HDK ve İHD, Dersim Tertelesi ile yüzleşilmesi gerektiğini ve Meclis bünyesinde “Dersim İçin Hakikat Komisyonu” kurulmasını istedi.

 Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, 4 Mayıs 1937’de gerçekleştirilen Dersim Soykırımı’nın 85’inci yıl dönümüne ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Açıklamada, Dersim soykırımının hala aydınlığa kavuşturulmadığına dikkat çekilerek, “Yaşadığımız coğrafyada birbiriyle razılı ve hakikat içinde yaşayan halklar olarak binlerce yıl tüm farklılıklarımıza rağmen birlikte yaşadık. Kendi kültürü, dili ve inancıyla. Türkiye'de ise belirleyici olan egemen akıl toplumu ayrıştıran, sürekli ‘öteki’ algısını oluşturan, toplumu devamlı bölen hâkim millet, tek ulus anlayışıdır. Bu anlayış dışında kalan tüm kesimler ötekidir” denildi.

Dersim Tertelesi

‘Kızılbaş Kürt Aleviler, farklılıkları nedeniyle tehdit olarak görülmüş’

Açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: “1924 Anayasası ile coğrafyamızda tek dil, tek din adı altında Türklük yüceltilmiş, diğer halklar, inançlar ötekileştirilmiştir. Bu ülkede Türk olmak, Türkçe konuşmak, Sünni/Hanifi olmak kabul görmek ve makbul vatandaş olmanın referansları haline getirilmiştir. Doğal olarak Kızılbaş Kürt Aleviler ve diğer tüm halklar farklılıkları nedeniyle tehdit olarak görülmüş, tek ulus ideolojisi ile her türlü saldırı ve katliamın hedefi haline getirilmiştir. Dolayısıyla ülkemizde yaşanan hiçbir katliamı birbirinden bağımsız düşünemeyiz.  Dersim'de Kızılbaş Aleviler, Dersimli Ermeniler inancı, dili ve kültürü nedeniyle, sefalete, tehcire mahkûm edilmiş toplumun varlığı, birliği, kimliği doğası tüm maddi ve manevi, kültürel değerleri yok edilmeye çalışılmıştır.”

Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezar yerleri saklı tutulmaya devam ediyor

Dersim’de yaşatılan acılara vurgu yapılan açıklamada, “1937-1938 Dersim’in her türlü değerlerine ve halkının kutsallık atfettiği topraklarına gökyüzünü utandıracak kadar acı verdiler. Laç deresinde katledilenler, mağaralarda gazlarla katledilenler, Dersim'in her karış toprağında binlerce toplu mezarlar olarak soykırıma tanıklık etmeye devam ediyorlar. 4 Mayıs 2022'de 85. yılında hala Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yeri saklı tutularak, katliam zihniyetini devamlılığında ısrar edilmektedir” ifadeleri kullanıldı.

‘Yüzleşmeyen faşistleşir’

Asimilasyon politikalarının devam ettiğinin belirtildiği açıklamada, Kızılbaş Kürtlerin ulus devlet anlayışına karşı direndiğine yer verilerek, “Diliyle yasaklanan, inancıyla yok edilmeye çalışılan bizler Türkiye halkları olarak diyoruz ki; tarihle yüzleşmek, Dersim halkından özür dilemek  toplumumuzu daha da güçlendirir. Aksine geçmişi inkâr etmek toplumları hasta eder, yüzleşmeyen faşistleşir yüreğin en derin yerine gömülen her acı aklımızı, sağduyumuzu, irademizi ve en çok da insanlığımızı yok eder. Bu nedenle 85. yılında devlet arşivleri açılarak Seyit Rıza ve yoldaşlarının mezarlarının yerleri açıklansın. Dersim’in kayıp kızlarının akıbeti açıklansın, topluma yapılan tüm katliamlar arşivi ve belgeleriyle açıklandığında Türkiye halkları olarak gerçek bir yüzleşmenin ilk adımlarını atmış oluruz. Yüzleşerek geleceğimizin, birlikte eşit ve özgür bir yaşamın temellerini birlikte inşa etmiş oluruz” diye belirtildi.

İHD: Komisyon kurulsun

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi de, yaptığı yazılı açıklamada, 2884 sayılı ve 25 Aralık 1935 tarihli “Tunceli Kanunu” çerçevesinde 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Dersim’e yönelik askeri operasyonların başlatıldığını ifade edilerek, “Bu operasyonlar sırasında on binlerce Kürt/Alevi katledilmişti. Askeri operasyonlar 1938 yılı boyunca devam etmiş ve katliam ile birlikte zorunlu göç(sürgün) ile Dersim coğrafyası büyük oranda insansızlaştırılmıştır” denildi.

‘Geçmişle yüzleşmenin yaşanabilmesi için güçlü bir siyasi iradenin varlığı gerekmekte’

İnsan hakları savunucuları olarak Dersim’de 1937-38’de yapılan katliamların  TCK 76. Madde de tanımlandığı gibi “soykırım” olarak nitelendirdiklerini belirten İHD, açıklamasında, “Dersim halkı, yapılanları ‘tertele’ olarak nitelendirmeye devam etmektedir. İHD, Dersim’de 1937-1938’de yapılanları soykırım olarak nitelendirmekle birlikte bu tarihsel trajedinin insan hakları hukuku bakımından geçmişle yüzleşme konusu olduğunu ve ancak bu çerçevede ele alınabileceğini savunmaktadır. Geçmişle yüzleşmenin yaşanabilmesi ve tüm hakikatin ortaya çıkarılabilmesi için güçlü bir siyasi iradenin varlığı gerekmektedir. 2011 yılında Başbakan Erdoğan’ın AKP İl Başkanları toplantısında Dersim’de yaşananlar için katliam ifadesini kullanması ve devlet adına özür dilemiş olmasını önemli bir başlangıç olarak değerlendirdiğimizi 25 Kasım 2011 tarihli açıklamamızda ifade etmiştik” ifadeleri yer aldı.

‘Dersim’deki inanç merkezleri muhafaza altına alınsın’

Devletin Dersim’le yüzleşmesi için öncelikle Meclis bünyesinde “Dersim İçin Hakikat Komisyonu” kurulması çağrısında bulunan İHD,  devamında şunları belirtti: “Komisyon çalışmaları tamamlandıktan sonra komisyonun önerileri doğrultusunda gerekli yasal düzenlemelerin yapılarak soykırımın tanınması, özür dilenmesi ve onarıcı adalet çözümleri üzerinde durulması gerekmektedir. Bunun yanı sıra bu çalışmalar beklenmeden; Dersim adının iade edilmesini, Dersim tertelesinde idam edilen Seyit Rıza ve arkadaşlarının itibarlarının iade edilerek, mezar yerlerinin açıklanmasını, diğer toplu mezarları usulüne uygun olarak açılmasını, Yapılan askeri operasyonlar sonucu katledilmeyip sağ olarak yakalanan kız çocuklarının akıbetinin açıklanarak aileleri ile buluşturulmasının sağlanmasını, Dersim’in insansızlaştırılma politikasından vazgeçilerek halen yapımı süren HES ve diğer barajların iptal edilerek doğal ve kültürel tahribata son verilmesini, Dersim’deki doğal ve kültürel inanç merkezlerinin muhafaza altına alınarak Dersim halkının yerel temsilcilerine (Dersim Belediyesi gibi) devrinin sağlanmasını, talep ediyoruz.”

SUR AJANS