Arif Bulut/ÖZEL HABER
Diyarbakır Valiliği, kent genelindeki Milli Eğitim İl Müdürlüğü’ne bağlı okullarda temizlik, onarım ve bakım gibi alanlarda istihdam edilmek üzere 2 bin 800 kişilik alım için 6 Eylül’de bir ilan açtı. Açılan ‘iş başvuru’ ilanında belirtilen ücret, istihdam edilmeyi bekleyen işsizleri hayal kırıklığına uğrattı.
Resmi verilere göre Türkiye’de 30 milyona yakın kişi aktif olarak çalışma hayatının içinde bulunuyor. Bu rakamın yaklaşık 8 milyonu ise asgari ücret ile yani 17 bin 2 lirayla çalışan işçilerden oluşuyor.
Türkiye’de en son yapılan araştırmalara göre açlık sınırı, asgari ücreti geçti ve yoksulluk sınırı ise 70 bin liraya merdiven dayadı.
DİSK/Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan ve Ağustos 2024 tarihinde açıklanan “Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması’na göre açlık sınırı 19 bin lira, yoksulluk sınırı ise 67 bin lirayı geçti.
Türk-İş’in 29 Ağustos 2024 tarihinde ‘Türkiye’de açlık ve yoksulluk sınırı’na dair yaptığı araştırmaya göre de açlık sınırı 19 bin 271 lira, yoksul sınırı da 62 bin 772 lirayı buldu.
Yaşam maliyetlerinin her geçen gün arttığı Türkiye’de, çarşıda hissedilen enflasyon rakamları ile bağımsız kurumların ve resmi kurumların açıkladığı rakamlar arasındaki uyuşmazlık güncelliğini koruyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) en son açıkladığı enflasyon verisi yıllık bazda yüzde 51,97 iken, bağımsız araştırma kuruluşu olan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) ise yıllık enflasyon oranını yüzde 90,35.
Paylaşılan tüm veriler ve yurttaşların cebiyle mücadelesi, Türkiye’deki ekonomik tabloya yönelik tartışmaların ana gündemini oluşturuyor.
Tartışmaların ana gündemindeki ‘ekonomik tablo’nun Diyarbakır çıktısı ise işsizlik ve yoksulluk rakamlarıyla diğer illere göre daha dezavantajlı bir durumda. Kentteki işsizlik ve yoksulluk Diyarbakır’daki gençlerin yönünü ya batı illerine ya da Avrupa’ya döndürüyor.
Tartışmalara neden olabilecek o ilan
Ülkedeki ekonomik tablodan daha fazla nasibini alan Diyarbakır’da, Valiliğin 6 Eylül’de açtığı ve 10 Eylül’de kapattığı iş alım başvurusu, yeni tartışmaları da beraberinde getirecek tarzda.
Diyarbakır Valiliği’nin 3 Eylül’de yaptığı ve dikkatleri üzerine çeken ‘iş başvuru’ ilanı şu sözlerle duyuruldu:
“İl Müdürlüğümüz tarafından özel politika gerektiren gruplar başta olmak üzere işsizlerin istihdam edilebilirliğini artıracak; bilgi, beceri, çalışma alışkanlığı ve disiplinini kazandırmak amacıyla; İl Müdürlüğümüz ile Diyarbakır İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri işbirliğinde okulların temizlik, bakım ve onarım faaliyetlerini desteklemek üzere İşgücüne Uyum Programı kapsamında toplamda 2800 kişi istihdam edilecektir. Program başvuruları 06-10 Eylül 2024 tarihleri arasında alınacaktır.”
Duyurunun girişindeki ifadeler istihdam edilmek isteyen işsiz yurttaşları sevindirse de sonundaki ifadeler beklenilenin aksine hayal kırıklığına neden oldu.
Asgari ücrete, 8 bin şoku
İstihdam edilmeyi bekleyen işçileri hayal kırıklığına uğratan nokta ise Valiliğin açtığı ilanın detay kısmında yer aldı. Açlık sınırına rağmen gözünü 17 bin liralık asgari ücrete diken yurttaşlar, karşılarında aylık 8 bin lira şartıyla karşılaştı.
İş bekleyen yurttaşları hayal kırıklığına uğratan bir diğer nokta ise ‘ilanın’ emeklilik primine katkısının olmayışı.
- Valiliğin verdiği ilanın detay kısmı:
“Yarı zamanlı olarak en fazla 10 ay süre ile uygulanacak programlar; ilk dört hafta yoğunlaştırılmış eğitimler nedeniyle haftalık 37,5 saat (5 gün), diğer haftalarda ise haftalık 22,5 saattir (3 gün) uygulanacaktır. Ayrıca programa başladıktan sonra program katılımcılarının başka yerde çalışmasının önünde bir engel de bulunmamaktadır.
Programa katılım sağlanan süre için katılımcılara aylık ortalama 8 bin TL ödeme yapılacak olup, ayrıca katılımcıların kısa vadeli sigorta primleri (Genel Sağlık Sigortası ile İş Kazası ve Meslek Hastalığı Primleri karşılanacaktır. Bununla beraber bir katılımcı programlardan azami 140 fiili gün faydalanabilecektir.”
