SUR AJANS/ Denizli Barosu önceki dönem başkanlarından ve Muğla Barosu’na kayıtlı Avukat Mehmet Erdal Çam’ın 6 gün önce, daha önce davasına baktığı müvekkili tarafından öldürülmesi 81 ildeki adliye saraylarının önünde yapılan ortak basın açıklamalarıyla protesto edildi. Yapılan ortak açıklamalarda, “Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır” vurgusu ön plana çıkarken, avukatlık mesleğine yönelik saldırılara karşı yapılması gerekenlere dikkat çekildi.
Türkiye’nin 81 ilinde bulunan barolar, 6 gün önce baktığı bir davanın müvekkili tarafından öldürülen Avukat Mehmet Erdal Çam’ın ayaklandı. Çam ile daha önce öldürülen ve saldırıya uğrayan avukatlar için tüm illerde eş zamanlı ortak basın açıklaması yapıldı.
Diyarbakır’da da Diyarbakır Barosu ve üyeleri Dağkapı’da bulunan adliye önünde basın açıklaması yapmak üzere bir araya geldi.
Açıklamada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, avukatlık mesleğine yönelik saldırılara değindi ve ifadeleri kullandı:
“Bugün buradan bir kez daha haykırıyoruz: Mesleğimizi yaparken, görevimizi ifa ederken can veriyoruz. Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil, adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz.
Avukat tehdit altındaysa, hak arama özgürlüğü de tehdit altındadır. Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir.
Avukatlar; her geçen gün daha fazla öldürme, yaralama, tehdit, hakaret gibi saldırıların mağduru haline geliyor.
Denizli Barosu önceki dönem başkanlarımızdan ve Muğla Barosuna kayıtlı Av. M. Erdal Çam altı gün önce, daha evvel davasına baktığı müvekkili tarafından, sadece mesleki faaliyeti nedeniyle katledildi.
Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında İstanbul Barosu üyesi Av. Servet Bakırtaş, bakmakta olduğu bir dava dosyasını karşı yanı tarafından ofisinde katledilmişti.
Bakırtaş’tan bir yıl önce yine İstanbul Barosuna kayıtlı genç meslektaşımız Av. Ersin Arslan, haciz işlemleri için bulunduğu görev yerinde göğsünden vurularak katledildi. Ersin Arslan’ın katlinden birkaç ay sonra Konya’da Av. Asilcan Tuzcu, boşanma davasını üstlendiği müvekkilinin eşi tarafından bıçaklandı. Av. Asilcan Tuzcu, saldırı sonrası bir gözünü kaybetti.
Asilcan Tuzcu’dan tam bir yıl önce, İstanbul Barosuna kayıtlı meslektaşlarımız Av. Savaş Baş ve Av. Necati Çakmak, Ankara’da haciz işlemleri esnasında bıçaklı saldırıya uğradılar. Yaralanan meslektaşımız Savaş Baş halen bu saldırının izlerini taşıyor.
Henüz üç hafta önce, Afyonkarahisar Barosuna kayıtlı meslektaşımız Av. Hakkı Cihan Coşkun, mesleki dayanışma kapsamında yetki belgesi ile iştirak ettiği haciz işlemi sırasında, işyeri sahipleri ve çalışanlarının saldırısına maruz kalarak yaralandı. Saldırganlar, olay yerine intikal eden jandarma personelinin yanında da saldırılarına devam ettikleri hâlde, serbest bırakıldılar.
Üç gün önce, Nevşehir Barosu önceki dönem Başkanlarımızdan Av. Mustafa Necmi Öncül, takip ettiği dosyanın karşı yanı olan iki kişi tarafından darbe dildi.
Bu saydıklarımız, her gün ve yaşamın her alanında sistematik hâlde yaşanan avukata yönelik şiddetin, yaşam hakkına dönük ve can yakıcı çok sayıda örneğinden yalnızca birkaç tanesidir.
Tek bir kayba daha tahammülümüz yok! 180 bin avukat, Barolarımız ve Türkiye Barolar Birliği olarak; avukata yönelik şiddetin normalleşmesine izin vermeyecek, onurla ve asla vazgeçmeden ortak mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz.”
“Avukata saldırma pervasızlığını gösteren saldırganlar bu cüreti, mesleğin itibarsızlaştırılması çabasından ve cezasızlık politikalarından alıyorlar. İnfaz kanunlarında yapılan değişiklikler, cezasızlık politikalarını daha da derinleştiriyor. Avukata yönelik şiddetle, ciddi bir politika benimsenerek mücadele edilmediği sürece, tekil vakalarda verilen ancak infaz düzenlemeleri nedeniyle göstermelik kalan cezalarla yol alınması mümkün değildir” diyen Eren, avukatların şu talebini dile getirdi:
“Acil talebimiz şudur: Yeni yasama döneminde, Anayasa’nın 98. ve TBMM İçtüzüğü’nün 104. ve 105. maddeleri uyarınca Meclis araştırması açılmalı, konuyla ilgili TBMM araştırma komisyonu kurulmalıdır. Türkiye Barolar Birliğinin, Adalet Bakanlığına sunduğu önerilerde yer alan gerekli düzenlemeler acilen hayata geçirilmelidir. Devletin tüm kurumlarında ve yurttaşlarda, avukata yönelik şiddetin engellenmesiyle ilgili farkındalık yaratılmalı ve buna ilişkin somut çalışmalar hayata geçirilmelidir”