Partisinin grup toplantısında gündemi değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, iktidarı hedef alarak, “Bu yapının kendi bekası için sürekli yaydığı bir iklim var. Bu iklim yasaklardır, hukuksuzlardır, yargı kumpaslarıdır, tecrit ve işkencedir, savaş politikasıdır, basına sansürdür, istikrarsızlıktır” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, grup toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

HDP Eşgenel Başkanı Pervin Buldan

‘AKP MHP ittifakının iktidarda kalmak için yürüttüğü son çırpınışlar’

Konuşmasında iktidarı eleştiren Buldan şu ifadeleri kullandı: “Bugün yaşananlar, varlık yokluk mücadelesindeki iktidarın alacakaranlık iklimidir. Karşımızdaki düzenin ayaklarını ve tek tek sıralamaya kalkarsak beşli çete bunların ekonomik rant ayağıdır. TÜRGEV'leri, para transferleri ve kamu arazisini yağmalama ayağıdır. TÜGVA'ları kadrolaşma ayağıdır. Yerli ve milli IŞİD projesi olan SADAT paramiliter ayaklarıdır. ÖSO ve IŞİD, Suriye'deki çete ayaklarıdır. Troll orduları ve tetikçi basınları, medya ayaklarıdır. Yargıdaki ak savcı ve hakimler; kumpas ayağını yürütmektedir. Güvenlik bürokrasisi siyasi kumpas operasyonlarının ayağı olarak rol oynuyor. Kayyımları ve mülki idarecileri yerel darbe ayağının yürütücüleridir. Tam organize işler... Bu yapının kendi bekası için sürekli yaydığı bir iklim var. Bu iklim yasaklardır, hukuksuzlardır, yargı kumpaslarıdır, tecrit ve işkencedir, savaş politikasıdır, basına sansürdür, istikrarsızlıktır. Bunlar AKP MHP ittifakının iktidarda kalmak için yürüttüğü son çırpınışlardır.”

‘Bu topraklarda müziği de sanatı da susturamayacaksınız’

Konser ve etkinlik yasaklarına değinen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Görüyoruz, her gün bir konser, tiyatro, şenlik, festival, piknik, demokratik etkinlik hukuksuz biçimde engelleniyor. Sasız telinden, sanatçının sesinden korkuyorlar. İnsanların bir araya gelmesinden korkuyorlar. Bir araya gelişlerden, umudun büyümesinden korkuyorlar. Gerekçeleri hep aynı, kamu güvenliği... Asıl sakladıkları gerçek suç düzenlerinin güvensizliği! Ne yaparsanız yapın bu topraklarda müziği de sanatı da susturamayacaksınız, halaylarımızı durduramayacaksınız. Bir araya gelişleri engelleyemeyeceksiniz. Yasak duvarlarınız değil, özgürlük meydanları kazanacak.”

‘Gerçekleri halktan gizleyebileceklerini sanıyorlar’

Buldan, Basın Kanununda yapılacak değişiklik teklifine ilişkin de şöyle konuştu: “Sosyal medya sansürü yasakçı zihniyetin bir ayağı... Bu yasa Abdulhamit yasası ve yasaklarıdır. O da basına sansür uygulamıştı, piyesleri yasaklamıştı. Bu iktidar da aynı zihniyet. Ekonomik kriz, açlık, işsizlik, yolsuzluk haberlerini sansürlemeyi planlıyorlar ve bu yasayla hayata geçireceklerinin farkındalar. Gerçekleri halktan gizleyebileceklerini sanıyorlar. Adına da yalan haber yasası koyuyorlar. En büyük yalan bu ülkede sizsiniz, AKP hükümetidir. Her söylediğiniz yalandır, her izah ettiğiniz yalanlarla doludur. Sizden daha büyük dezenformasyon kaynağı olabilir mi? Amacınız yalan haberin önüne geçmekse kendi yalanlarınızı durdurun!  Bir video, bir tweet, bir paylaşım iktidarınızı sallamaya, sizleri titretmeye devam edecek.”

