Diyarbakır Barosu kentte gözaltına alınan gazeteciler için yaptığı açıklamada basın özgürlüğüne vurgu yaparken, gözaltıların serbest bırakılması çağrısı yaptı.
Diyarbakır Barosu gözaltına alınan gazetecilerle ilgili açıklama yaptı.
‘Basının görevi kamu yararını ilgilendiren konularda bilgi ve fikirleri açıklamaktır’
8 Haziran’da gözaltına alınan 20’si gazeteci 21 kişi için yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Jin news, Pel Yapım, Piya Yapım ve Ari Yapım isimli ajanslara yönelik Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında, muhalif yayın politikasına sahip 21 Kürt basın emekçisi mesleki faaliyetlerinden ötürü gözaltına alınmıştır. Basının görevi kamu yararını ilgilendiren başka alanlarda olduğu gibi, siyasi konularda da bilgi ve fikirleri açıklamaktır. Sadece basının bir tür bilgi ve fikirleri açıklama görevi yoktur: halkın da bunlara ulaşma hakkı vardır. Sadece olumlu karşılanan ya da kimseye saldırgan gelmeyen ya da insanların kayıtsız kalabildiği bilgi ve fikirler değil, sarsıcı nitelik taşıyan ya da rahatsız eden fikirler de; demokratik toplumun vazgeçilmez özellikleri olan çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gerekleridir. İfade özgürlüğü ve bilgilenme hakkının, demokratik toplumun zorunlu dayanaklarından birini teşkil ettiği, medyanın faaliyetinin, ifade özgürlüğü hakkına yerleşik bulunduğu ve kamuyu ilgilendiren meseleler hakkında halkın bilgilenmesi hakkının bir temel ön gereğini oluşturduğu bilinmelidir. Bu sebeple basın aracılığıyla yapılan yayım, düşüncelerin açıklanmasının özel bir türü olmakla birlikte, basın özgürlüğü düşünceyi açıklama özgürlüğünden ayrı bir özgürlük kategorisidir. İktidara ve yönetsel alana yönelik insanların düşüncelerini serbestçe açıklayabilmeleri sayesinde gerçeklerin, yanlışlıkların, yolsuzlukların, hukuk dışılıkların açığa çıkması ve bunda da kamu yararı bulunması gerçeği demokratik hukuk devletlerinde bu özgürlüğün kabul edilmesi sonucunu doğurmuştur.”
‘Gözaltılarla basının bilgi sunma ile halkın bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü engellemekte’
Basın özgürlüğüne ilişkin ulusal ve uluslararası metinlere atıfta bulunulan açıklamada, “1776'da Virginia İnsan Hakları Yasası’nın 12. maddesinde, basın özgürlüğünün özgürlüğün en güçlü kalelerinden biri olduğunu ve sadece despot hükümetler tarafından engellenebileceğini ilan edilmiştir.1789 tarihli Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi, düşünce özgürlüğüyle birlikte düşüncelerin yayımlanmasına dair ifadeler barındırarak basın özgürlüğünü işaret eden ilk belgelerden biri olmuş ve 11. maddesinde "Düşüncelerin, fikir ve kanaatlerin başkalarına serbeste söylenmesi, insanın en değerli haklarındandır. Her vatandaş serbestçe konuşabilir, yazabilir ya da yayın yapabilir." denmiştir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 10 Aralık 1948 günü Paris'te ilan ettiği İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 18. Maddesinde ifade ve basın özgürlüğü açık bir dille ifade edilmiştir. Anayasal düzenleme açısından Amerika Birleşik Devleti, söz ve düşünce özgürlüğü ile birlikte basın özgürlüğünü anayasal güvence altına alan ilk devlettir. Amerikan Anayasasına 1791 tarihinde "Kongre... söz ve basın özgürlüğünü engelleyici yasa yapamaz" ifadesini taşıyan değişiklik maddesi eklenmesidir. Zamanla birçok demokratik devlette basın özgürlüğünü anayasal güvence altına almıştır. Nitekim Türkiye Anayasanın 26-28 maddelerinde basın özgürlüğünü ve ifade özgürlüğünü güvence altına almıştır. Ancak bütün bu anayasal güvencelere rağmen basına yönelik soruşturma ve gözaltılarla basının bilgi sunma ile halkın bilgi ve kanaatlere ulaşma özgürlüğü engellemektedir” denildi.
‘Basın çalışanları derhal serbest bırakılmalıdır’
Baro açıklamasında son olarak basın özgürlüğüne vurgu yapılarak, “Bir kez daha belirtmek isteriz ki soruşturma baskısı ve korkusu ile yaşayan bir basın kamunun avukatlığı görevini yerine getiremez, toplumsal yararları savunamaz. Bu kapsamda, mesleki faaliyetlerinden ötürü özgürlüklerinden yoksun bırakılan basın çalışanları derhal serbest bırakılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
SUR AJANS