Diyarbakır’da Cumhuriyet Döneminde yapılan ilk arkeolojik kazı olan, Artuklu Sarayı Kazı Başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız,  Amida Höyük’ün M.Ö. 10.000'den itibaren yerleşim gören bir yer olduğunu düşündüğünü belirterek, “En büyük beklentimiz erken tarihli bir çivi yazılı belgedir” dedi.

Özel Haber: Beritan Kaya

5 yıldır süren kazılarda elde edilen buluntuların şehrin tarihi bilinenden yaklaşık 3000 yıl daha geriye götürdüğünü ifade eden Prof. Dr. İrfan Yıldız,  tarih değiştirecek yeni verilerin geleceğinden umutlu olduğunu belirterek, “Çok sürprizlere ve yeni verilere açık olan bir kazı” olduğunu söyledi.

irfan yıldız Artuklu Sarayı Kazı Başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız

Hurri-Mitanniler, Bitzamani Krallığı, Asurlular, Urartular, Persler, Romalılar, Emeviler, Abbasiler, Mervaniler, Selçuklular ve Artuklular'ın da aralarında yer aldığı birçok medeniyete ev sahipliği yapan Diyarbakır'ın tarihi Suriçi'ndeki 9 bin yıllık Amida Höyük'teki arkeolojik kazılar sürüyor.

Amida Höyük'teki Artuklu Sarayı arkeolojik kazısı onlarca gönüllü arkeologla sürdürülüyor. Kazı çalışmalarında şu ana kadar sarayın divanesi, kabul salonu, gizli kaçış tüneli ve bazı bölümler gün yüzüne çıkarıldı.

amida höyük İçkale'deki Amida Höyük'te Artuklu Sarayı Kazı çalışmaları

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nce sürdürülen çalışma kapsamında Amida Höyük'te bulunan Artuklu Sarayı'nın ve onlarca medeniyete ait izlerin ortaya çıkarılması için yapılan kazılarda elde edilen bulgular kent tarihinin izlerinin daha da derinlerde olduğuna işaret ediyor.

Amida Höyük'te ilk yerleşimin M.Ö. 7000 yıllarında Orta Neolitik döneminde başlandığının tespit edildiğini ifade eden Yıldız, yapılacak kazı çalışmalarıyla 9 bin- 10 bininci yıllara kadar yerleşimin başladığının tespit edileceğini belirtiyor.

‘Sibernetik biliminin, otomasyon biliminin temelleri burada atılmıştır’

Kazılarda El-Cezeri'nin su dağıtım sistemini de tespit ettiklerini belirten Yıldız, "Artuklu Sarayı'nın diğer bir önemi de El-Cezeri'nin yaşamış olduğu yer olmasıdır. El-Cezeri burada 25 yıl yaşamış ve El-Hiyel kitabını burada yazmıştır. Sibernetik biliminin, otomasyon biliminin temelleri burada atılmıştır. Şu an yaptığımız kazılarda El-Cezeri'nin su dağıtım sistemini tespit ettik. Amida Höyük'ün içerisindeki kaçış tünelinde bir su kaynağı bulunmaktadır" diyerek çağlar öncesinde kentin bilimsel gelişmenin önemli bir merkezi olduğuna vurgu yapıyor.

Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Diyarbakır Amida Höyük-Artuklu Sarayı Kazı Başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız, 5 yıldır süren kazı çalışmaları ve kazı yapılan sarayın tarihsel önemi ve güncel anlamı üzerine Sur Ajans’a yaptığı değerlendirmelerde tarihin izlerinin daha da gerilere çekilmesine vesile olacak bulguların ortaya çıkarılması için çalıştıklarını ifade ediyor.

artuklu sarayı kazısı Artuklu Sarayı Kazı alanı

‘Amida Höyük hem ilin hem bölgenin kalbi ve beyni konumunda’

