SUR AJANS- Toplantıda, Dersim’de yapılmak istenen maden projeleri, orman yakmaları ve baraj projelerinin savaş politikalarından bağımsız olarak ele alınamayacağı vurgulandı.
İzmir Dersim Dernekleri, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP), İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, Demokratik Aşevi Dernekleri (DAD) İzmir Şubesi ve Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) İzmir Bileşenleri, Dersim’de yapılması planlanan maden projeleri ve Türkiye’de süren ekoloji talanına karşı İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. Basın metnini İzmir Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği Eş Başkanı Hasan Ali Kılıç okudu.
‘Dersim insansızlaştırılmak isteniyor’
Dersim’in uzun bir süredir baraj projeleri, orman yangınları ve zorla köy boşaltmalar ile hedeflendiğini söyleyen Kılıç, güncelde 145 maden ocağı projesi ile talan edilmek istendiğini belirtti.
Kılıç, Dersim’in insansızlaştırılmak istendiğini vurgulayarak, “Dersim; 60 kilometre uzunluğundaki Munzur Dağları’nın tamamı maden sahası ilan edilerek daha büyük bir yıkıma uğratılmak istenmektedir. Bu projeler kapsamında olumsuz etkilenen Sarı Saltık, Aliboğazı ve Derviş Cemal köyü sakinleri haklı olarak tepkilerini dile getirerek projelere son verilmesini talep etmekte ve bu konuda kamuoyundan destek beklemektedir. Ayrıca Çiçekli mevkiinde yapılan ağaç kıyımı da güncel olarak özel şirketler eliyle sürdürülmektedir” dedi.
‘Maden projeleri geri çekilsin’
Dersim’in yüzyılları kapsayan bir kuşatma yaşadığını söyleyen Kılıç, yer altı ve yer üstü kaynaklarına el konulduğunu ve halkın derin bir yoksulluk ve sefalete mahkum edildiğini ifade etti. Kılıç, devamında şunları belirtti: “Soykırım, inkar ve imha politikalarıyla halklarımız hep bir savaşa, yıkıma tabi tutuldu. Egeden sesleniyoruz; Dersim Sarısaltık, Aliboğazı, Derviş Cemal, Çiçekli köylerinde ve bir bütün olarak Dersim ve Munzur Dağlarında yapılmak istenen maden projelerinden, orman kesiminden- yakmaktan, baraj projelerinden vazgeçin! Savaş politikalarının eko kırıma ve doğa talanına yol açtığını biliyoruz. Halklarımıza yıllardır açlığı yoksulluğu yıkımı yaşatan bu savaş politikalarını terk edin. Halklarımızın gerçekliğini görün ve hakikati kabul edin.”
‘Eko-kırımın önlenmesi için birlikte mücadele’
Basın toplantısının ardından söz alan Ege Çevre Platformu (EGEÇEP) temsilcisi Derya Lim ise “Ülkemizdeki doğa talanı artık korkunç boyutlara gelmiş vaziyette. Onun için hepimiz birleşmeliyiz. Kazdağları’ndan Cudi’ye, Akbelen’den Dersim’e nerede bir doğa talanı varsa, hak ihlali varsa doğaya karşı işlenen bu eko-kırım suçunun önlenmesi için birlikte mücadele etmemiz gerektiğine inanıyorum. Hep beraber mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
‘Alevi Ocaklarının mekansal varlığı hedeflenmekte’
Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Genel Sekreteri Asil Benler de Alevi ocaklarının kapitalist kar hırsının yansımaları olan maden ocakları ise hedef alındığına işaret ederek, şunları ifade etti:
“Belki de tarihin ironisidir; biz kendi inanç merkezlerimize ocak deriz, kapitalist kar hırsı ile yapılana da maden ocağı diyorlar. Bizim ocaklarımız bugüne kadar Dersim kimliğini, rıza toplumu felsefesini ve inancını, yaşatmak için hakikat felsefesi üreten, Aleviliğin insani ve doğasını esas alan felsefesini toplumda yaşanır kılmak ve örgütlüğünü kurmak misyonuyla kurulmuştur. Bu ocakları maden ocakları mantığıyla gasp etmek ve mekansal olarak varlıklarını ortadan kaldırmaya yönelik bir yönelimle karşı karşıyayız. Kültürel soykırım dediğimiz asimilasyon boyutlarıyla da bir yansıma var. Eğitimin tamamen Türk İslam hissiyatıyla dizaynı, eğitimin dinselleştirilmesi ile toplumun geleceğini zapturapt altına alma, dindar ve kindar gençlik yetiştirme bağlamında hedeflere tekabül eden yaklaşımlar var. Nehak zihniyet Dersim topraklarını çoraklaştırmak istiyor. Türkiye ve dünyanın her yerinde eko-kırım politikalarına karşı bir arada mücadeleyi sürdürmeliyiz.”