Ekonomik kriz kendini sokağın her köşesinde hissettirmeye başladı. Mikrofonu uzattığımız Diyarbakır esnafı ve halkı, ekonomik tablodan şikâyetçi. Gelir ve giderlerin birbirini karşılamadığını dile getiren yurttaşlar, gidişatın umutlu olmadığını belirtiyor.

Arif Bulut/Özel Haber

Geçtiğimiz gün Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)  ve Enflasyon Araştırma Grubu'na (ENAG) açıkladığı TÜFE ve ÜFE oranları arasındaki fark, gündemde geniş yer tuttu. TÜİK yıllık enflasyonun yüzde 61.14'e çıktığını açıklarken, ENAG ise bu oranın yüzde 142'nin üzerinde olduğunu açıkladı. Ekonomistler, son 30 yılın en büyük krizinin yaşandığını aktararak üretici enflasyonunun 2001 ve 1994 krizini geride bıraktığını dile getiriyor.

Yurttaşların geçim sorunu, kendini siyasetin bir numaralı gündemi haline getirdi. TÜİK verilerine göre Türkiye genelindeki yüzde 12’lik işsizlik oranı, Diyarbakır’da yüzde 15. Bu oran Türkiye ortalamasının üstünde. Ekonomik krizin en çok hissedildiği Diyarbakır ve bölge illeri tablodan umutlu olmadığını aktarıyor. Diyarbakır’ın Sur ilçesinde mikrofonu uzattığımız esnaflar, 2021 yılı Ramazan ayı ile bu yılın Ramazan ayı arasındaki ürün fiyatlarının iki katına çıkması işsizliği daha da arttırdığına vurgu yapıyor.

"Muhalefet de yok, muhalefet çepiktedir"

Daha önce iki kez gözaltına alındığını söyleyen ve Sur’da esnaflık yapan bir yurttaş, mevcut ekonomik tablodan dolayı bitik durumda olduklarını ifade ederek, şunları söyledi:  “Bu lo lodur lê lê daha yoldadır. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan beri böyle bir şey gördünüz mü? Tamam bu kriz küreseldir, güzel. Bir ülkede eğer yüzde 300-400 devalüasyon oluyorsa; bilin ki o halkta sorun var, yönetenler de değil. Yüzde 400 ne demek biliyor musunuz? Ölüm demektir, ölüm. Kimsenin evinde huzur kalmamış. Şuan bile en güzel günlerimiz yaşıyoruz. Yarın yine elektriğe zam gelecek. Kim ne diyebilir ki bu duruma? Muhalefet de yok, muhalefet çepiktedir.”

“Diyarbakır’da sigortalar koptu”

Gaffar Okan’ın “Diyarbakır Türkiye’nin sigortasıdır. Diyarbakır’da sigorta atarsa, bu yangın her tarafı sarar-” sözlerini alıntılayan yurttaş, sözlerine şöyle devem ett, “Şuan Diyarbakır’da sigortalar atmış, filifot kopacak filifot. Ya adamın geliri 2 bin lira, bin 500 lira elektrik parası veriyor. Böyle bir ülke var mı ya? Kömür ve makarnanın intikamı mı bizden alınıyor. Akılcı bir hareket edilmeli. Bu herkese çağrımdır.”

“AK Parti’den önce bir teneke yağ 9 liraydı, şimdi 600 lira olmuş”

Esnaf ile konuşurken “bundan sonra oy moy kullanmayacağız” sözleriyle konuşmaya dahil olmak isteyen, Arif isimli bir yurttaş ise, evli ve işsiz olduğunu aktararak, “Doluyuz, dolu. Bizi böyle dolduran, şey sistemin acımasızlığıdır ve acımasız sistemi başımıza bela edenlerdir. AK Parti’den önce yağ tenekesi 9 liraydı, şimdi 600 lira. Makarna 1 liraydı, şimdi 50-60 lira. Yeni bitmiş en kral 200 metrekarelik bir daire 10 bin liraydı. Şimdi ise en kötü daire 300-400 bin lira olmuş. Biz bu yüzden A’dan Z’ye AK Parti’den razı değiliz. Ben evliyim, 2 çocuğum var ve işsizim. Ben hakkımı helal etmiyorum. Yani bazıları diyor ki AK Parti yapmıyor. Kim yapıyorsa bunu ben kendi ve çocuklarımın hakkını helal etmiyorum. İş başvurularında bulunuyoruz ama iş yok. İŞ-KUR’a başvuruyoruz ama AK Parti’nin adamlarını alıyorlar.

