Gündem

AYM: Gaz tabancasını böyle kullanamazsın, bireylerin hakları korunmalı

AYM, 2013’te, izin verilmemesine rağmen alana çıkmak isteyen gruplara yönelik müdahale sırasında başından gaz fişeği ile vurulan Dilan Alp’e yönelik bu eylemi de “eziyet” saydı. Alp’i başından vuran güvenlik görevlisinin tespit edilememesini ve soruşturmanın zamanaşımına girmesini de ihlal sayan AYM, polisin, gaz fişeği kullanımı konusunda ateşli silahlar için belirlenmiş kurallara tabi olduğunu da vurguladı.

Gaz fişeği ile vurulan Dilan Alp’ın olayına ilişkin AYM’nin “Bu çerçevede kolluk görevlilerinin eylemlerinin yanında kendilerine uygun talimatın verilip verilmediğinin, incelenmesi gerekmektedir” şeklindeki değerlendirmesi dikkat çekti.

T24'te yer alan habere göre, Olayı değerlendiren AYM, kararında, gaz silahlarının kullanımı konusunda kritik bir yorum yaptı. Bu silahların, ateşli silahlardan farkının olmadığını ve ölçülü biçimde kullanılması gerektiğini belirten AYM, “Güç kullanımının Anayasa’nın 17. maddesine göre başka bir çarenin kalmadığı zorunlu bir durumda ve ölçülü bir şekilde gerçekleştiğinin soruşturma makamlarınca resen ortaya konulması gerekmektedir. Bu çerçevede kolluk görevlilerinin eylemlerinin yanında kendilerine uygun talimatın verilip verilmediğinin, gaz fişeği atışı için kullanılan silahlar konusunda bu kişilerin yeterli eğitim alıp almadığının ve olası riskleri önlemek adına tedbir almakta ihmalleri bulunup bulunmadığının da incelenmesi gerekmektedir” yorumunu yaptı.

Kararda, izinsiz biçimde yapılsa bile barışçıl eylemlere müdahale konusunda sınırlılıklar bulunduğuna işaret edilerek, şöyle denildi:

“Başvurucunun barışçıl olmadığı herhangi bir eyleminin olduğu ileri sürülmediğinden başvurucunun yaralanmasına neden olacak şekilde fiziki müdahalede bulunulması ve böylelikle gösteriye son verilmesi toplanma hakkına yönelik bir müdahale olarak kabul edilmelidir. Dolayısıyla toplantı hakkının amacı, şiddete başvurmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasıdır. Demokratik bir toplumda, barışçıl yöntemlerle fikirlerini savunanlara toplantı özgürlüğü ve diğer yasal araçlarla kendilerini ifade edebilme imkânı verilmelidir. Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kişilerin toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir. Toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılanların bir kısmının şiddete başvurmaları diğerleri açısından bu hakka müdahaleyi meşru kılmaz.”