DİSK Başkanlar Kurulu, derinleşen ekonomik kriz nedeniyle işçilerin, emekçilerin, çiftçinin giderek yoksullaştığını ve mücadelenin düzeni değiştirebileceğini belirterek, 1 Mayıs’a çağrıda bulundu.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Başkanlar Kurulu, zamlar, yüksek enflasyon ve ekonomik kriz gündemleri başta olmak üzere 30 Mart tarihinde DİSK Genel Merkezi’nde gerçekleştirdikleri toplanın sonuç bildirgesini yayınladı. “Bu böyle gitmez” diyenlere çağrı da bulunan DİSK, yaşamın ve emeğin ucuz olduğunu belirtti. TL’nin giderek değer kaybettiğine ve enflasyondan dolayı ücretlerin giderek eridiğine dikkat çekilen bildirgede, Türkiye'de tarımda dışa bağımlılığın artmasından dolayı Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerinde bile gıda enflasyonunun yüzde 70'i aştığı aktarıldı.

Yoksulluk giderek artıyor

Ülkede yaşamın her gün zorlaştığında dikkat çekilen bildiride, milyonların hayatta kalma mücadelesi verdiği belirtildi. Asgari ücrete yapılan zamların yılın başında eridiğinin aktarılan bildiride, milyonlarca emekçinin, emeklinin, çiftçinin, günden güne yoksullaştığı belirtildi. Bildiride, “İşsizliğe çare bulunmuyor, her evde en az bir işsiz var. Daha da kötüsü, başta gençler ve kadınlar olmak üzere milyonların iş bulma umudu dahi tükeniyor. Bizler borçlanarak, ekmeğimizden kısarak, yaşamaya vakit kalmayacak kadar çok çalışarak hayatta kalma mücadelesi verirken birileri kârlarına kâr, servetlerine servet katıyor” denildi.

Halk açlık sınırının altında

 İktidarın yoksulları değil sermayedarları koruduğu işaret edilen bildiride, sermayedarların vergilerinin sıfırlandığının ve ihalelerle sermayedarların ihya edildiği vurgusu yapıldı. Bildiride, “‘Korumalı Mevduat’ hesabı adı altında bizim vergilerimizden bankalara ve zenginlere kaynak aktarılıyor. Bankaların kârları bir yılda yüzde 300'ün üstünde artarken, halkın büyük çoğunluğuna açlık sınırının altında kalmış ücretler reva görülüyor. Ülkeyi yönetenlerin tercihleriyle adaletsizlik büyüyor. Bu düzende yolsuzluk, hukuksuzluk yapmak serbest ama Anayasal hakkını kullanıp sendikalı olmak en yaygın işten çıkarma gerekçesi oluyor” ifadelerine yer verildi.

 İşçilerin hakkı, hukuku çiğneniyor

 Bildirgenin devamında şunlara dikkat çekildi: “Bu düzende işçilerin hakkı hukuku her gün çiğnenirken, bu ülkenin mahkemeleri sendikalaşarak toplu iş sözleşmesi hakkını kullanmak isteyen işçilere karşı işverenlerin haksız, hukuksuz, bitmek bilmeyen ‘yetki davaları’ ile meşgul ediliyor. Böylece işçilerin toplu iş sözleşme hakkı gasp edilirken, ülkeyi yönetenler, işverenlerin her türlü hukuksuzluğuna bilerek ve isteyerek seyirci kalıyor. Bu düzende iktidar işverenlerin kayıt dışı istihdamına, aylarca ücret ödememesine, yasadışı fazla çalıştırmaya kayıtsız kalıyor ama emeğinin hakkı için grev yapmak yasaklanıyor.”

 'Emeğin dünyasını kurmak elimizde'

Üretenlerin, emekçilerin, emeklilerin, dar gelirlilerin çoğunlukta olduğu belirtilen bildirgede, “Biz birleşirsek zamlar geri alınır. Dayanışmayı büyütürsek emeğimizin hakkını alırız. Bizim mücadelemiz bu düzeni değiştirir. Bizim mücadelemiz, memleketi ve dünyayı değiştirir. Emeğin Türkiye'sini ve emeğin dünyasını kurmak bizim ellerimizdedir. Şimdi ‘bu böyle gitmez’ diyenleri, hak, hukuk, adalet, emek, barış ve demokrasi mücadelelerini 1 Mayıs'ta buluşma zamanı” diye çağrı yapıldı.

Bildirgede talepler şöyle sıralandı:

 “* Elektrik, su, doğalgaz ve internet faturalarına yapılan zamlar geri alınmalı, faturalar tüm vergi ve kesintiden muaf tutulmalıdır.

 * Yılın daha başında resmi enflasyon karşısında bile eriyen, açlık sınırının altına düşen, büyümeden pay alamayan asgari ücret başta olmak üzere tüm ücretler yeniden belirlenmelidir. En düşük emekli aylığı en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT'lilerin emeklilik hakları verilmelidir.

 * Ücretlerin üzerindeki vergi yükü azaltılmalı, kâr ve faiz gelirlerinin daha çok vergilendirildiği, çok kazananın çok vergi verdiği adil bir vergi düzeni kurulmalıdır.

 * Esnaf kuryelik/kendi hesabına çalışma/özel istihdam bürosu/taşeron adı altındaki tüm güvencesiz çalıştırma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam sağlanmalıdır.

 * İşçi sınıfının yaşadığı gelir kaybını telafi etmesinin en önemli yolu, sendika ve grevli toplu sözleşme hakkıdır. Sendikal hakların kullanımının önündeki tüm yasal ve fiili engeller kaldırılmalıdır.

 * 1 Mayıs 2022 Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'nün hayatın pahalı, emeğin ucuz olduğu adaletsiz düzene karşı "Bu böyle gitmez” diyen mücadelelerin yükseltileceği bir süreç olarak örgütlenmesine,

 * 25 Nisan-1 Mayıs 2022 tarihleri arasındaki haftanın sürekli-yaygın eylem ve etkinliklerin hayata geçirileceği "1 Mayıs haftası” olarak örgütlenmesine,

 * 1 Mayıs 2022 Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'nün, başta İstanbul/Taksim Meydanı olmak üzere, ülkenin dört bir yanında yaygın ve kitlesel biçimde kutlanması için çalışmaların ve girişimlerin başlatılmasına,

 * Bu sürecin diğer emek-meslek örgütleri ve demokrasi güçleriyle beraber, akıl ve eylem birliği içerisinde yürütülmesine karar vermiştir.” (MA)

Editör: Haber Merkezi