HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, “Siyasetimizi doğru anlayamadılar. Bizleri kendileriyle karıştırdılar. Halklara olan sözümüzün gücünü ve tarihsel mücadele deneyimlerinden süzülüp gelen direniş kararlılığımızı asla anlayamadılar, anlayamayacaklar” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Grup toplantısında değerlendirmelerde bulundu.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis’teki grup toplantısında, ekonomik kriz, HDP’nin çözüm gücü, tecride dair değerlendirmelerde bulundu.
Konuşmasına Deniz Poyraz’ı anarak başlayan Buldan, barış için mücadeleyi sürdüreceklerini vurguladı.

HDP Eşgenel Başkanı Pervin Buldan
‘Asıl büyü denklemi HDP ve umut olduğu milyonlar kuracak’
HDP’ye yönelik baskılara değinen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne yaptılarsa başarmadılar. HDP’nin siyasi cesaretini ve halkımızın umudunu kıramadılar, kıramayacaklar. Kendi toplantılarında bile HDP’nin konuşulduğunu duyuyoruz. Halk HDP’yi dinliyor dedikleri artık her tarafta duyuluyor. HDP’nin ve halklarımızın mücadele kararlılığını doğru okuyamadıklarını bir kez daha ifade etmek isterim. Siyasetimizi doğru anlayamadılar. Bizleri kendileriyle karıştırdılar. Halklara olan sözümüzün gücünü ve tarihsel mücadele deneyimlerinden süzülüp gelen direniş kararlılığımızı asla anlayamadılar, anlayamayacaklar. 8 Martları, Newrozları, 1 Mayısları doğru okuyamadılar, okuyamayacaklar. Sonuç, HDP demokratik geleceğin kurucu öznesi olma gücünü daha da büyüttü ve büyütmeye devam edecek. Dünden daha güçlüyüz. Ama yarın bugünden çok daha güçlü olacağız. Fırtınalar çok ser esti ama bizi yıkmayı başaramadı. Çünkü HDP kökleri derinlerde olan bir çınardır. Bu Çınar geleceği filizlendirdi ve bu filizler bugün boy vermeye başladı, ülkenin her karış toprağında. Hep birlikte kazanacağımız büyük finale doğru hızla ve kararlı adımlarla ilerliyoruz. Çözüm biziz, sözümüz var. Kim hangi hesabı yaparsa yapsın, hangi denklemi kurarsa kursun, asıl büyü denklemi HDP ve umut olduğu milyonlar kuracaktır.”
‘İnkar ve restore siyasetleri topluma umut olabilir mi?’
“HDP'nin ortaya koyduğu temel hedefler ve sunduğu çözümler 86 milyonun eşit ve ortak yaşamı için güçlü bir seçenektir” diyen Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: “HDP ülkeyi çöküşten çıkaracak en güçlü yoldur. HDP'de kalmaya devam edin. HDP mutlaka kazanır ve kazandırır, bundan kimsenin şüphesi olmasın. AKP-MHP iktidar bloğu diyor ki, yüz yıldır halklara büyük acılar ve yıkımlar yaşatan, inkarcı, imhacı ve tekçi sistem aynen devam etsin... Parlamentodaki bizim dışımızdaki muhalefete bakıyoruz, kriz ve çatışma üreten mevcut sistemi biraz restore edelim, dökülen yerlere sıva yapalım diyorlar. Biz de diyoruz ki bu bina çürük. O binanın kolonları çöküyor, o bina yapılırken malzemeden çalındı, temel sağlam atılmadı. Sizin neyle bu işi restore edeceğinizi anlamakta zorluk yaşıyoruz. Bu inkar ve restore siyasetleri topluma umut olabilir mi? Asla yapamaz... Binayı sağlam temeller üzerinde yeniden kurmadan, eşit hak ve temelli yeni bir toplumsal sözleşmeyi yapmadan yeni bir geleceğin olmayacağını herkes biliyor. Barış olmadan ortak geleceği nasıl kuracağız? Bu ülkenin en temel meselelerinden biri barışın yokluğudur. Uzun süredir iktidarından muhalefetine herkes bir Kürt meselesi yokmuş gibi davranmaya devam ediyor. Ciddiye ve samimiyet isteyen yüz yıllık bir meseleden, bir kördüğümden, uluslararası hakikatten bahsediyoruz. Çözme iradesi gösteremeyenler, yaşananlar acıların sorumlusudur.”
‘Çözüm olursa talan imparatorlukları çözecek, farkındayız’
“İmralı tecriti neden var?” diye soran Buladan, şu ifadelerin kullandı: “Bu soruya kimin cevap vereceğini kestirmek zor. Bu soruya ne iktidar ne de bizim dışımızdaki muhalefet herhangi bir cevap veremiyor, verme cesaretini de gösteremiyor. İktidarın bekası için bir tecrit uygulandığını herkesin bilmesi gerekiyor. Çatışmalı süreci ve hukuksuzluk rejimini ayakta tutmak için İmralı tecritini devam ettirdiklerini hepimiz biliyoruz. 2015'te bitirdikleri çözüm sürecinin üzerine korkunç bir yolsuzluk ve hukuksuzluk düzeni kurdular. İktidar bu düzenin bitmemesi için savaş politikalarında, güvenlikçi politikalarda ısrar ediyor, etmeye devam ediyor. Engellenen Gemlik Yürüyüşü'nde de çözümsüzlüğün yarattığı tüm yıkımların ve kayıpların bir an önce son bulması için başlatıldığını herkes biliyor. Biri var ki, bu kumpasçıyı albümlerden, fotoğraflardan tanıyorsunuz. Çok rahatsız olduğunun farkındayız. Çözüm ihtimalinden bile korkan bir kişiden bahsediyorum. Çözüm olursa talan imparatorlukları çözecek, farkındayız. Hemen yalanlara sarıldığını gördük. Güya bizleri, milletvekili olarak görmediğini söyleyen bir zat var. Biz de kendisini bakan olarak görmüyoruz ve tanımıyoruz, ne olacak peki? Sen istesen de istemesen de bu ülkede 10 milyona yakın insan bizlere oy verdi, milletvekili seçti, parlamentoya gönderdi... Bir dahaki dönem çok daha güçlü geleceğiz, çok daha kalabalık geleceğiz. Bu da sana dert olsun! Bizim üzerimizden siyasi hesaplar yapmayı bırak. Asıl albümlerinin, suç ortaklığının hesabını nasıl vereceksin bunu düşün. Artık zaman çok dar...”
