DiSK Dev Sağlık İş Sendikası Diyarbakır Bölge Şubesi’nden konuya ilişkin yapılan açıklamada, “Dicle üniversitesi rektörlüğünde çalışan işçi arkadaşlarımızın kendi kurumdaki işçi emekçi arkadaşlarımızın ödeniyor ama ne yazıktır ki 17 no’lu Sağlık İş kolunda olan Dicle üniversitesi Diş Hastanesi ve Dicle üniversitesi Hastanesi'ndeki işçi emekçilerimize iş barışı bozarak ödemeyi geç ve taksitler halinde ödüyorsunuz” denildi.
DiSK Dev Sağlık İş Sendikası Diyarbakır Bölge Şubesi, işçilerin geriye dönük ödemelerinin parça parça ödenmesine ve kalan ödemelerinin biran önce yapılmasına ilişkin açıklama yaptı.
Dicle Üniversitesi Hastanesi önünde yapılan açıklamayı DiSK Dev Sağlık iş Sendikası Diyarbakır Bölge Şube Sekreteri Ümit Umdu okudu.
Umdu açıklamada öncelikle sağlıkta yaşanan şiddete tepki göstererek şöyle konuştu: “Maalesef üzülerek söylüyoruz ki ne yazık ki dün Rize Devlet Hastanesinde 1 sağlık çalışanı, 1 polis, 1 jandarma ve 2 vatandaşımız şiddette karşı yaralanmıştır. Öncelikle disk dev sağlık Diyarbakır yönetimi ve sağlıkçı kimliğimizle çok geçmiş olsun dileklerimizi Rize’ye iletiyoruz. Bizleri kim koruyacak Sağlık Emekçileri olarak her gün acaba darp edilecek miyiz öldürülecek miyiz... Doktor Beğenmiyor Doktor Dövüyoruz. Dövmekle kalmıyor artık öldürüyorsunuz. Gurur duyun Kendinizle! Tek bir şey diyoruz! Yazıklar Olsun! Başka diyecek sözümüz yok...”
‘Yüksek enflasyon karşısında hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz’
“Sağlık işi ekip işidir” diyen Umdu, sağlık emekçilerinin yaşadığı ekonomik sorunlara ilişkin ise sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizin çok uzun süredir yüksek enflasyon rakamları ile boğuştuğu, hem zamlar hem de vergilerle yaşamın daha da zorlaştığı bir noktadayız. Biz emekçiler olarak enflasyonla karşılaştırılamayacak düzeyde yapılan göstermelik artışlarla, yüksek enflasyon karşısında hayatımızı devam ettirmeye çalışıyoruz. Bugün kamu iş yerlerinde yapılan toplu iş sözleşmeleri ile asgari ücret arasındaki fark giderek azalmaktadır. Toplu iş sözleşmesinden kaynaklı 3-5 ay asgari ücretten yüksek maaş alırken asgari ücrete yapılan zamlarla birlikte yeniden asgari ücret seviyesine çalıştığımız kısır bir döngünün içerisindeyiz. Hepimizin bildiği gibi daha önce yaptığımız basın açıklamasında çok net bir talebimiz vardı: Toplu İş Sözleşmesi farklarının gecikmeden ve tek kalemde ödenmesi... Bu talebimizin gerçekleşmesi için basın açıklaması dışında hastane ve üniversite yönetimi ile defalarca görüşme talebimiz olmuş kimi zaman bu talepler karşılık bulurken kimi zaman yanıtsız kalmıştır! Randevu taleplerimize bugün yarın diye oyalanırken ancak ısrarlarımızla görüşmeye davet edilip taleplerimizi de ifade etmekten geri durmadık. Toplu iş sözleşmesine taraf olan sendika geriye dönük ödemeler konusunda ilk yaptığı açıklamalarda, kurumda para olmadığını, kuruma para geldiğinde ödemelerin yapılacağını belki de taksitlendirileceğini söylerken sendikamız devreye girdikten sonra sürece dahil olmak zorunda kalmışlardır.”
‘Yetkili ama etkisiz malum sendika kendilerini küçük bir duruma düşürmüşlerdir’
Umdu, gecikerek ve taksitlendirilmiş şekilde yapılan ödemelere tepkisini şöyle sürdürdü: Bursa Uludağ üniversitesi, Antalya Akdeniz üniversitesi ve Dicle üniversitesi rektörlükteki 10 İş Kolunda çalışan işçi arkadaşlarımızın da geriye dönükleri tek kalemde ödenmiştir. Dicle üniversitesi rektörlüğünde çalışan işçi arkadaşlarımızın kendi kurumdaki işçi emekçi arkadaşlarımızın ödeniyor ama ne yazıktır ki 17 no’lu Sağlık İş kolunda olan Dicle üniversitesi Diş Hastanesi ve Dicle üniversitesi Hastanesi'ndeki işçi emekçilerimize iş barışı bozarak ödemeyi geç ve taksitler halinde ödüyorsunuz. Yetkili ama etkisiz sendikanın hani masa başında çözecekti sizin yüzünden 3 taksit olan geri dönüklerimiz enflasyon karşısında eridi gitti. Yetkili ama etkisiz malum sendika kendi alın terimizle yaptığımız tatlı dillerine dolayıp kendilerini küçük bir duruma düşürmüşlerdir. Sözleşme döneminde yetki almak için işçinin alın teri olan parayla kimleri tatile gönderdiğinizi de bizlerde, emekçi arkadaşlarımız da ne olduğunu biliyoruz.”
