Hayatın çeşitli evrelerinde çeşitli insanlarla karşılaşırız. Beraber yol alırız, bir hikayede rol alırız.
Hayat yolculuğunun bir kısmında mecburen bazı insanlarla bir süre yol alabilirsiniz. Ama hayatımızın çoğunda, vakit geçirdiğimiz, yol yürüdüğümüz çoğu insanla olan yolculuğumuz bir zorunluluk değildir. İsteğe, iradeye bağlıdır.
İstekle, heyecanla yola koyulduğumuz bazı insanların, bu yol arkadaşlığına değmediği, boşuna sizi yıprattığı, yorduğu, şevkinizi kırdığı acı tecrübelerle ortaya çıkar.
Yol arkadaşlarınızı ne kadar titizlikle seçerseniz seçin, yola koyulmadan, bir müddet yürümeden iyi bir yol arkadaşı olup olmayacağı anlaşılmaz. Fakat biraz dikkatli ve tecrübeliyseniz, hemen yolun başlarında kendini ele vermeye başlar.
Bencillik eder.
Düşüncesiz hareketlerde bulunur.
Söz ve davranışları dengesiz ve çelişkilidir.
Hatasız ve kusursuzmuş gibi sürekli başkalarının kusurlarını yüzlerine vurur.
Hatalarını asla kabul etmez, yüzde yüz hatalı olduğu durumlarda bile başkalarını suçlar.
Bazen size de oklarını yöneltir. Gülüp geçtiğiniz an ,"Hatasız dost arayan, dostsuz kalır." gibi sözleri mırıldanıp durduğunuz ve bağışlayıcı olduğunuz an, ölüm fermanınızı imzalamışsınızdır. Bir uçurum kenarında bir dirsek darbesi, bir çelmeyle sizi uçuruma yuvarlar.
Cehenneme giden yol iyi niyet taşlarıyla döşelidir, demişler ya. İyi niyetiniz, cehenneminiz olur.