Roboski Katliamı nedeniyle Bölge Baroları’nın imzasını taşıyan “Roboski’de Adaletsizlik 11’inci Yılında!” başlıklı ortak bir yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada katliamdan sonra ortaya konan yargı pratiğine dikkat çekildi.
28 Aralık 2011 tarihinde Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne bağlı Robosk, Köyü’nde TSK’ya ait savaş uçaklarının bombardımanı sonucu 19’u çocuk olmak üzere 34 kişi yaşamını yitirdi. Gerçekleşen katliamın üzerinden 11 yıl geçti, ancak yargılama sürecinin işletilememesi ise aradan geçen 11 yıla damga vurdu.
Bombalamada yaşamını yitirenler için bugün mezarları başında bir anma programı düzenlendi. Anmaya siyasetçilerden, hak savunucularına ve yurttaşlara kadar çok sayıda kişi katıldı. Katliamın yıl dönümünde ise Adıyaman Barosu, Ağrı Barosu, Batman Barosu, Bingöl Barosu, Bitlis Barosu, Dersim Barosu, Diyarbakır Barosu, Hakkari Barosu, Kars Barosu, Mardin Barosu, Muş Barosu, Siirt Barosu, Şanlıurfa Barosu, Şırnak Barosu ve Van Barosu’nun imzasını taşıyan “Roboski’de Adaletsizlik 11’inci Yılında!” başlıklı ortak bir açıklama yapıldı. Açıklamada, “Adalet ve hakikate erişinceye dek mücadele edeceğimizin bilinmesini istiyor, devleti de asli yükümlülüklerinden biri olan adaleti tesis etme görevini yerine getirmeye davet ediyoruz” denildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Olayın hemen akabinde devlet yetkililerinin açıklamaları, sonrasında ise yürütülen soruşturma ve incelemeler, cezasızlık politikası üzerine yürütüldü. Katliamın üzerinden 11 yıl geçmiş olmasına rağmen tek bir kişi dahi yargı önüne çıkarılmadı. Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından 7 Ocak 2014 tarihinde “Gerek şüphelilerin gerekse olayda görevli TSK personelinin TBMM ve Bakanlar Kurulu kararı çerçevesinde kanun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görevin gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davasını açılmasını gerektiren sebep bulunmadığı” gerekçesiyle takipsizlik kararı verilerek soruşturma dosyası kapatıldı. Yaşanan katliam, parçalanmış bedenler, ailelerin ve toplumun yaşadığı acı hiç bir zaman bu soruşturmanın konusu olmadı.
Bilinçli olarak etkili bir şekilde yürütülmeyen soruşturmalardaki eksiklikler, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu tarafından paylaşılan inceleme raporuyla devam etti. Raporda; ''Kasıt yok, sivil idare ile askeri yetkililer arasında koordinasyonsuzluk var.'' denilerek yaşanan ağır acı sıradanlaştırılmaya çalışıldı. Anayasa Mahkemesi ve AİHM, verdikleri kararlarla “kaçınılmaz hata” olarak nitelendirilen katliamın cezasızlıkla sonuçlanmasının parçası haline geldiler.
Roboski Katliamı, Türkiye’de işleyen bir adalet mekanizmasının olmadığının en somut örneğidir. Oysa, yaşanan olay sonrasında yürütülen soruşturmalar ile faillerin tespiti ve hakettikleri cezalara çarpıtılarak adaleti tesis etmek görevi yargı makamlarındadır. Karanlıkta bırakılmak istenilen Roboski Katliamı’nın devletin ve iktidarın en önemli sınavlarından biri olduğunu ve Türkiye’de adaletin yolunun Roboski’den geçtiğini hatırlatmak isteriz.”