“Konuşun neyden korkuyorsunuz”

Millet patlama noktasına gelmiş ama bilmiyorum her nedense çok az kişi konuşuyor. Hani ‘can tatlıdır’ diyorlar ya. Bu yüzden ses çıkarmaktan korkuyorlar. Konuşun yani neyden korkuyorsunuz. Zaten her gün ölüyoruz. Yani ne yapacaklar. Biz normal görüşümüzü ifade ediyoruz. Elimize silah alıp Meclis’i yada birilerini taramıyoruz. Pahalılıktan şikâyetçiyiz. Herhalde adam da istiyor ki millet birleşsin başkaldırsın. Kılıçdaroğlu’nun da dediği gibi ‘o da OHAL ilan etsin’ ve başımızda 5-6 sene daha kalsın. Herhalde isteği budur. Bana kalırsa hiç kimse siyasete güvenmesin. CHP, AK Parti, MHP ve MHP’ye falan oy vermesin. MHP, Türkleri kullanıyor, HDP Kürtleri, AK Parti de hepsini kullanıyor.”

“Müşteriler tepkilerinde haklı, çünkü çalışmıyorlar”

Diyarbakır’da Ramazan ayının vazgeçilmez içecekleri arasında yer alan meyan şerbeti ile limonata satan bir yurttaş, geçen yıla oranla fiyatların iki kat arttığını bildirerek, artan maliyetlere karşı sitemli. İçeceklerde kullanılan şeker fiyatının tavan yaptığını belirten meyan şerbeti satıcısı, “Şekerin kilogramı 50 lira olmuş. Meyan şerbetini için aldığımız poşetleri geçen yıl 11 liraya alıyordum. Şimdi 50 liraya olmuş. Nasıl kurtarsın bizi, nasıl iş yapalım. Geçim yalan oldu. Biz eve bir şey de alamıyoruz. Müşteriler geliyor. Bir şişe içeceğe 15 lira fiyat veriyorum müşteriye, müşteri ‘ooo’ diye tepki veriyor. Haklıdırlar çünkü iş yok ne yapsınlar? Nerden getirsinler? Maliyetin altına versem bu sefer satışım zarlı duruma düşmüş olacak. Allah sonumuzu hayır etsin. Ne diyelim?” diye konuştu.

“Çoğu müşteri fiyatını sormakla yetiniyor”

Artan maliyetlerden dolayı işlerin kesik olduğunu belirten başka bir şerbet satıcısı ise, fiyatların artışına etki eden maliyet artışlarına dikkat çekerek, “2,5 litrelik şerbeti 20 liraya satıyorum. Ama bizim elimizden de bir şey gelmiyor. Çünkü fiyatlar çok yüksek, şuan da bir torba şeker 700 lira, 500 liradan bahsediyorlar ama yalandır bu. 700 liraya aldığıma dair fatura da var bende. 1,5 litre Meyan kökünün fiyatı ise şeker ve ekstra hammadde kalemleri olmadığı için 10 lira. Biraz daha uygun. Geçen yıl 8 liraya satıyorduk. Bu yıl 2 lira zam yaptık. Çoğu müşteri fiyatını sormakla yetiniyor. Bizim elimizde bir şey gelmiyor. Çünkü şerbetlerde kullandığımız ürünlerin fiyatları iki katına çıktı” dedi.

“Eskiden kilogramını 8 liradan aldığımız zeytini şuan 21 liraya bile alamıyoruz”

Sur’da açık zeytin satıcısı olan bir yurttaş da geçimin zor olduğunu belirterek, “Eskiden aldığımız zeytin fiyatları ile şuan aldığımız zeytin fiyatları artarak katlanıyor. Eskiden bu zeytinlerin kilogramını 8 liradan alıp 12 liraya satıyorduk. Şimdi 21 liradan alıp 25 liraya satıyoruz. 21 liraya aldığımız fiyata şuan zeytin bulamıyoruz bile. Geçim zor olmuş gerçekten, biz ne un, ne şeker, ne yağ ne da başka bir gıda alabiliyoruz. Sebzeler de fiyatlar aynı şekilde yüksek. Bir domatesin kilogramı 25 liraya çıktı” ifadelerini kullandı.

“10 yıl önce bir günlük yevmiye ile 2 teneke yağ alabiliyordum”

Tezgahın önünde bekleyen bir yurttaş ise 10 yıl önce aldığı bir günlük 100 lira yevmiye ile 2 teneke yağ aldığını kaydederek şu sözleri söyledi, “Ben halen 100 lira yevmiye alıyorum. Bu durum bizim ne kadar geriye gittiğimizi gösteriyor. Geriye doğru gidiyoruz. Ben bu durumun düzeleceğine dair aydınlık bir şey beklemiyorum. Ev kiram bir andan yüzde 100 arttı. Gider çok, gelir yok. Yani gelir ve giderler birbirini karşılamıyor”

Editör: Haber Merkezi