AK Parti ve MHP milletvekillerinin imzasıyla TBMM Başkanlığı'na sunulan ve ve kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak adlandırılan yasa teklifine 7 basın meslek örgütü tepki gösterdi.

Sosyal medya ve internette "yalan haberle mücadele" gerekçesiyle hazırlanan ve kamuoyunda "Dezenformasyon Yasası" olarak adlandırılan yasa teklifi Meclis’e sunuldu. Yasa teklifinin Meclis Başkanlığı’na verilmesinin ardından Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Türkiye Ulusal Komitesi Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Basın Konseyi, Haber-Sen ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nden(İGC) ortak bir açıklama geldi.

“Acilen geri çekilmeli”

Yasa ile gazetecilik mesleğinde sansür ve otosansür mekanizmalarını devreye sokulacağı endişesi ön plana tutulan açıklamada “Mesleğimizi doğrudan ilgilendiren bu önemli kanun teklifi, gazetecilik örgütlerinin görüşü alınmadan, bir grup siyasetçi ve bürokrat tarafından kapalı kapılar ardında hazırlanmıştır. Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, “dezenformasyonla mücadeleyi” değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlandığı anlaşılan bu kanun teklifinin acilen geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz” denildi.

7 basın meslek örtünün imzasıyla yayımlanan ortak açıklama şöyle:

Binlerce gazeteciyi temsilen ve kamuoyunun haber alma hakkına saygılarımızla bu çağrıyı tarihi bir sorumluluğun gereği olarak yapıyoruz. Gazeteciler ile basın örgütlerinin görüşlerini içermeyen hiçbir yasa, dezenformasyona çare olamaz.

Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin TBMM’ye sunduğu “Basın Kanunu ve Bazı Konularda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” başlıklı teklif, Türk Ceza Kanunu’na “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” diye yeni bir suç eklemekte, bu suçu işleyenlere hapis cezası öngörmektedir. Medyaya yönelik olarak öngörülen idari tedbirler arasında para cezası, reklam yasakları ve sosyal medya ağlarına bant daraltma yaptırımı da vardır.

“Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabilir”

Mesleğimizi doğrudan ilgilendiren bu önemli kanun teklifi, gazetecilik örgütlerinin görüşü alınmadan, bir grup siyasetçi ve bürokrat tarafından kapalı kapılar ardında hazırlanmıştır. Cumhuriyet tarihinin en ağır sansür ve otosansür mekanizmalarından birine yol açabileceği endişesiyle, “dezenformasyonla mücadeleyi” değil gazeteciliğe baskıyı artırmak üzere tasarlandığı anlaşılan bu kanun teklifinin acilen geri çekilmesi çağrısında bulunuyoruz.

Kınıyoruz: ABD merkezli teknoloji şirketlerinden bile bu süreçte görüş alan siyasi iktidar, kanunun doğrudan muhatabı olan Türkiye’deki gazetecilik örgütlerinin fikrini sorma gereği duymamıştır. Hangi partiden olursa olsun siyasetçilerin, toplumun bilgi edinme ve haber alma hakkını doğrudan ilgilendiren bu tür yasal düzenlemeleri hazırlarken ilgili alanın önde gelen meslek örgütleri ve sivil toplum temsilcileriyle diyalog kurması demokrasinin gereğidir. Bu demokratik ilkenin çiğnenmesini kınıyoruz.

Reddediyoruz: Teklifte “dezenformasyon,” “yalan haber,” “asılsız bilgi” ve “tahrif edilmiş bilgi” gibi kavramlar hukuki bir tanım yapılmaksızın kullanılmaktadır. “Güvenlik,” “kamu düzeni” ve “kamu barışı” gibi, gazetecilere karşı adli taciz davalarında sıkça başvurulan muğlak kavramlara dayanılarak mahkemelere yeni bir suç işaret edilmektedir. Böyle bir yaklaşım, yasaları, bağımsızlığını yitirmiş olan yargı sistemi tarafından suistimale açık hâle getirmektedir. Bu girişimi reddediyoruz.

