimizin gözünün içine baka baka utanmazca söyleyen siyasetçiler ve siyasi kurumlar var. Onları da Diyarbakır’dan, Galeria’dan, 89 yurttaşımıza mezar olan buradan bir kez daha kınıyorum, lanetliyorum.”