SUR AJANS- 24 Temmuz’da Diyarbakır'ın Kulp ilçesindeki Hasandin Yaylası'nda halk, maden arama girişimine karşı başlattığı eylemi 17. gününde kitlesel bir mitingle sürdürdü. Katılımın yüksel olduğu mitingde dikkat çekici mesajlar verildi.

HDP ve HDK'lilerin davasında son savunmalar yarın HDP ve HDK'lilerin davasında son savunmalar yarın

Hasandin 3

Kulp Maden Arama Şirketinin Genel Müdürü Mehmet Eren, 1 Aralık 2023 tarihinde Diyarbakır Valisi Ali İhsan Su yaptıkları görüşmenin ardından Kulp’ta maden arama çalışmalarına başladı.

Edinilen bilgilere göre bu tarihten sonra Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası’na yoğunlaşan şirket, burada birbirinden farklı maden türü için çalışma başlattı.

24 Temmuz 2024 tarihinde, Hasandin Yaylası’na sondaj ile numune almaya giden şirkete karşı, bölge halkı direniş başlattı. “Yaylama Dokunma” şiarı ile direniş başlatan bölge halkı, maden arama faaliyetinin olduğu yaylada, koruma altında bulunan ‘ters lale’ gibi birçok endemik bitki ile canlı yaşam popülasyonuyla Kulp’un akciğeri olduğunu belirterek maden sahasına izin vermeyeceklerinin altını çizdi.

Hasandin Yaylasi 2

26 Temmuz’da ise tekrardan bir araya gelen bölge sakinleri, maden arama şirketinin jandarma eşliğinde gizliden bölgeye gelerek numune aldığını belirterek kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirdi.

Yerel halk, korum altındaki ‘ters lale’ gibi birçok endemik bitki ve biyolojik çeşitlilik ile 12 köyün ana su kaynağına ev sahipliği yapan Hasandin Yaylası’nın Kulp’un akciğeri konumunda olduğunu söylüyor ve olası maden sahasının ilçedeki doğal yaşamı yok edeceğini belirtiyor.

Hasandin 4

İstanbul’dan gelen Kulp-Der yönetimi, Diyarbakır’da bulunan duyarlı tüm Sivil Toplum Örgütlerini (STÖ) ziyaret ederek, bölge halkının eylemleri için dayanışma desteği istedi.

Yaşam alanlarını koruyacaklarını belirten sivil halk, büyütülen dayanışma ile birlikte bugün de miting tarzında kitlesel bir eylem başlattı.

Diyarbakır’daki STÖ’ler ile koordineli yapılan eylem için İstanbul’da bulunan Kulp-Der, Diyarbakır Barosu, Ekoloji Derneği gibi birçok aktivist, direnişin bulunduğu alana çıkarma yaptı.

“Yaylama Dokunma. Hasandin Evimiz Madene Vermeyiz. Yaylamızda Maden Ocağı İstemiyoruz. Hasandin’de Madene Geçit Yok. Doğa Katliamına Hayır! Doğama Dokunma” dövizleri ile Hasandin yaylasına çıkan kitle direnişini sürdürüyor. İlçe merkezinde toplanan yurttaşlar ve Sivil Toplum Örgütleri Hasandin Yaylası’na gitti.

Yayladaki mitingden seslendiler

Mitingde konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Nahit Eren, Kulp’un coğrafyasının daha önce maden ve HES’lerle tahrip edildiğine dikkat çekti ve Hasandin Yaylası’nda olası bir maden sahasının kurulmasını ‘yok oluş’ olarak nitelendirdi.

“Doğup büyüdüğü bu toprakları bugün korumak için buradayım. Maden çalışmasında kullanılacak kimyasal, sadece Kulp’u değil Dicle Nehri'ni zehirleyecek. Buradaki su kaynakları Dicle’ye Fırat’a kadar ulaşıyor. Bütün bu Mezopotamya ovasına giden suyumuzu korumak için buradayız.

Biz bu doğayı katletmeye çalışan girişimlerin karşısında duracağız. Biz sadece kendi yaşam alanımıza değil, hayvanların yaşam alanı ve bitki örtümüze sahip çıkıyoruz.

Yargı kararlarını biliyorsunuz nasıl bir sureci kapsıyor. 2015 yılında Artvin'de bugün sizler gibi bir araya gelip konuyu yargıya taşıdılar halk. Yargı 10 yıl sonra karar verdi. Biz yargının vereceği kararı da beklemeyeceğiz. Gerekirse her gün burada nöbet tutacağız. Bu doğayı birkaç kişinin rantına kurban etmeyeceğiz. Kulp halkı bu direncini gösterdiği sürece kimse buraya dokunamaz.”

Eren’in ardın söz alan bölge sakinlerinden Ayten Ateş, ise doğup büyüdüğü coğrafyanın maden sahasıyla yok edilme girişimine karşı direnişlerini sürdüreceklerini belirtti.

“Burası atalarımızın toprağı ve yaşam alanımız. Biz atalarımızın topraklarını kimseye bırakmayız. Bu bölgede maden arama çalışmalarını istemiyoruz. Buraya maden girerse yaşamımız, hayvancılığımız yok olacak yani geçim kaynağımız yok olacak.

Burada çok sayıda insan yaşamını bu alandaki imkanlardan sağlıyor. Şimdi bu madenle bunlar göçe zorlanacak. Biz bunu istemiyoruz. Metropollerde değil, kendi topraklarımızda kalmak istiyoruz. Yetkililer, bu sesi duymasını istiyoruz”

Yine mitingde söz alan bölge sakinlerinden Behzat Cengiz de Hasandin Yaylası’nın 12 köyün ortak kullanım alanı olduğunu ve su damarlarıyla ilçenin kalbi konumunda olduğuna vurgu yaptı.

"Hasandin Yaylası atalarımızdan beri devam eden ve bugüne kadar gelen kullanım alanımızdır. 12 köyün kullanımında olan bir yayla. Hasandin Yaylası yoksa bizde yokuz. Bu yayla bir üretim merkezi. Tarım ve hayvancılık açısından. Sürekli üretim yapmaktayız. Buranın yok olması bizim yok olmamız demek"

Cengiz’in ardından söz alan Ahmet Aydeniz, alandaki halka Kürtçe seslendi ve ortaya çıkan direniş ile dayanışmanın Hasandin Yaylası için önemli olduğuna dikkat çekti. Aydeniz, bu tablonun süreceğini ve maden sahasına karşı direnişe devam edeceklerini aktardı.

Son sözü alan Kulp-Der Başkanı İflahattin Aslanhan, dernek yönetimi ile üyeleriyle birlikte İstanbul’dan geldiklerini ve başlatılan direnişe sonuna kadar destek vereceklerini aktardı.

Kulp'ta 39 maden ve proje bulunuyor

Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 25 Mart 2014 tarihinden itibaren toplam 39 maden ve proje bulunuyor. Bu projeler arasında güneş enerji santralleri (GES), hidroelektrik santralleri (HES), karayolu projeleri, maden ocakları, maden arama projeleri, kalker ocakları ve kırma-eleme tesisleri yer alıyor.

Projelerden 17’si için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) gerekli değil kararı verilirken, 18 proje için ÇED süreci başlamış durumda. Bu durum, Kulp’un doğal yapısını tehdit eden projelere karşı endişeleri artırıyor.

 

Editör: Haber Merkezi