Davet ediyoruz: Dezenformasyon, tüm dünyanın sorunudur. Türkiye’de gazeteciliğin kalitesini düşüren, halkın haber alma hakkını zedeleyen daha birçok sorun da vardır. Tüm bu sorunları çözebilecek çoğulcu yasaların, demokratik kurumların ve meslek içi özdenetimin oluşturulması veya güçlendirilmesi için, bu kanun teklifinin askıya alınmasının ardından, tüm siyasi aktörleri, gazetecilik örgütleriyle kapsamlı ve şeffaf bir diyalog süreci başlatmaya davet ediyoruz.”

‘Basın ahlak esaslarına aykırı davranışlarda bulunulması’ kartın iptaline gerekçe olacak

Yasa teklifi ile internet haber siteleri de Basın Yasası kapsamında "süreli yayın" olarak tanımlanıyor ve çalışanlarının basın kartı almalarının yolu açılıyor. Yasa teklifi ile Türk Ceza Yasası'na "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçu eklenerek, "endişe, korku veya panik yaratma, ülkenin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini ve kamu barışını bozmaya" yönelik yayın yapanların 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması öngörülüyor. Ayrıca "basın ahlak esaslarına aykırı davranışlarda bulunulması" da kartın iptal nedeni olacak.

Yasa teklifinde yer alan bazı maddeler şöyle:

“İnternet haber siteleri de diğer süreli yayınlar gibi Basın Yasası kapsamına alarak, editoryal işlerde çalışanların basın kartı almasının yolu açılıyor. Ayrıca, haber siteleri de, diğer yayın organları gibi Basın İlan Kurumu'ndan resmi ilan alabilecek.

Haber siteleri faaliyet gösterdiği işyeri adresi, ticari unvanı, elektronik posta adresi, elektronik tebligat adresi, iletişim bilgileri ile yer sağlayıcısının adını, kendi sitelerinden ilan etmek zorunda olacak. Ayrıca bir içeriğin ilk kez sunulmaya başlandığı tarih ile sonraki güncelleme tarihleri, her erişildiğinde değişmeyecek şekilde içeriğin üzerinde belirtilecek.

Haber siteleri de faaliyet alanlarına ilişkin beyanname vermek zorunda ve bu beyannamede elektronik tebligat adresleri de yer alacak. Haber sitelerinin de süreli yayın kapsamına alınması nedeniyle, "yargının iş yükünün artacağı" gerekçesiyle, beyannamenin Cumhuriyet savcılıkları yerine Basın İlan Kurumu'na verilmesi öngörülüyor. Beyanname yükümlülüğünü yerine getiremeyen veya görülen eksiklikleri 2 hafta içinde düzeltmeyen haber sitesi, "süreli yayın" hakkını kazanamayacak.

İnternet haber siteleri yayınladıkları içerikleri doğruluğu, bütünlüğü ve erişilebilirliği sağlanmış şekilde 2 yıl süreyle korumak zorunda ve gerektiğinde talep eden yetkili mercilere teslim etmek zorunda olacak.

Haber siteleri düzeltme ve cevap istemini, en geç bir gün içinde aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorunda olacak, yayın hakkına verilen erişimin engellenmesi veya içeriğin çıkarılması kararının uygulanması durumunda da düzeltme ve cevap hakkı 1 hafta süreyle ana sayfadan yayımlanacak.

Basın kartı başvuruları Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na yapılacak. Gazete, televizyon, internet haber siteleri, Türkiye'ye yönelik faaliyet gösteren yabancı medya kuruluşlarının çalışanlarının yanı sıra, medya alanında faaliyet gösteren sendikalar, kamu yararına faaliyette bulunduğu Cumhurbaşkanı kararıyla saptanan dernek ve vakıf yöneticilerine de basın kartı verilebilecek.

Kasten işlenen bir suçtan dolayı 5 ve daha fazla süreyle hapis cezası alanlar ile hırsızlık güveni kötüye kullanma iftira, rüşvet, kaçakçılık, ihaleye fesat karıştırma ve diğer yüz kızartıcı suçlar ile "kamu barışına karşı suçlar", anayasal düzene ve bu düzenine karşı, milli savunmaya karşı, devlet sırlarına karşı ve casusluk suçlarından hüküm giyenlere basın kartı verilmeyecek. Ayrıca terör suçları ile medya dışında ticari faaliyette bulunanlara da basın kartı verilmeyecek. Basın kartı yeterliliği taşımadığı saptananların veya belirtilen suçlardan hüküm giyenlerin basın kartları iptal edilecek.”

Editör: Haber Merkezi