Avukat Resul Temur, beraat eden gazeteci Aziz Oruç’a yardım ettikleri için DFG Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ile 4 kişiye “suçluyu kayırmadan” ceza verilmesinin hukuki izahının olmadığını söyledi. Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde 11 Aralık 2019’da gözaltına alınarak tutuklanan ve daha sonra tahliye edilen gazeteci Aziz Oruç, hakkında “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davada beraat ederken, İran tarafından Türkiye sınırına atılan ve Oruç’a yardım ettikleri belirtilen Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ile Yücel İlhan, Tugay İlboğa, Muhammed İkram Müftüoğlu ve Abdullah Ekelik hakkında ise “Suçluyu kayırma” iddiasıyla 5’er ay hapis cezası verildi. Ağrı 2. Ağır Ceza Mahkemesi, İlhan, İlboğa ve Müftüoğlu’na verilen cezada hükmün geri bırakılması, Dicle Müftüoğlu için ise cezanın ertelenmesine karar verirken, Ekelik için de cezada erteleme yoluna gitmedi. Ortada bir “suç” yokken “suçluyu kayırmadan” Müftüoğlu ve 4 kişiye ceza verilmesin değerlendiren Müftüğolu’nun avukatı Resul Temur, “bunun hukukla izah edilemeyeceğini” söyledi. Oruç’un yakalandığı andaki duruma dikkati çeken Temur, “Aziz Oruç gözaltına alındığında emniyet güçleri tarafından oluşturulan algının aksine Aziz’in gazeteci olduğunu herkes biliyordu. Yargılama sonucu da Aziz’in yasa dışı bir faaliyetinin bulunmadığını ve yaratılan algının yalan ve yanlış bir algı olduğunu ortaya koymuştur” diye konuştu. Oruç’un ölüme terk edildiğini ve yardım istemesi üzerine müvekkilinin yardım ettiğini hatırlatan Temur, “Dosya kapsamında Aziz’i en iyi tanıyan birlikte çalıştığı gazeteci arkadaşı olan Dicle Müftüoğlu’dur. İran devletinin Aziz’i Türkiye sınırına yasa dışı şekilde itmesi ve neredeyse ölüme terk etmesi karşısında gazeteci arkadaşı olan Dicle Müftüoğlu’nun Aziz için ailesini yönlendirmesi ve insani olarak yardım maalesef cezalandırma gerekçesi haline getirilmiştir. Mahkeme Aziz hakkında Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından yakalama kararı olduğunu ve bu sebeple Aziz’i misafir edenlerin suçluyu kayırma suçu işlediklerine hükmetmiştir. Birincisi Diyarbakır 4. Sulh Ceza Hâkimliği kararından başta Aziz olmak üzere kimsenin haberi bulunmamaktaydı. Bu tür kararlar tebliğ edilen kararlardan değildir. İkincisi karar sadece Aziz’in ifadesinin alınıp serbest bırakılmasını içerir bir karar olup kimse böyle bir karardan kaynaklı kaçıp saklanma ihtiyacı duymaz. Son olarak suçluyu kayırmak suçunun gerekçeleri arasında insani amaçlarla bazı ihtiyaçların karşılanmış olmasının suçun maddi unsurunu oluşturmayacağını açık bir biçimde düzenlemektedir. Buna rağmen Dicle Müftüoğlu ve diğer kişilerin insani yardımının cezalandırılmasının hukuki izahı bulunmamaktadır” ifadelerini kullandı. (MA)