‘Türkiye'nin bir yüz yılını daha mı heba etmek istiyorsunuz?’
Kürtlerin seçimden seçime hatırlandığına ve sorunlarının çözümsüz bırakıldığına vurgu yapan Bulan, şöyle konuştu: “Bu iktidar ve onun şürekası tir tir titriyor. Bu halk asla diz çökmedi, hele Van halkı sizin önünüzde asla diz çökmedi. Siz onlara diz çöktüremeyeceksiniz. Silahla yürüttüğünüz seçim kampanyanız iktidarınızın sonu olacak. Halkın ve demokratik siyasetin durduğu yer çözüm noktası iken, muhalefet halkın gösterdiği yerden meseleye yaklaşmamakta ısrarcı. Diyalog ve müzakere ekseninde bir çözüm siyaseti üretmemek, her hukuksuzluğu dile getirirken mutlak tecrit hukuksuzluğuna ses çıkarmamak, iktidarın değirmenine su taşımaktan öteye gitmez. 3-5 milletçi oy için Türkiye'nin bir yüz yılını daha mı heba etmek istiyorsunuz? Kim bu meseleye demokratik çözüm üretmez, bu konu üzerinden milletçilik yarışına girerse çok büyük kaybeder. Her kim Kürt halkına seçmen gözüyle bakar, halkın iradesini tanımaz ise büyük kaybeder. Geçmişte de Kürt halkına sadece seçimlerde hatırladılar, geçmişte denenen o yöntemler tutmadı, bu dönemde de tutmaz.”
‘Kimlik ve inançları inkar eden sistem kırılma aşamasındadır’
Yeniden gündeme taşınan “çözüm süreci” tartışmalarına ilişkin de Buldan şunları söyledi: “Bugünlerde yeni bir şey konuşuluyor. Yeni bir çözüm süreci var mı yok mu diye herkes kulislerde bir laf attı ortaya... Lafı atanların da ortada ne çözüm süreci olduğuna dair belge var ne de izlenim var... Bu lafların içi boş. Bizim görebildiğimiz kadarıyla bir çözüm, iktidar içerisinde bir çözülme var. Fiyaskoya dönüşen inkar ve imha siyasetinin çözülme süreci var bu iktidarda. Sadece iktidar değil, bu meseleye ciddiyetle yaklaşmayan diğer siyasetler de çözülme aşamasına gelmiştir. Artık yolun sonuna gelindiğinin herkes farkında. Bu siyasetleri halk kesinlikle açacak ve denklem dışı bırakacak. Bu çok açık ve nettir. Büyük barış özlemi ve kalıcı çözüm iradesi bu topraklarda mutlaka kazanacaktır. Savaşın yakıcı sonuçlarının değil, barışın yarattığı baharın konuşulacağı günlerle bu ülkenin insanlarını mutlaka buluşturacağız. HDP bunun en büyük teminatı ve sözüdür. Sözümü var dedik, halklara ve inançlara eşit yurttaşlık sözümü var. Alevi kurumumun temsilcileriyle bir araya geldik. Alevi toplumunun yaşadığı sorunları tıpkı diğer halklar gibi bir bir masaya yatırdık. Birlikte mücadele konusundaki kararlılığımızı teyit ettik. Her gün ayrımcılığa ve adaletsizliğe uğradıkları tespitini yaptık. Her gün yeni sorunlarla karşı karşıya kalan halklardan bahsediyoruz. Kimlik ve inançları inkar eden sistem kırılma aşamasındadır. Farklılıkları tekleştirmeyi başaramadılar, başaramayacaklar.”
‘Pınar Gültekin'in katiline böyle bir indirim yapılmasını asla kabul etmiyoruz’
Pınar Gültekin davasında verilen “haksız tahrik indirimi” kararını eleştiren Buldan, “Dün kadın düşmanı erkek yargı, Pınar Gültekin'i katleden erkeğe verilen müebbeti haksız tahrikle 23 yıla indirdi. Şaşırdık mı? Elbette hayır. Kadını katledenle, hukuku ve adaleti katledenin iş birliği yaptığı bir ülkede yaşıyoruz. Bu kadın düşmanı kararı, tüm kadınlar adına en güçlü sesle lanetliyorum. Pınar Gültekin'in katiline böyle bir indirim yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Kadın cinayetlerini açıkça teşvik eden kararlarla, iktidarın kadın düşmanı politikasına hizmet eden erkek yargı bilmelidir ki, bu düzen bitecek, kadın düşmanları gerçek adalet önünde kadınlara hesap verecek. Kadının varlığından korkan erkek iktidar bilsin ki, kadın özgürlükçü bir ülke yaratmak için devam edeceğiz. Sizden asla korkmuyoruz!” diye belirtti.
SUR AJANS