‘Direne direne kazanacağız’
Umdu, açıklamanın devamında şunları dile getirdi: “Geçtiğimiz süreçte sendikamız kurumsal kimliğiyle gerek iş yeri temsilcileri, gerek sendikamızın şube başkanı ve yöneticileri aracılığıyla hastanenin farklı birimleri ile ödemelerin gerçekleştirilmesi konusunda görüşmelerimiz kesintisiz bir şekilde devam etmiştir. Bu konuda yine toplu iş sözleşmesi tarafı olan sendika, sendikamıza ithafen “sanki hastanedeymiş gibi yazılar paylaşıyorlar” şeklindeki açıklaması ise sendikamızın yapısını bilmemelerinden kaynaklanmaktadır. Sendikamız ne genel başkanından, ne şube başkanından ne de birkaç tane yöneticiden ibarettir. Sendikamız, elini taşın altına koyan bütün üyelerindir! Bütün temsilcilerindir! Bütün şube yöneticilerindir! Her disk üyesi sendikamız adına söz söyleyecek bilgiye, sendikasını ve emeğini savunacak cesarete ve cürete sahiptir.”
‘İnadına sendika inadına Dev Sağlık’
Bizler çalıştığımız iş yerinden emeğimizin hakkını almak için çalışırken çabalarken kimseyi doğrudan hedef almadık. İlk gün de söyledik; bizi bu hale sıkıştıran kamu çerçeve Protokolü ile sınırlandırılmış olan toplu sözleşme düzenidir. Bu düzen devam ettikçe biz bu sorunları yaşamaya devam edeceğiz. Kamu çerçeve Protokolü ile sınırlandırılmış olan bir Toplu sözleşme süreci ne Özgür olarak nitelendirilebilir ne de iş yerimize özgü sorunların ortadan kaldırılmasını sağlayabilir. Bu süreçte gerek basın açıklamasında gerekse sosyal medya aracılığıyla yaptığımız açıklamalar şube yöneticimize yönelik bir inceleme söz konusu olarak geri dönmüştür. Yine bu süreçte hastane yönetiminin işçilerin büyük bölümünün üye olduğu sendikamızı görmezden gelmeye çalışması açıkça sendikal ayrımcılıktır. Ayrıca zorunlu emeklilikten kaynaklı işten ayrılanlar ya da işi bırakanlar ciddi anlamda personel eksikliği olduğu halde hastanenin bütün iş yükünü Biz işçiler emekçiler çekiyorken görmezden gelinmemiz kabul edilemez. Eksik personelle iş yükünün fazlalığı tamamıyla bizi yıpratırken üzerine bir de maddi anlamda alın terimizin karşılığını alamamamızın üzüntüsünü yaşamaktayız. Kurum her zaman aidiyet duygusundan bahsederken ne yazık ki bizlere üvey evlat muamelesi ve sanki işçiler bir köleymiş gibi bir algıyla bizlere hizmet ettirmeye çalışıyorlar. Biz böyle bir tutumu kabul etmiyoruz! Biz kurumun Asli çalışanıyız! Bugün en yüksek mevkideki çalışan da unvanı gereği belki yüksektedir. Ama o da tıpkı bir işçi gibi kurumun çalışanı olduğunu unutmamalıdır. Toparlayacak olursak DİSK Dev Sağlık İş Sendikası olarak doğru bildiğimiz mücadele yolundan asla şaşmadık, asla doğrularımızdan üyelerimize verdiğimiz sözden geri dönmedik, asla sözümüzü yerde bırakmadık. Bugün de hakkımızda açılan İncelemeye karşı susup bir kenarda oturacak değiliz. Artan vergi yükü karşısında, Türk Lirasının değer kaybettiği her geçen gün yoksullaşmamız karşısında, yüksek enflasyon ile her geçen gün alım gücümüzün düşmesi, İğneden ipliğe her kalemde günlük gelen zamlar karşısında, sarı sendikaların ayak oyunları karşısında susup bir kenarda oturacak değiliz! İnsanca yaşamak, insanca çalışmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.
İnsanca yaşamak istiyoruz
Bu vesile ile bir kez daha toplu iş sözleşmesi farklarının ivedilikle tek kalemde ödenmesi talebimizi yenilerken hastane yönetimine de seslenmek istiyoruz. İncelemelerin, soruşturmaların, belki bu inceleme veya soruşturma sonunda vereceğiniz cezaların bizi yıldıracağını düşünüyorsanız hiç zamanınızı boşa tüketmeyin. Bizi ifadeye değil sorunların nasıl çözüleceğini konuşmak için, artan iş yükümüzü nasıl uygun hale getiririz, çalışmaktan soğuyan, tükenen sağlık işçilerini nasıl motive ederiz diye konuşmaya çağırın!”