Diyarbakır’da “Bir umuttur” diyerek sosyal konut projesine başvuru yapan yurttaşlar, umutlarını ikinci bir revizyona bağladı. Bünyesinde 250 müteahhitti barındıran Diyarbakır İnşaat Müteahhitleri Derneği (DimDer) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Elaldı ise projenin mevcut haliyle uygulanabilir olamayacağını söyledi ve konut sorununun çözümü için önerilerini sıraladı.

Arif Bulut/Özel Haber

13 Eylül’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan ve daha sonrasında tartışmalara neden olan sosyal konut projesinin başvuruları devam ediyor. Proje kapsamında 500 bin sosyal konut, 250 bin konut arsası ve 50 bin iş yeri yapılacak. Konutların tamamlanma süresi ise 2 yıl açıklandı. Ancak projenin duyuruya çıktığı günden beri akıllarda oluşan soru işaretleri henüz açıklığa kavuşmuş değil.

Muhalefet partileri, hükümetin attığı bu adımı bir seçim yatırımı olarak değerlendirirken, tavan makası giderek artan konut fiyatlarından dolayı bir eve sahip olmak isteyen yurttaşlar ise tüm soru işaretlerine rağmen “bir umuttur” diyerek projeye başvuruyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un paylaştığı en son verilere göre ‘3 milyon 466 bin 250’ kişi sosyal konut projesine başvuru yaptı. Henüz başvuruları devam eden ve 31 Ekim’e sona erecek sosyal konut projesi için bu rakam oldukça yüksek.

Diyarbakır’da sosyal projesine başvuranlar ile Diyarbakır’da sektörün önde gelen temsilcilerin bir araya geldiği Diyarbakır İnşaat Müteahhitleri Derneği (DimDer) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Elaldı ile konuştuk. Elaldı, projenin uygulanabilir olmadığı üzerinde durarak, konut sorununun çözümü için projeyi ortaya atanların proje öncesinde sektör temsilcileriyle fikir alışverişinde bulunması gerektiğine dikkat çekti. Sosyal konut projesine başvuranlar ise mevcut halinin ötesinde ikinci bir düzenlemeye umut bağladıklarını söylüyor.

“‘Fakir insan bir kümesim olsun’ diyor”

İnşaatlarda çalışarak geçim mücadelesi veren bir yurttaş, “bir umuttur” düşüncesiyle sosyal konut projesine başvurduğunu söylüyor. Kafa karışıklığına rağmen projeye başvurduğunu aktaran inşaat emekçisi, “Deneme amacıyla başvuru yaptık. Zengin insan hiçbir zaman gelip TOKİ konutlarında oturmaz. Fakir, ‘sadece bir kümesim olsun, bir evim olsun oturayım’ diyor. Bu yüzden TOKİ’ye başvur yapıyor. İnşallah bize de bizim gibi kiradan çıkmayı umut edenlere çıkar. Çıkması durumunda da TOKİ’den iyileştirme istiyoruz. Çünkü taksit ödemelerinde insanlar zorlanır. Dolayısıyla, enflasyona göre yapılan artışlarında dar gelirli insanların da hesaba katılmasını gerekiyor” dedi.

“Devlet bu işin üstesinden gelir”

Sosyal Konut Projesinin olumlu bulduğunu dile getiren başka bir yurttaş ise “Arkadaşlarımızla bir yerlerde oturup konuştuğumuzda, bunun büyük bir proje olduğunu ve devletin bunun üstesinden gelebileceğini söylüyorlar. Diyarbakır’da bütün ilçelere proje kapsamında bir kota verilmiş. Ama sisteme baktığında Silvan ve Çınar’a projenin dışında tutulmuş. Biz Çınar’a da bu projenin verilmesini istiyoruz” şeklinde değerlendirmede bulundu.

“Emekliyiz, projeden sonra başka bir imkân sağlanmaz ise ödeme yapamaz”

Gönül de yıllarca emek vermiş, emekli olmuş ve halen de kirada oturuyor. O da ‘Bir umut’ diye sosyal konut projesine başvuranlardan biri. Gönül, emekli maaşı ile mevcut proje için ödeme yapmanın imkânsız olduğunu dile getiriyor. Umudunu projeden sonraki başka bir adıma bağlayan Gönül, sözlerini şöyle sürdürüyor, “Yani bir umuttur. Allah’tan umudumuz var. Belki çıkar da bu kiralardan kurtuluruz diye düşünüyoruz. Görüyorsunuz kiralar pahalı olmuş, hayat zorlaşmış. Ne yapalım yani bir emekli maaşı ile ne yapacağız ve nereye gideceğiz? Emekli maaşı ile ne yapalım, kira mu verelim? Faturaların parasını mı verelim? Ne yiyelim yani? Şimdi başvuru yaptık. Ama çıkması durumunda da o taksitleri yine ödeyemeyiz. Şansımızı deniyoruz. Hani çıkar da belki sonrasında tekrardan bir düzenleme yapılır. Ne bileyim bir kredi imkânı ya da bir madde çıkar. Bize kolaylık sağlar biz de ona göre biraz rahatlar ve ödeme yaparız. Yani şuan tek bir emekli maaşımız var bu şartlarda bize çıksa da ödemesini yapamayız. Biz bu kiradan kurtulmak istiyoruz. Hayatın güzelliğini yaşamak istiyoruz. İleri gitmek istiyoruz, geri gitmek istemiyoruz.”

