Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Osman Baydemir ve 53 belediye meclis üyesine Diyarbakır Cemevi için Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne yer tahsisi yaptıkları için dava açıldı. Kayyum ise 2022 şubatında aynı protokolü 10 yıllığına uzattı.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) ve Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’ne (GGC) yer tahsis etme kararı veren 53 belediye meclis üyesi ve bu kurumlarla protokol imzalayan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Osman Baydemir hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla 2 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.

Diyarbakır Cemevi

İddianameyi kabul eden mahkeme, tahsis işlemlerini yapan Baydemir ve belediye meclis üyelerinin “zimmet” suçlaması ile ağır ceza mahkemesinde yargılanması gerektiğini söyleyerek, dosyayı ağır ceza mahkemesine gönderdi.

MLSA’dan Deniz Tekin’in haberine göre, İçişleri Bakanlığı mülkiye müfettişleri, 2015 yılında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin geçmişte yaptığı iş ve işlemlerle ilgili yaptığı inceleme sonucunda rapor hazırladı. Ön inceleme raporunda, belediyeye ait mülklerin kiralanması, iş yerlerinin tahliye edilmesi ve derneklere yer tahsis edilmesini yasal mevzuata uygun bir şekilde yapmadıkları iddia edilen dönemin Belediye Başkanı Osman Baydemir ile 53 belediye meclis üyesi ve encümeni hakkında soruşturma izni verilmesi istendi. İçişleri Bakanlığı’nın soruşturma izni vermesi üzerine Baydemir ve belediye meclis üyelerinin avukatlarının Danıştay’a yaptığı itiraz reddedildi. Danıştay kararının kesinleşmesi üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Baydemir ve dönemin belediye meclis üyeleri hakkında yürütülen soruşturma 2020 yılının Aralık ayında tamamlandı. Başsavcılık, Baydemir ve meclis üyeleri hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçlamasıyla 6 aydan 2’şer yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırladı.

Gazeteciler Cemiyeti ve Alevi Derneği “kamuya zararlı dernek” olarak görüldü

İddianamede, Diyarbakır Belediyesi Meclisi üyelerinin Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti, Özgür Yurttaş Derneği ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne ücretsiz yer tahsisi için aldığı, belediye başkanına protokol yapma yetkisi veren kararının yasal mevzuata aykırı olduğu belirtildi. İddianamede, belediye meclis üyelerinin, “5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75/d maddesine aykırı olarak kamuya yararlı dernek statüsünde bulunmayan dernekler için yer tahsisine karar verdiği” öne sürüldü. İddianamenin devamında, belediye meclis üyeleri ve Baydemir, belediyeye ait altı taşınmazın kiralanması, kullanımı ile kiralarının tahsil edilmesi ve iş yerlerinin tahliyelerinde gerekli işlemleri yapmamakla suçlandı. İddianamede 10 yıl süreyle bir kişiye kiralanan belediyeye ait Konukevi Binası’nın ihale şartnamesine aykırı olarak Demokratik Toplum Kongresi tarafından siyasi maksatla kullanıldığı da kaydedildi.

diyarbakır cemevi

PSAKD Diyarbakır Cemevi

Kayyum, Cemevinin tahsis protokolünü 10 yıl daha uzattı

İddianamede, Osman Baydemir’in Belediye Meclisi’nin mevzuata aykırı bir şekilde verdiği öne sürülen protokol yapma yetkisine dayanarak Kayapınar ilçesindeki taşınmazın cemevi olarak kullanılması amacıyla Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’ne 10 yıl süreyle tahsisi için 2012 yılında imzaladığı protokol suç unsuru olarak gösterildi. Baydemir’in imzaladığı protokolde geçen “…kentimizde yaşayan Alevi yurttaşların sosyal, kültürel ve dini ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 5393 sayılı Belediyeler Kanunu’nun 13’üncü maddesinin 2. fıkrası ile aynı Kanunun 15/a ve 18/e bentlerine istinaden 10 yıllığına Pir Sultan Abdal Derneği’ne tahsis edilmiştir” şeklindeki ifadeler iddianamede suç delili olarak gösterildi.

Baydemir ve belediye meclis üyelerine bu protokol gerekçe gösterilerek dava açılırken Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi kayyumu Münir Karaloğlu 2022 yılında süresi dolan protokolü geçtiğimiz Şubat ayında 10 yıl daha uzattı. Baydemir hakkında bu protokolü imzaladığı için yasama dokunulmazlığının kaldırılması amacıyla 2017 yılında fezleke hazırlanmıştı.

