Kırşehir’de çiftçiler, AKP iktidarının tarım ve hayvancılık politikalarından dolayı ekip biçemekte zorlandıkları topraklarını satmakla karşı karşıya. Bir yandan iktidarın tarım politikaları, diğer yandan tarımsal girdi fiyatlarındaki artış, çiftçileri içinden çıkılmaz bir hale sürükledi.
Tarım politikalarının mağduru olan çiftçilerden Mustafa Pirhan, yaptıkları işlerden para kazanamadıklarını, piyasalardaki belirsizlikten kaynaklı ürettiklerine fiyat dahi veremediklerini kaydetti. Pirhan, "İnsanlar şuan bizim köyde ekim hazırlığı yapıyor. Ve ciddi masraflar yapılıyor. Ancak insanlar ektikleri ürünlerin seneye kaç lira olacağını bilmiyor. Bir belirsizlikle ekim yapılıyor" dedi.
'Bu fiyat çiftçileri kurtarmayacak'
Pirhan, "Yani bir belirsizlik var. Çiftçi maliyet ve kâr hesabı yapamıyor. Bir belirsizlikle ekiyor ve bir umutla 'acaba fazla ürün alır mıyım' hesabı yapıyor. Tabi maliyetler çok yüksek. Mazot, gübre, tohum ve sertifikalı tohum maliyetleri çok fazla. Mesela geçen sene 65 bin liraya aldığım tohum faizi ile beraber 8’inci ayın sonunda büyük ihtimalle 75 bin lirayı bulacak. Oysa açıklanan alım fiyatı 28 lira. Bu fiyat, çiftçileri kurtarmayacak. Hal böyle olunca, insanlar tekrar ekim yapar mı, risk alır mı bilmem. Çünkü bizim köydeki çiftçiler, eksi durumdalar" diye konuştu.
Yaşadıkları zorluklardan kaynaklı, önünü göremedikleri için çiftçiliği bırakmayı düşündüklerini de ekleyen Pirhan, "Risk almak istemiyorlar. Bu köyde de bir sürü insan artık tarlasını satmak istiyor. Çünkü kazanmadığı bir işi yapmak istemiyor" ifadesinde bulundu.
‘Fiyatı devlet belirleyince zarar ediyoruz’
Pirhan, zararın temel sebebinin ise ürünün fiyatının çiftçi tarafından belirlenememesi olduğunu söyledi. Pirhan, maliyet kalemlerini hesapladıklarını harcama ve kâr oranlarını karşılaştırdıklarını fakat hesaplama sonucunda zarar ettiklerini gördüklerini belirterek, “Ürün fiyatlarını biz belirleseydik; en azından kâr zarar oranını bilirdik. Fakat fiyatı devlet belirliyor. Fiyatı devlet belirlediği zaman bizim para kazanma şansımız yok. 65 bin liraya al, 28 bin liraya sat... Böyle bir şey yok” dedi.
Mevcut politikaların devam etmesi halinde çiftçilerin topraklarını satarak büyükşehirlere işçi olarak göçeceğine dikkat çeken Pirhan, "Üretim durursa şehirdeki insanlar, pazar alışverişi yaparak geçinen insanlar nasıl beslenecek?” diye sordu.
‘Fiyatı çiftçi belirlesin’
Çözümün ilk adımının ise Anayasa’da yer alan “çiftçilere destek verilmesi” yasasının uygulanmasından geçtiğini, fakat bunların dahi uygulanmadığını belirten Pirhan, çözüm için atılacak bir diğer önemli adımın ise çiftçinin ürününü ne kadar fiyata satacağını bilmesinden geçtiğine vurgu yapıyor.
‘Sorunların temel sebebi girdi fiyatları’
Kırşehir’de geçimini hayvancılıkla yapan Halil Öztürk ise, hayvancılıkta yaşanan sorunların temel sebebinin girdi fiyatları olduğuna işaret etti. Yem, saman ve sıraç gibi girdilerin maliyetinin baya külfet teşkil ettiğinin altını çizen Öztürk, “Bu nedenle de hayvancılıkta inanların baya bir zarar ettiğini görüyoruz. Biz de zarar ediyoruz. Bu nedenle bizler de birçok insan gibi hayvancılığı bırakmayı düşünüyoruz. Çünkü altından kalkamıyor, bir kazanç sağlayamıyoruz. Getirisi olmayan bir iş yapmak mantıklı değil” dedi.
‘Bu işi bırakmak dışında yol kalmadı’
Öztürk, “İnsanlar yavaş yavaş çiftçiliği de hayvancılığı da bırakmak zorunda. Çünkü enflasyon karşısında eziliyoruz. Devlet biraz bile desteklese biz bu işi yürütürüz ama desteklemiyor. Bu şekilde yürütmemizde mümkün değil. Böyle olunca da bu işi bırakmak dışında yol kalmadı” diye ekledi.
Yemin torbası 560, sütün litresi 11 TL
Hayvancılıkta yaşanan sorunların da çözümünün tarımda da olması gerektiği gibi devlet desteğinden geçtiğini vurgulayan Öztürk, “Devlet tutup sütçülüğü ve damızlığı yapacak bir insanın düve maliyetini 60 bin lira olarak ön görüyor. Fakat 100-150 liradan aşağı düve yok. Ben kredi ile çalışıyorum. Banka bana diyor ki 60 bin lira alacaksın. Fakat 60 bin liraya ben buzağı dahi alamıyorum. Dolayısıyla bunun yürütülecek bir tarafa artık kaldı. Devlet desteklerse, hibeleri arttırırsa biz bu işi ancak bir dönem daha yürütebiliriz. Süt fiyatının 11, yem fiyatının 560 lira olduğu bir yerde devlet destek sağlamazsa bu işi yapabilecek bir tarafı kalmaz" şeklinde ifadeler kullandı.