Politika

Ahmet Türk: İktidar Kürt siyasetçilere düşmanlık anlayışı ile yaklaşıyor

Cezaevinde tutuklu bulunan demans hastası Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumu gün geçtikçe ağırlaşıyor. Tuğluk için şuana kadar binlerce çağrı yapılırken, başlatılan imza kampanyaları ise devam ediyor.

Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan Demokratik Toplum Partisi (DTP) kurucu Eş Genel Başkanı Tuğluk için 2009 ile 2014 yılları arasından Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanlığı görevini birlikte yürüttüğü Kürt siyasetçi Ahmet Türk, Tuğluk’un durumunu değerlendirdi.

“Farklı düşünebiliriz ama gerçekten cezaevinde kalamayacak durumda olan bir insana bu kadar düşmanlık yapılmasını da kabullenmek mümkün değil” diyen Türk, Türkiye’de insani değerlerin dahi ayaklar altına alındığını dile getirdi.

“Türkiye’yi yönetenler adeta bir insanın cezaevinde ölümünü hazırlayan bir bakış açısına sahip”

Mezopotamya Ajansı’na konuşan Türk, “Durumu gittikçe ağırlaşıyor. Bu hastalık öyle bir şey ki; gün geçtikçe daha da ağırlaşan, bazen kendi arkadaşlarını tanımıyor. Arkadaşların verdiği bilgiye göre bazen uyurken, ayakkabısını bile çıkarmadan yatağa giriyor. İhtiyaçlarını karşılayacak düzeyde değil. O nedenle gün geçtikçe gerçekten bir insanı adeta orada ölüme mahkum etme gibi bir davranış içinde. Hem Adalet Bakanlığı hem ATK hem de bugün Türkiye’yi yönetenler adeta bir insanın cezaevinde ölümünü hazırlayan bir bakış açısına sahip” ifadelerini kullandı.

“İktidar Kürt siyasetçilere düşmanlık anlayışı ile yaklaşıyor”

İktidarın Kürt siyasetçilere karşı bedel ödetme anlayışına sahip olduğunu belirten Türk, “İnsani bir durumdur. Sağlığı gerçekten çok bozuktur. Cezaevinde yatma koşulu yok. Ama buna rağmen bu iktidar maalesef adeta bizlerden, siyasetçilerimizden bir yerde büyük bir bedel ödetmek için hazırlanmış görünüyor. Yani bir düşmanlık anlayışı ile yaklaşıyor. Oysa ki; biraz insan olmak lazım. Sağlık durumu bu şekilde olan bir insanın cezaevinde tutulması gerçekten insani değil”

Türk, sözlerini şöyle sürdürdü, “Farklı düşünebiliriz, farlılıklarımız olacak, hatta siyaseten birbirimize karşı mücadele de vermiş olabiliriz. Ama gerçekten cezaevinde kalamayacak durumda olan bir insana bu kadar düşmanlık yapılmasını da kabullenmek ve anlamak mümkün değil”

“Her aklımıza geldiğinde, o anı lanetliyoruz”

Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un hayatını kaybetmesi ve sonrasında mezarlıkta yaşananların da tanığı olan Türk, şunları söyledi: “Mahalledeki insanlar ve diğer taraftan topladıkları bazı insanların saldırısına uğradık. Mezarı açmaya çalıştılar. Hatta mezarı açtılar. Orada polisler o güruha karşı sessiz kaldı. Adeta bizi linç etmeleri için orada beklediler. Aysel hanım cezaevinden getirilmişti. Bütün o mezarın açılışı, hakaretleri kulaklarıyla işitti ve gözleriyle gördü. Onun için dünyasının yıkılması anlamına gelen çok kötü bir durumu yaşadı. Bu anı unutması mümkün değil. Yani annesi ile ilgili bu durumu yaşarken, bizler bile çok uzağında olmamıza rağmen, akrabalık bağımız olmamasına rağmen, halen o olayın etkisinden kendimizi kurtaramadık. Her aklımıza geldiğinde, o anı lanetliyoruz. Tabi ki; o olaydan sonra Aysel hanım bunun etkisiyle daha çok yıkıldı.