İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ile kayıp yakınları, her hafta “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle düzenledikleri eylemlerini 777’ncisini Koşuyolu Parkı’nda sürdürdü. Açıklamaya katılan kayıp yakınları ve hak savunucuları gözaltında kaybettirilen ya da faili meçhul cinayete kurban gidenlerin fotoğraflarını taşıdı. Bu haftaki eylemde 26 Aralık 1997’de Diyarbakır’da gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Mehmet Özdemir’in akıbeti soruldu. 

Açıklamadan önce kısa bir konuşma yapan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Ercan Yılmaz, 2023 yılında yaşanan insan hakları ihlallerine değindi. 2023 yılının anti-demokratik uygulamalarla geçtiğini belirten Yılmaz, ağır insan hakları ihalelerinin yaşandığına dikkat çekti. Yılmaz, 2024 yılının çatışmaların sona erdiği, barışın sağlandığı ve insan hakları ihlallerinin ortadan kalktığı bir yıl olması dileğinde bulundu.

Yılmaz’ın konuşmasının ardından Özdemir’in hikayesini İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu üyesi Berfin Elçi okudu. Elçi, Mehmet Özdemir’in zorla kaybedilmeden önce birkaç defa gözaltına alındığını ve bu gözaltılar sırasında ağır işkenceler gördüğünü aktardı. Özdemir’in, 5 Ağustos1997’de de evi basılarak gözaltına alındığını ve 4 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldığını belirten Elçi, “örgüte yardım ve yataklık ettiği” gerekçesiyle Özdemir hakkında yargılama başlatıldığını ve 23 Ocak 1998’de beraat ettiğini ifade etti.

Araca zorla bindirilerek kaçırılır

Elçi, Özdemir’in zorla kaybettirildiği günü ise şöyle aktardı: “Mehmet Özdemir 26 Aralık 1997 sabahı hayvan pazarına gideceğini söyleyerek, evinden çıkar. Buradan bir arkadaşının evini ziyaret ettikten sonra hayvan pazarının yakınındaki bir kahveye gider. Görgü tanıkları; Mehmet Özdemir’in kahvede arkadaşlarıyla otururken silahlı, sivil kıyafetli ve ellerinde telsiz bulunan iki kişinin Özdemir’e kendileriyle gelmesini söylediğini, bu kişilerle dışarı çıkan Özdemir’in beyaz bir taksiye doğru götürüldüğünü belirtmiştir. Tanıklar, arabada üçüncü bir kişinin de oturduğunu, Özdemir’in arabaya binmemek için uğraştığını, kendini yere attığını, onu tutan kişilerden kurtulmaya çalıştığını da belirtmişlerdir. Ancak Özdemir bu kişiler tarafından zorla, şiddet uygulanarak arabaya bindirilmiş ve oradan götürülmüştür. Olaya orada bulunan birçok kişi tanık olur.  Olayın tanıklarından biri okuma yazması olmadığı için arabanın plakasını alamadığını söyler.”

‘Yanlışlıkla gözaltına alınmış’ iddiası

Mehmet Özdemir’in eşi Enzile Özdemir’in, olay sonrası 29 Aralık 1997’de İHD’ye başvurduğunu ifade eden Elçi, daha sonra Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı’na başvuru yapıldığını ve savcılıktan verilen dilekçeye “Mehmet Özdemir,  Emniyet Müdürlüğü tarafından gözaltına alınmıştır” damgasının vurulduğunu söyledi. Damganın üzerinde hiçbir yetkilinin imzasının bulunmadığını sözlerine ekleyen Elçi, eşinden haber alamayan Enzile Özdemir’in bir süre sonra tekrar yetkili kurumlara başvurduğunu belirtti. Elçi, “Kendisine verilen yanıtta bu defa Mehmet Özdemir’in gözaltına alınmadığı, bir yanlışlık yapılarak, gözaltında olduğunun söylenmiş olabileceği iddia edildi” dedi.

Kendisini unuttu, Diyarbakır ile Mardin Barosunu hedef aldı Kendisini unuttu, Diyarbakır ile Mardin Barosunu hedef aldı

AİHM Türkiye’yi tazminata mahkûm etti

İç hukukta sonuç alamayan Özdemir ailesinin 7 Eylül 1999’da Mehmet Özdemir’in zorla kaybedilmesiyle ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru yaptığını dile getiren Elçi, “Yapılan tüm başvurulara rağmen Mehmet Özdemir’den bir daha haber alınamadı. AİHM, 8 Ocak 2008’de esas ve usul yönünden dosya ile ilgili ihlal kararı verdi ve Türkiye’yi tazminata mahkûm etti” diye belirtti.

Açıklamanın ardından, gözaltında zorla kaybedilen tüm kayıp ve faili meçhul cinayetlerle öldürülenler için oturma eylemi yapıldı.

Editör: Ali Abbas Yılmaz