Artuklu Saray kazısının tarihsel önemi ve güncel anlamına ilişkin Prof. Dr. İrfan Yıldız, şöyle konuştu: “İç Kale Artuklu Sarayı Kazısı dediğimiz zaman aslında Diyarbakır’da Cumhuriyet Döneminde yapılan ilk kazıdır. İlk çalışmalar 1961-62 yılları arasında Prof. Dr. Oktay Aslanapa tarafından yapılmış daha sonra ara verilmiş ve 56 yıl aradan sonra 2018 yılında başkanlığımda kazı çalışmalarına yeniden başlandı. 5 yıldır kazı çalışmaları yapıyoruz. Kazımız Cumhurbaşkanlığı kararı ile yürütülen kazılar arasındadır ve 12 ay kesintisiz olarak devam eden kazılardandır. Tabii Artuklu Sarayı Kazısı özellikle Amida Höyük üzerinde yer alması bakımından önem arz ediyor. Amida Höyük hem ilin hem bölgenin kalbi ve beyni konumundadır. Binlerce yıl bölge aslında bulunduğumuz bu alanda yönetiliyor. Tabii bizim şuan kazı yaptığımız alan Roma ve devamında Artuklu Sarayı’dır. Artuklular döneminde onarıldığı için Artuklu Sarayı adını veriyoruz.  Ama Höyüğün içerisinde bu sarayın dışında erken tarihli 2 saray daha olduğunu biliyoruz. Hurriler dönemine ait bir saray olduğunu biliyoruz. Bir de kaynaklarda Asurlar dönemine ait bir sarayın varlığından bahs ediliyor. Asurlar Diyarbekir bölgesini o günkü adıyla Amed bölgesini alıyorlar (Orta Asurlar döneminde alıp tekrar kaybediyorlar) O zaman Bit-Zamani Krallığı adı verilen bir krallık bağımsızlığını ilan ediyor. M.Ö. 960 yıllarından itibaren burası Bit-Zamani Krallığı’nın surlu başkenti olarak geçiyor. O dönemden beri burada Bit-Zamani Krallığı olduğunu ve bu sarayın da Hurrilerden sonra kullanılan bir saray olduğunu anlıyoruz. Daha sonra Asur kaynaklarına baktığımızda II. Sargon döneminde Amidi şehrinin valisi II. Sargon’a gönderdiği mektupta kendisinin adına burada bir saray inşa ettiğini ve kendisine yakışır bir heykelini de koyduğunu belirtiyor. Dolayısıyla da o da ikinci saray oluyor. Mevcut saray artık üçüncü saray oluyor. Artuklular’daki onarım ve yeniden inşayla beraber ise dördüncü saray oluyor. Şehrin ismine baktığımızda aslında M.Ö. 7.OOO’lerden itibaren burada bir yaşam olduğunu şimdiye kadar devam eden kazılarda tespit edildi. Ama Hurrilere kadar hangi medeniyetlerin yaşadığını ise çok bilmiyoruz. Hurrilerden itibaren hem M.Ö. 2500-3000 şehrin ismine artık yavaş yavaş rastlıyoruz. Şehrin ismi o dönem, Amidi, Amedi veya Amidu olarak geçiyor. Daha sonra Asurlar döneminde şehrin ismi Amidi, bölge ise Amedi eyaleti olarak geçiyor. Romalılar dönemine geldiğimiz zaman şehre Amida ismi veriliyor. İslam döneminde ise bugünkü Diyarbakır şehri Amid şehri olarak geçiyor. Eyalet ise artık Diyarbekir eyaletidir. Tabii Artuklu Sarayı Kazısı bölgenin tarihi açısından çok önem arz ediyor. Çünkü bölge yıllarca burada yönetilmiş. Diyarbakır çok stratejik bir şehirdir. Ondan dolayı her devlet burayı ele geçirmek istiyor. Birçoğu da uzun uğraşlar sonucu muvaffak olmuşlardır. Dolayısıyla özellikle her medeniyete ait izler taşıması açısından Amida Höyük’teki Artuklu Sarayı Kazısı çok önem taşıyor.”

Amida Höyük alanında Artuklu Sarayı kazısı

‘Amida Höyük kazılarında önümüzdeki dönemlerde erken tarihli bir yazıt da çıkmasını bekliyoruz’

Kazı çalışmalarından neler beklediklerini ise Prof. Dr. Yıldız şöyle ifade etti: “Kazı bölge için çok önemli ve popüler bir kazı. Her an tarihi değiştirecek yeni bulguların gelebileceği bir kazıdır. Zaten şuana kadar yaptığımız çalışmalarda yaklaşık 5 yıldır şehrin tarihi bilinenden yaklaşık 3000 daha geriye gitti. Daha önce en fazla 3500-4000 olarak biliniyordu ama şuan M.Ö. 7000’lerdeyiz. Günümüzden 9000 yıl gerideyiz. Amida Höyük kazısında çok şey bekliyoruz. Yeni veriler gelecek, tarih değişecek. Şehrin tarihinin değişeceğini umuyorum. Bölgenin tarihinin değişmesine vesile olacağını düşünüyorum. Aslında en büyük beklentimiz erken tarihli bir çivi yazılı belgedir. Çünkü Amida Höyük’ün M.Ö. 10.000 itibaren yerleşim gören bir yer olduğunu düşünüyoruz. Her ne kadar şuan M.Ö. 7000’lerde olsak da hem katmanlardan olmadan gelen veriler hem şehrin kuruluşu, jeopolitik konumu, Dicle’nin yakınında olması, Ergani Maden yataklarına yakın olması, Çayönü’ne yakın olması, bütün bu verileri bir araya getirdiğiniz zaman aslında burada çok erken tarihten bir yerleşimin olduğunu söyleyebiliriz. Eğer erken tarihlerden beri burada bir yerleşim varsa muhtemelen Amida Höyük kazılarında önümüzdeki dönemlerde erken tarihli bir yazıt da çıkmasını bekliyoruz.”