Sömürünün adı: İUP
Dikkatleri üzerine çeken Diyarbakır Valiliğinin ilanında, ülkedeki ekonomik tablo ve emek sömürüsü ‘İşgücü Uyum Programı (İUP)’ ile kamufle ediliyor.
Valilik önceki yıllarda İŞKUR üzerinden Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı okullarda temizlik, onarım ve bakım alanlarında 9 ay boyunca çalıştırılmak üzere Toplum Yararına Program (TYP) kapsamında alım yapıyordu. Ancak bu yıl ise Valilikçe bu ‘İUP’e dönüştürüldü.
İUP, ‘yetenek gelişimini, nitelikli işgücünü ve mesleki eğitim’ odaklanıyor. Bunun için de İUP, işgücü piyasasına girmek isteyen meslek lisesi ya da yüksekokul mezunlarını hedef alması gerekiyor.
TYP’nin İUP ile kamufle edilişi Valiliğin ilandaki “İşsizlerin istihdam edilebilirliğini artıracak; bilgi, beceri, çalışma alışkanlığı ve disiplinini kazandırmak amacıyla” ifadesiyle kendini gösteriyor.
Okullardaki temizlik işini, yıkılan ve dökülen duvarları yapım işini, sıra masalardaki tamir işini ve kalorifer yakma işini yapacak olan işçileri asgari ücretin altında çalıştırmak için Valilik, ilanı “bilgi, beceri, çalışma alışkanlığı ve disiplin” ifadeleriyle de süsledi.
Alımın yapılacağı alanlara bakıldığında Diyarbakır Valiliği’nin İUP kapsamında ‘bilgi ve beceri’ adı altında okullarda çalıştıracağı işçilerin program bitiminden sonra özel sektörde 'işverenleri ve iş arayanları' bir araya getiremeyecek nitelikte.
Asgari ücretin altında işçi çalışıtırma hamlesi ile emek sömürüsüne imza atacak olan Diyarbakır Valiliğin ilandaki açıklamasında bulunan ‘İUP’e Başvuru ve Katılım Şartları’ başlığı, amaçlanan niyeti de sorgulatırıyor.
- İlandaki ‘İUP’e Başvuru ve Katılım Şartları’ başlığında verilen iki şart:
“Programa başvuru ve program başlangıç tarihi itibariyle son bir ay işsiz olmak.
Hane geliri 34.004,26 TL’nin altında olmak, (Aynı adreste oturan kişilerin toplam kazancı net asgari ücretin iki katını aşması halinde söz konusu adreste oturan kişiler İUP’e katılamaz.)” ifadeleri yer alıyor.”
Valiliğin alım başvurusunda belirtiği şartlar, “Son bir aya kadar işi olan bir kişi neyin becerisini kazanıyor? Hane geliri 34 bin liranın altında olan birini 8 bin lira kurtarabilir mi ya da ek iş bahsedilen beceriye olumsuz yansımaz mı?” şeklindeki soru işaretlerine neden oluyor.
Başvurucu: Bize bunu reva görüyorlar
Gazetemize ulaşan ve Valiliğin açtığı ilana da başvuru yapan bir yurttaş, “Valilik Diyarbakır’da asgari ücreti 8 bin liraya indirdi” değerlendirmesinde bulunuyor ve şöyle ekliyor:
“Ben dahil bu ilana başvuru yapan arkadaşlarımızın yüzde 90’ı önceki senelerde TYP kapsamında başvuru yapmış ve işe alınmıştık. O zaman da temizlik yapıyorduk. Bu yılda temizlik yapacağız ama bir farkla. Geçen yıllarda asgari ücret alıyorduk bu yıl 8 bin lira verecekler. Tüm arkadaşlarımız bunu bekliyordu ama hepsi şuan şokta ve 'Bu şaka olmalı' diyor.
Yaptığımız iş temizlik. Bu ekstra bir yetenek gerektirmiyor. Biz önceki senelerde 8 saat boyunca temizlik yapmıyorduk. Zaten hiçbir çalışan 8 saat aralıksız çalışamaz. Bunun mola gibi birçok şeyi var. Ama bize yapmak istedikleri işi 3-4 saatte yaptırıp ‘hadi gidin’ diyecekler. Yani yapılacak alımda sömürü var. Bu ayıptır, yazıktır. İşe ihtiyacımız var ve çalışmak zorundayız. Ama bizim bu halimize bunu reva görüyorlar. Bizi kandırmasınlar. Diyecek bir şeyim yok.”
Valiliğin bu hamlesi hangi sorunlara neden olur?
Peki Valiliğin asgari ücretin altında işçi çalıştırması neyi gösteriyor? Ekonomik gelişmişlik düzeyi pozitif olan ülkelerde standart bir ücretinde altında işçi alımı yapılmıyor.
Valiliğin asgari ücretin altıda işçi çalıştırma girişimi beraberinde birçok soruna neden olacak. Bu sorunlardan bazıları ise şöyle sıralanabilir:
“İşçiler, yaşam standartlarını sürdürmekte zorluk çekebilirler. Bu durum, çalışanların sosyal güvenlik haklarını ve iş güvencelerini de olumsuz etkileyebilir.
İş gücü piyasasında adaletsizliğe yol açabilir ve çalışanlar arasında eşitsizlik yaratır.
Düşük ücret, yerel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir, çünkü işçilerin alım gücü azalır ve dolayısıyla tüketim harcamaları düşer.”