Alevi Kurumlarının düzenlediği ‘Cumhuriyetin İkinci Yüz Yılı İçin Aleviler Bugünü ve Geleceği Tartışıyor’ çalıştayında konuşan Pir Zeynel Kete, “Yeni manifestomuzun içerisinde cem erkanı yeniden inşa edilerek, ritüellere değinmiyorum, felsefik olarak derinlik kazandırılarak demokratik siyasetle doğrudan kültürün önü açılabilir” dedi.
Alevi Kurumlarının düzenlediği ‘Cumhuriyetin İkinci Yüz Yılı İçin Aleviler Bugünü ve Geleceği Tartışıyor’ çalıştayı 2’inci gününde devam ediyor.
Çalıştayın ikinci günde söz alan Pir Zeynel Kete, devletin Alevilerin örgütsel yapılarını dağıtmayı hedeflediğini söyledi.
Pir Zeynel Kete
‘Bizler hiçbir zaman muteber vatandaş olmadık’
Zeynel Kete, çalıştay konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Bu kriz ve kaos, yaşadığımız ülkede birliğimizi, varlığımızı, toplumsal yapımızı ve bir bütün olarak Geleceğe yönelik örgütsel yapımızı da dağıtan bir üst akıl, bir devlet aklı, bir Cumhuriyet modeli vardır. Bir iki cümle ile cumhuriyetin birinci yüzyılına değindikten sonra asıl olan yaşadığımız bu anın bir tarih olduğunu, eğer geçmişle, ciddi boyutuyla zihinsel ve fikirsel olarak bir hesaplaşmaya girilmezse geleceğin inşa edilemeyeceğini biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki Cumhuriyet modernitesinin 1. yüzyılı 1924 Anayasası’nda makbul vatandaşı tanımlarken ‘Türk’tür, Türkçe konuşur. Mezhebi Hanefidir’ der. Bunun içerisinde bu ülkede başta Kürtler ve diğer etnik yapılar olmak üzere Aleviler ve diğer inançlar ötekilerdir. Bizler hiçbir zaman muteber vatandaş olmadık. Önce fiziki katliamlarla beraber başlayan süreç baş edemeyince kültürel soykırımla başlayan bir süreç bugüne kadar getirdi.”
‘Cem erkanı yeniden inşa edilerek, demokratik siyasetle doğrudan kültürün önü açılabilir’
Cumhuriyetin 2. yüzyılındaki Alevi manifestosunu 5 madde ile özetleyen Kete, şunları belirtti:
“-Bütün düşünsel sistemler kendi kavram ve kuramlarıyla inşa ediliyorlar. Aleviliğin de bir kuran ve kavramı vardır. Bir Hakk kavramıdır. Vardan doğuştur. Cümle canı bir görür bütünsel bakar. Bu Alevilikte bilimsel bir bakış açısıdır. İktidar anlayışı değildir. Bundan hareketle cumhuriyetin ikinci yüzyılında bir bilimsel felsefemiz olmalı.
-‘Kadın Mürşid-i Kamilullah’tır, Hakk kapısıdır’ diyen bir yapıyı cumhuriyetin 2. yüzyılında tekrar inşa edebiliriz.
-Ocak örgütlenmesi binlerce yıldır bu toplumun bir üst akla ihtiyaç duymadan arasında iktidar oluşturmadan, demokratik, özerk ‘El Ele El Hakk’a’ diyerek bir toplumu savunmasını, beslenmesini, varlığını iç dinamizmine göre çözümlemiştir.
-Cem erkanı aslında demokratik siyasetin, özgür kararın tartışılarak temsili demokrasinin değil, doğrudan demokrasinin de meydanıdır. Bizimle ilgili bütün kararlar cem erkanı da El Ele cemal cemale gelerek alınır. O halde yeni manifestomuzun içerisinde cem erkanı yeniden inşa edilerek, ritüellere değinmiyorum, felsefik olarak derinlik kazandırılarak demokratik siyasetle doğrudan kültürün önü açılabilir.
-Dar gider erkanından hareket ederek ahlaki ve politik bir zihniyetle beraber bütün cümle cana derman olabilecek bir ahlaki modelimizi de inşa edebiliriz. Müsahiplik ve kirvelik erkânı ile beraber toplumsal dayanışma ve gerçek örgütlenme modelimiz vardır. 72 millete bir nazardan baktıktan sonra 73. millet biziz. Bizler ahlaki, politik, demokratik, komünaliz. Bütün farklı etnik yapıların haklarının kendi kültürleriyle varlıklarını, birliklerini devam etmeleri gerekiyor. ‘Eşrefoğlu al haberi bahçe biziz gül bizdedir biz de Mevla’nın kuluyuz 72 değil bizdedir’. O zaman bütün dillere ikrar verip bütün dillerin yaşatılması Hakk’ın emri, rızasıdır diyorum ve selamlıyorum.” (Kaynak: PİRHA)
Çalıştayın ilk günü kurum temsilcileri, akademisyenler ve konukların yaptığı konuşmalarla devam ediyor. Çalıştayın sonuç bildirgesi önümüzdeki saatlerde kamuoyu ile paylaşılacak.