“Mevcut haliyle işletilir ise benim gibi çok sayıda kişi geri çekilir”

Projenin bölgesel eşitsizliği barındırdığını ifade eden başka bir yurttaş da sosyal konut projesini bu şartlarda olumsuz bulduğunu söylüyor ve şöyle ekliyor, “Ben de başvuru yaptım. Bu fırsat ise bunu bekleyip görecem. Bu şartlarda olumsuz olduğunu biliyorum. 500 lira gitsin önemli değil. Yarın projeden bize ev çıkarsa ve bir iyileştirme yapılmaz ise bu şartlarda geri çekilirim. Emin olun benim gibi başvuranlardan çoğu da geri çekilir. Bunu ileriki dönemlerde birlikte de göreceğiz.

“Proje bölgesel eşitsizliği barındırıyor”

Diyarbakır’da Çüngüş ilçesine belli bir konut sayısı verilmiş. Şimdi Çüngüş ilçesinde yaşayan biri 800 bin lira getirim verebilir mi? Ya da sen Çüngüş ilçesi için o fiyat değerini biçebilir misin? Hem yatırım olarak hem yaşamak için yani sen Çüngüş gibi diğer ilçelere o fiyat biçilebilir mi? Bir de bunun enflasyona göre artışı var. Tüm bunlar eklendiğinde kurtarmaz yani. Şimdi Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde adil bir durum yok. Örneğin, batıda İstanbul gibi büyük şehirlerde belki bu fiyat uygun olabilir ama burada bu fiyatlar uygun değil. İstanbul’da 1 artı 1 evin fiyatı 1 milyon ile 1 milyon 200 bin liradır. Ama sen bunu bu bölgelerle bir tutabilir misin?”

Umut ve kaygılarını dile getiren yurttaşların yanı sıra, inşaat sektörünün temsilcileri de projenin bu haliyle uygulanabilir olmayacağını söylüyor. Bunlardan biri de Diyarbakır’da bünyesinde 250 müteahhitti barındıran Diyarbakır İnşaat Müteahhitleri Derneği (DimDer) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Elaldı. Sosyal Konut Projesini önemsediklerini belirten Elaldı, projenin mevcut haliyle uygulanabilir olmayacağını söylüyor.

“O arsaları alan kişilerin ellerinde bu arsalar patlayacak”

“İlk Evim, İlk İş Yerim” olarak adlandırılan projenin ayaklarından biri olan arsa tahsisini değerlendiren Elaldı, “Hükümetin yapmaya çalıştığı bu durumu önemsiyoruz. Ama bize göre uygulanabilirliği imkansıza yakın bir durumdur. İlk önce alt gelir grubuna arsa tahsis ediyorlar. Bu alt gelir grubuna tahsis edilen arsaları alan arsa sahipleri bu evleri yapma imkanları yok. Düşünün arsasını 300-500 bin liraya aldı. 100 metrekare bir daire yapacak. Böyle bir dairenin de bugün maliyet 600-700 bin lira. Alt geril grubunun da böyle bir durumu yok. Yapmaya çalışırsa diye düşünün o zaman da maliyet iki katına çıkar. Organizasyonu olan bir müttehit firma ile kişinin kendisinin yapması arasındaki fark birbirinin aynısı değildir. Bu sebeplerden dolayı o arsaları alan kişilerin ellerinde bu arsalar patlayacak” dedi.

“Bu koşullarda bunu yapacak hiçbir kuruluş bulamazlar”

Projenin bir diğer ayağı olan sosyal konutlarda da uygulanabilirliğinin olamayacağını tekrarlayan Elaldı, inşaat sektöründeki maliyetler ile birlikte artan enflasyondan dolayı mevcut TOKİ projelerinin bile teslim edilmediğine atıfta bulunarak, “Bu enflasyonla, bu zamlarla ve bu ekonomik koşullarda bunu yapacak müttehit bulamazlar. Zaten mevcut TOKİ projeleri teslim edilemiyor. Bütün kamu ihalelerinin çoğu durduruldu. Durdurulmayanların da ihalesi yapılıp erteleniyor. Bu şartlarda bu koşullarda bunu yapacak hiçbir kuruluş bulamazlar. Bizim birçok müttehit arkadaşımız işlerini yarım bırakmış ve birçoğu da battı. Ha TOKİ’nin kendisi yapar, devletin kendisi yapar onu bilemem. Ama bu işi ihaleyle yaptıramazsın. Biz şuanda kendi inşaatlarımızda çalıştıracak işçi bulamıyoruz. İşçi krizi yaşıyoruz. Niye? Çünkü yurtdışına çalışmaya gidiyor işçiler.” ifadelerini kullandı.

