Politika

Ayhan Bilgen'den tepki çeken Nihal Atsız paylaşımı

Ayhan Bilgen'den tepki çeken Nihal Atsız paylaşımı

HDP’den ayrılarak Türkiye'nin Sesi Partisi'ni kuran eski Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen’in sosyal medyada yaptığı Nihal Adsız paylaşımı tepki çekti.

Türkiye'de ırkçılığı Nazi faşizmi görüşlerle harmanlama çabasında olan Nihal Atsız'ın "adil yargılanma hakkı" üzerine paylaşımlarda bulunan Bilgen, gelen tepkiler üzerine açıklamalarda bulundu.

ayhan bilgen

Türkiye'nin Sesi Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen

Bilgen, Twitter paylaşımında  “#3MAYIS hem Dünya Basın Özgürlüğü Günü, hem Türkçüler Günü. Erdemli toplumlar katılmadıkları düşüncelerin özgürce ifade edilebilmesini savunurlar. Küçük çıkarcı kesimler ise özgürlüğü sadece kendileri gibi inananlar için isterler” ifadelerini kullanmıştı.

"Adil yargılanma hakkını savunmak"

Bilgen’in, paylaşımından dolayı gösterilen tepkilere yönelik paylaşımları ise şöyle:

"Gerçek vatanseverlik hem herkes için hukuk ve adaleti istemek, hem "il yıkılır töre kalır" ilkesini bilmektir. Gerçek demokratlık, 1945 yılında muhalif milliyetçi çizginin görüşlerine katılmasak da adil yargılanmasını savunabilmektir. Nazım Hikmet'den, Said Nursi'ye, Kıvılcımlı'dan Atsız'a ya herkesin ifade özgürlüğünü savunacağız, ya da toplumsal kamplaşmadan beslenen baskıcı uygulamalardan şikayetlenerek yarınlarımızı kaybedeceğiz. Toplumsal barış ve kaliteli demokrasi sorununu çözen ülkeler, uluslararası alanda saygın, onurlu ve bağımsız olmayı başarır. Siyasetin iç kavga ile kitleleri fanatize ettiği ülkeler de tüm kesimler kaybeder. Türkçülük, dincilik, bölücülük, anarşistlik... Ya birbirimizi yaftalarla mahkum edeceğiz ya da farklılıklarımızla eşit, özgür, onurluca ve insanca yaşamayı öğreneceğiz. Ziverbey'de otoriteyle tanışan sol, Mamak'ta muhasebesini yapan milliyetçiler, Diyarbakır zindanındaki Kürtler neden yeni kuşakların ezberini bozmak için hakikati anlatmıyor? Herkes nostalji dünyasında yaşasın, hep birbirimize düşman kalalım mı istiyorsunuz? Herkes kendi sevdiği yazara hayran ama ötekine düşman. Bu duygularla binlerce genç 12 Eylül öncesi birbirine karşı nefretle kırdırıldı. Hala kendi ideolojisini kurtarıcı görüp ötekini ezmeyi meziyet sanan hastalıklı ruh halinde yaşayanlar var. 3 Mayıs 1945 yargılamaları tümüyle resmi ideolojinin Türkçü çizgiyle yol ayrımının eseridir. Hukuk siyasetin esiri olduğunda yargılayan kim, yargılanan neden cezalandırılıyor önemli değildir! Ergenekon, FETÖ, KCK davalarında aynı ilkesel duruşa sahip değilseniz haksız uygulamaları görmezlikten gelirsiniz. Sadece kendiniz mağdur olunca feryat edersiniz ama ötekiler de sizi duymazlıktan gelir. Adil yargılamayı savunmak birinin fikirlerini kabul etmeyi neden gerektirsin? Fikirleri ile mücadele eder ama haksız cezalandırılmasına karşı çıkarım! Karşı cephenin yargı sopasıyla terbiye edilmesini onaylarsak, bir gün bize haksızlık yapıldığında da birileri "hak etti" diye düşünür. Sadece 1945'de Atsız, 27 Mayıs'ta Saidi Nursi'nin yargılanma sürecini adil bulmuyorum. Nazım, Kıvılcımlı, Necip Fazıl gibi hepsinin cezaları dönemsel korkuların eseriydi. Namık Kemal, Paramaz gibi isimler de Osmanlı döneminin örnekleridir."

SUR AJANS