‘Mesele sadece HDP değil, demokrasiye kurulan kumpastır’

Kobani Davası üzerinden muhalefetin hedef alındığına dikkati çeken Buldan, “Kumpas davalarıyla da demokratik siyasetin halka nefes alma gücünü kırmak istediklerini biliyoruz. Kobani kumpas davası ortada. Mesele sadece HDP değil, demokrasiye kurulan kumpastır bu. Mahkeme 1 günlük savunma süresi verilmesi kararını aldı. Baktılar arkadaşlarımız kumpası çökertiyor... Kobani içlerine dert oldu, kumpasları onlara ders olacak! Hakikatler savunmasız kalmayacak, HDP susmadı, susmayacak! Kumpas davanızda HDP değil, hakikatler karşısında sizin komplolarınız yargılanacak, bu kumpaslar iktidarın sonu olacak” dedi.

‘Askeri yöntemler, büyük göçlerin yaşanmasında temel etkendir’

Rojava’ya dönük planlanan askeri müdahaleye ilişkin olarak da Buldan, şunları söyledi: “Irak Federal Kürdistan Bölgesi'nin ardından şimdi de Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik yeni bir savaş ve ilhak planı peşindeler. Seçim kampanyasını tanklarla yürütmeye hazırlık yapıldığını biliyoruz. Miting konuşmalarını da tankların üzerinden yaparlarsa kimse şaşırmasın. Ekonomi yangın yeri, bunlar Suriye'de yeni bir savaş peşindeler... Enflasyon ve dolar fırlayınca hadi Suriye'ye saldıralım, belki paçayı kurtarırız diyorlar. Demokratik yönetimin inşasını bozabilir miyiz, bölgeyi Kürtlerden arındırarak IŞİD'e koridor oluşturabilir miyiz diye bir çaba içindeler. Rojava'dan size Ukrayna hikayesi çıkmaz! Kendilerine siyasal ve toplumsal destek yaratmak için mültecilerin geri gönderileceği propagandasını da yaymaya başladılar. Toplu göçler, tarihinde hiçbir zaman askeri yöntemlerle çözülmemiştir. Askeri yöntemler, büyük göçlerin yaşanmasında temel etkendir. Olası Suriye savaşı daha fazla göçmen demektir.”

‘Balya balya para istifliyorlar’

Kılıçdaroğlu’nun gündeme getirdiği iddiaları değerlendiren Buldan, şunları kaydetti: “Yurt dışında milyon dolarları istiflemeleri tam da bu savaş halini canlı tuttukları sürece denk geliyor. Beka ve sınır güvenliği söylemlerini ortaya attıklarını bilin ki yurt dışında balya balya para istifliyorlar. Tezkerelere kalkan ellerin de bu hakikatle yüzleşmesi gerekiyor. Sınır güvenliği dedikleri; TÜRGEV, TÜGVA, TURKEN ve SADAT düzenlerinin güvenliğidir. Herkesin, savaş politikasının karşısında ortak tutum alması gerekiyor. İktidarın savaş planlarının esas amacı, kendi siyasi ömürlerini uzatmak.”

‘Çöpten, pazardan yiyecek toplayanları gördünüz mü?’

Kürt sorununun çözümünde demokratik diyalog vurgusu yapan ve güvenlikçi politikaların bir sonuç üretemediğini ifade eden Buldan, ülkedeki geçim sıkıntısına ilişin olarak da şu ifadeleri kullandı: “”Her gün, her saat açlığa, yokluğa doğru sürüklenen bir Türkiye yarattı AKP iktidarı. İnsanlar açlıkla mücadele ederken, AKP Genel Başkanı, 'Birileri aç kaldık diyor, vicdansızlık yapma, aç kalan yok' diyerek aç olan milyonları ekren başından azarlıyor. Vaktinde de aynen şöyle demişti; meydanlar açız diye bağırıyorsa, insanlar kirasını, faturasını ödeyemiyorsa, pazardan artık topluyorsa ülkeyi bu hale hükumet getirmiştir. Nereden nereye... En büyük vicdansızlığı yapan sizsiniz, gelmiş geçmiş en büyük vicdansız iktidar olarak tarihe geçtiniz, zalimsizin, zulümde üstünüze yok! Açlık nasıl yok ya? Saraydan çıkıp sokağa indiniz mi? Çöpten, pazardan yiyecek toplayanları gördünüz mü? Market raflarındaki kelepçeli sütleri gördünüz mü hiç? Sizin bildiğiniz tek şey var, insanların eline vurduğunuz kelepçe... Günlük masrafı 20 milyon olan tok saraydan bakınca tabii ki sokağın gerçeklerini göremezsiniz. Evine bir gram et alamayan insanların halini bilemezsiniz. Ekmek için çalışmak zorunda kalan 80 yaşındaki insanların halini bilemezsiniz.”

SUR AJANS