“Mayıs’taki proje için de uygulanamaz demiştik ve uygulanamadı da”

Projenin 2 ayağının da uygulanabilir olmayacağını belirten Elaldı, bu görüşünü ise geçtiğimiz Mayıs ayında yine hükümet tarafından açıklanan ve yüzde 0.89 ile yüzde 0.99 bandındaki faizi içeren “İlk Evim Konut Finansmanı” paketini örnek göstererek açıklıyor ve şöyle diyor, “O zaman da biz bunun uygulanabilir olmadığını söyledik. Yok oldu, bitti ve kayboldu. Bu projede çok isteriz uygulanabilsin ama çıkıp bunu nasıl uygulayacaklarını, kimle ve nasıl yapacaklarını anlatmaları lazım”

“Konut sorunun çözümü için müteahhitlere ucuz arsa tahsis etsinler”

Konut fiyatlarının yüksek olmasında en büyük payının arsa payı olduğunu aktaran Elaldı, Diyarbakır’ın en ücra yerlerinde bile arsa fiyatlarının yüzde 50 arttığını söylüyor. Proje kapsamında arsa alan kişilerin bu arsaların üzerinde konut yapacak güçlerinin olmayacağını dikkat çeken Elaldı, devletin konut sorununun çözümü için sektörde faaliyet gösteren yerel müteahhitlere arsa tahsisinde bulunması gerektiğini şu sözlerle dile getiriyor, “Yani sen bir daireyi 1 milyon liraya mal ettiğin zaman, 1 milyon da arsa payı oluyor. Ama devlet bana yüzde 10-15 ile arsa tahsis ettiği zaman benim o maliyet satış fiyatım 1 milyon 250 bin lira olur,  2 ile 2 buçuk milyon olmaz. Eğer devlet müttehitler ucuz arsa tahsis etmiş olsaydı o zaman bu konut sorununu çözmüş olur ve bu sorumluluğun altına girmemiş olurdu.”

“İleri demokrasinin olduğu ülkelerde belediyeler sosyal konutla ilgileniyor”

Uygar ve ileri demokrasinin olduğu ülkelerde sosyal konut projelerinin önemsendiğini ve bu konuyu da oradaki belediyelerin sırtladığını örnekleyen Elaldı, “Yani biz Avrupa’ya gittiğimiz de oradaki belediyelerin bununla ilgilendiğini çok net görüyoruz. Örneğin ben Paris’e gittiğimde 6’ncı Bölge Belediye Başkanı bize dedi ki size arsa tahsis edelim. Şu kadarını bize verin şu kadarın siz alın ve satın. Ama sosyal konut istiyoruz. Belediye bunu yapıyor. İleri demokrasinin olduğu toplumlarda, alt gelir grubunun düşünülmesi ve ona göre adım atılması zorunludur.”

“Bize ucuz arsa tahsis etsinler yeni şehirler inşa ederiz”

Bir sivil toplum kuruluşu olarak konut sorununun çözümü için her zaman hazır olduklarını her fırsatta dille getirdiklerini söyleyen Elaldı, Diyarbakır’da konut açığının yıllık 40 bin civarında olduğunun bilgisini paylaşıyor. Sosyal konut projesi kapsamında Diyarbakır’ın merkezi için ayrılan 3 bin 514 konutun ihtiyacı tamamıyla karşılamadığını ifade ederek, müteahhitlere ucuza arsa tahsis edilmesi gerektiğini yineleyerek, şunları söylüyor, “3 bin 500 tabi ki çözüm olmaz ama yine de iyi niyetli ve güzel bir adım olduğunu düşünüyorum. Daha çok alt gelir grubuna hitap etmesi bizi daha çok sevindiriyor. Bu açığında kapatılması için belediyelerin ve çevre bakanlığının çok net bir şekilde arsa tahsisi yapması lazım. Biz her zaman söylüyoruz. Bize arsa tahsisi yapsınlar bir 10 bin değil 20 bin hatta 30 bin konut yaparız. Bizim için bir problem yok. Çünkü biz büyük derneğiz ve bünyemizde 250 tane müttehit var. Bu müttehitlerin güç birliğiyle istediğimiz kadar konut yaparız yeni şehirler imar ederiz. Ama bize arsa tahsis etmeleri lazım. Bir sivil toplum kuruşu olarak bunu söylemek bizim görevimiz.”

Editör: Haber Merkezi