Artuklu Sarayı kazısında yeni buluntular açığa çıkıyor

‘Çok sürprizlere ve yeni verilere açık olan bir kazı’

Planlanan kazı takvimine ilişkin olarak da Prof. Dr. Yıldız, şunları söyledi: “Tabii biz her zaman bir plan yaparız. Ortalama 5 yıllık planlar yapıyoruz ama gelen buluntular, katmanların özelliği, ödenekler vs. bunların hepsi çalışmalarımızı etkileyen faktörlerdir. Özellikle sarayın bulunduğu kısmı 5 yıl içinde bitirmeyi hedefliyorduk ama şuana kadar çalışma tamamlanamadı, daha devam edecek. Dolayısıyla arkeolojik kazılarda aslında bitirme tarihi, yılı vermek biraz zor ama genel itibariyle baktığımız zaman diğer kazılara göre (50-100 yıl) bizim kazının daha kısa süreceğini (ortalama 15-20 yıl) öngörüyoruz. Ama çok sürprizlere ve yeni verilere açık olan bir kazıdır.”

artuklu sarayı Artuklu Sarayı Kazı çalışmaları

‘Bu yılki çalışmalarla kabul salonu tamamen ortaya çıkarılmış olacak’

Amida Höyük Artuklu Sarayı Kazısında bugüne kadar ortaya çıkarılan buluntulara ilişkin olarak da Prof. Dr. Yıldız, şöyle konuştu: “Genel itibariyle baktığımızda Artuklu Sarayı özellikle bilim tarihi açısından çok önemlidir. Dünyada ilk insansı robotları yapan, krank milini, otomasyon sistemini geliştiren El-Cezeri'nin yaşadığı yerdir. Şimdiye kadar yaptığımız kazılarda sarayın divanhanesi tamamıyla ortaya çıkarıldı. Kabul salonu büyük oranda ortaya çıkarıldı. Bu yılki çalışmalarla kabul salonu tamamen ortaya çıkarılmış olacak. Onun dışında saraya ait birkaç mekan daha ortaya çıkartıldı. Şimdiye kadar 5 mekan ortaya çıkartıldı. Kazı çalışmaları devam ederken özellikle sarayın su sistemi, ısıtma sistemleri gün yüzüne çıkmaya devam ediyor. Bu yılki çalışmalarda da sarayın divanhanesinde bulunan selsebil ve havuza giden su sistemi ortaya çıkartıldı. Pişmiş toprak dediğimiz pöhrenklerle su saraya alınmış, oradan divanhaneye, divanhanenin içindeki havuza suyun dağıtımı sağlanmış. Baktığımız zaman çinili, mozaikli havuz tamamıyla ortaya çıkartıldı. Bunun dışında özellikle Roma döneminde hamamın suyundan yararlanılarak yapılan ısıtma sistemi, dönemin kanalizasyon, atık su sistemi diyebileceğimiz giderler ortaya çıktı. Artuklu döneminde Roma dönemine göre daha farklı bir ısıtma sistemi ortaya çıktı. Bunun dışında bol sayıda sikke bulundu. Sikkeler özellikle Artuklu Sarayında sikke darp eden Amid Artuklularına aittir. Çok sayıda seramiklerimiz var. Özellikle seramiklerimizin büyük bir kısmı halaf dönemi dediğimiz M.Ö. 6100-5500 yıllarına ait seramiklerdir. Onun dışında Ortaçağ dönemine ait çok sayıda seramikle karşılaşıyoruz. Dolayısıyla burada taşınabilir çok sayıda obje ortaya çıkıyor.”

Dicle Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Diyarbakır Amida Höyük-Artuklu Sarayı Kazı Başkanı Prof. Dr. İrfan Yıldız

‘Kazıda her döneme ait veriler geliyor’

Kazının sınırlandığı katmanlara ilişkin olarak da Prof Dr. Yıldız, şunları söyledi: “Şuana kadar saray kısmında kazı yaptığımız katmanlarda genelde Roma ve Artuklu dönemindeyiz. Osmanlı-Artuklu ve Roma katmanlarını kazdık ama belli bölgelerde sondaj yapacağız. Geçen yıl özellikle surların onarımı kapsamında sur dibinde yaptığımız çalışmalarda M.Ö. 7000’lere kadar inildi. Özellikle o dönem, belki de Helenistik Roma öncesi dönemlere ait Kral Yolu dediğimiz bir yol da ortaya çıkmıştı. Saray kısmında ağırlıklı olarak Artuklu, Bizans-Roma ve Artuklu öncesi döneme ait bulgularla karşılaşıyoruz. Yani hemen hemen her döneme ait veriler geliyor.”

Artuklu Sarayı
Editör: Haber Merkezi