Mahkeme suçlamayı az buldu, dava dosyasını ağır ceza mahkemesine gönderdi

Savcı, “Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nde kamu görevlisi şüphelilerin görevlerine aykırı bir şekilde davranmak suretiyle üzerlerine atılı ‘görevi kötüye kullanmak’ suçunu işleyerek, kamuyu zarara uğrattıkları” iddiasıyla şüphelilerinin isnat edilen suçtan cezalandırılmalarını istedi.

Gözler Ağır Cezada

İddianameyi kabul eden Diyarbakır 13. Asliye Ceza Mahkemesi, 10 Haziran 2022 tarihinde dosya için görevsizlik kararı verdi. Mahkeme, dava dosyasındaki suçlamalar göz önünde bulundurulduğunda sanıkların üzerlerine atılı suçun TCK’nin 247. maddesinde düzenlenen “zimmet” suçunu oluşturup oluşturmadığı konusunda değerlendirme yapma yetkisinin ağır ceza mahkemesinde olduğunu savundu. Baydemir’in avukatı Reyhan Yalçındağ ve diğer sanık avukatları, dava dosyasında zimmet suçunun maddi ya da manevi unsurlarının gerçekleşmediğini ve görevsizlik kararının yasaya aykırı olduğunu belirterek itiraz etti. Henüz nöbetçi ağır ceza mahkemesine ulaşmayan itirazlarla ile ilgili önümüzdeki günlerde karar çıkması bekleniyor.

diyarbakır cemevi

‘Cemevini açmakla tarihi bir haksızlığa son verdik’

Diyarbakır’daki inanç ve kültürel çeşitliliğin önemine vurgu yapan Osman Baydemir ise şunları söyledi: “Yerel yönetimler olarak bize düşen bu çoğulculuğun hakkını vermekti. Farklı dilleri, farklı inançları, farklı kültürleri hem görünür kılmak hem de geleceğe taşımaktı. Koruma amaçlı planımızın temel taşlarından biri de inanç turizmine ev sahipliği yapmaktı. Düşünün; bir şehirde farklı inançlar var ama o inançların mensuplarının inançlarının gereklerini yerine getirebilecekleri mabetleri yok. Alevi inancına mensup kardeşlerimin inançlarının gereğini yerine getirebilecekleri bir mabetlerinin olmayışı Diyarbakır’da çok büyük eksikliğin ve haksızlığın da ifadesiydi. Cemevini açmakla biz aslında tarihi bir haksızlığa son verdik. Hem de yine aynı şekilde bir tabuyu elbirliğiyle ortadan kaldırdık. Çünkü Pir Sultan Abdal Cemevi tamamen belediyenin kaynaklarıyla inşa edildi. Bir camiye verilen kıymet neyse belediye açısından cemevine verilen kıymet de oydu. Bütün bunlardan hareketle aslında belediyenin, bizim yapmış olduğumuz sadece görevimizin ifasıydı. Evet, biz bu görevi ifade ederken, cemevini inşa ederken, kiliseyi restore ederken, Ahmedê Xanê, Feqiyê Teyran Camisini açarken bütün inançlara, bütün kültürlere eşit derece hizmet ederken aynı zamanda bir tabuyu, bir korkuyu yıktık ve tarihi haksızlığa dur dedik… Çok dilli, çok kültürlü, çok inançlı bir politikayla ve hizmet perspektifiyle yurttaşa hizmet götürdüğümüz içindir. Bir soruşturma değil, binlerce soruşturma açılsa da ben yaptıklarımın arkasındayım. Keşke imkanım olsaydı bir cemevi değil, birden fazla cemevi inşa edebilseydik.”

‘Bu dava Alevi toplumunu rencide ederek cemevlerini tanımamak anlamına geliyor’

PSAKD Genel Merkez Yöneticisi ve Hukuk Sekreteri Av. Cafer Koluman ise “Büyükşehir Belediyesi yanlış bir şey yapmadı. Yani Anayasa’da geçen laiklik ilkesinin gereğini yerine getirdi. Kamu yararı doğrultusunda Alevi toplumu için cemevi tahsis işlemi kararı alan bütün belediye encümenleri hakkında dava açılmasını son derece sorunlu bir yaklaşım olarak görüyoruz. Bu dava, Alevi toplumunu rencide ederek cemevlerini tanımamak anlamına geliyor. Cemevine yer tahsisinin bu davanın gerekçelerinden biri yapılması Alevi toplumuna saygı duymamanın, Alevileri birinci sınıf vatandaş olarak görmemenin ve cemevini ibadet yeri olarak tanımamanın açık bir kanıtıdır. Öte yandan kayyum, cemevi binasının tahsis süresini 10 yıl daha uzattı. Bu çok doğru bir karar. O zaman sizin yaptığınız suç değilse HDP yaptığında neden suç oluyor? Bunu sorgulamak lazım” diyerek dava gerekçesine itiraz etti.