Gündem

ABF Kadın Meclisi: Cemevi Başkanlığı inancımıza darbe vurmakta

ABF Kadın Meclisi, “Bu kurumun düzenlediği etkinlikler, 72 millete bir nazarda bakan ve eşitlik ilkesini benimseyen Alevi inancına ciddi bir darbe vurmaktadır” açıklaması yaptı.

SUR AJANS- Alevi Bektaşi Federasyonu Kadın Meclisi, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın Alevi kurumlarına rağmen Hacı Bektaş Anma Etkinliği düzenlemesine tepki gösterdi.

Kadın Meclisi, “Bu kurumun düzenlediği etkinlikler, 72 millete bir nazarda bakan ve eşitlik ilkesini benimseyen Alevi inancına ciddi bir darbe vurmaktadır. Alevi inancına yönelik bu tip dayatmaların karşısında, hep birlikte aynı kararlılıkla durmamız gerektiğini vurguluyoruz” denildi.

Bu yıl Hacı Bektaş Anma Etkinlikleri, 16-17-18 Ağustos’ta yapılacak. Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın da 15 Ağustos’ta düzenleyeceği anma programı için çağrı yapması tepkilere neden oldu.

Hacı Bektaş Anma Etkinlikleri’nde bu kurumla iş birliği yapmış katılımcıların bulunduğunu belirten Alevi Bektaşi Federasyonu Kadın Meclisi konuya ilişkin bir açıklama yayınladı.

“Bu kurumun düzenlediği etkinlikler, alevi inancına darbe vurmaktadır”

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın devlet eliyle Alevi toplumunu asimile etmek ve biat kültürünü yerleştirmek amacıyla kurulan  bir kurum olduğunun belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bu kurumun düzenlediği etkinlikler, 72 millete bir nazarda bakan ve eşitlik ilkesini benimseyen Alevi inancına ciddi bir darbe vurmaktadır. Örgütümüz, bu konuyla ilgili gerekli açıklamaları yapmış olmasına rağmen, Hacı Bektaş Veli Anma Etkinlikleri’nde bu kurumla işbirliği yapmış katılımcıların bulunduğunu üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız.

Alevi Bektaşi Federasyonu Kadın Meclisi olarak, bu konuda duruşumuzun net olması gerektiğine inanıyoruz. Aksi takdirde, yaptığımız açıklamaların ve mücadelemizin anlamını yitireceği aşikârdır. Bu tartışmayı kişisel boyuta indirgemek yerine, adı geçen kurumun etkinliklerine katılmış tüm sanatçı, akademisyen, yazar, konuşmacı, ana ya da dede kim varsa her birine karşı aynı tavrı sergilemek zorundayız. Bu isimlerin, Alevi kamuoyuna bir özeleştiri sunarak özür dilemesi veya bundan sonraki etkinliklerimizde yer almamaları gerekmektedir.

Bizler, sponsorlar ya da fonlara ihtiyaç duymadan, Hünkâr’ı en güzel şekilde anabilecek güce sahibiz. Bu konuda hiç kimseye muhtaç değiliz. Alevi inancına yönelik bu tip dayatmaların karşısında, hep birlikte aynı kararlılıkla durmamız gerektiğini vurguluyoruz.”