Diyarbakır’ın en köklü liselerinden olan Ziya Gökalp Lisesi Müdür Yardımcısının bir veli tarafından darp edilmesine ilişkin Diyarbakır Eğitim Sendikaları ortak açıklamasında, eğitim emekçilerine dönük şiddetin arttığına ve karar alıcıların bunun karşısında sessizliğini koruduğuna dikkat çekti.

Ziya Gökalp Anadolu Lisesi

Ziya Gökalp Anadolu Lisesi

Diyarbakır’ın en köklü liselerinden olan Ziya Gökalp Anadolu Lisesi Müdür Yardımcısının bir veli tarafından darp edilmesine ilişkin Diyarbakır’daki eğitim iş kolundaki sendikalar ortak açıklama yaptı.

Diyarbakır’da Eğitim Sen, Eğitim Bir Sen ve Türk Eğitim Sen’den darp edilen Müdür Yardımcısına ilişkin ortak açıklama yapıldı.

Ziya Gökalp Anadolu Lisesi önünde yapılan açıklamayı Türk eğitim-Sen Diyarbakır Şube Başkan Yardımcısı Pınar Kartal Urhan okudu.

Ziya Gökalp Anadolu Lisesi

Ziya Gökalp Anadolu Lisesi

‘Öğretmene şiddete karşı karar alıcılar neden tepkisiz?’

“Öğretmene şiddete hayır!” başlıklı Diyarbakır Eğitim Sendikaları açıklamasında şu ifadelere yer verildi: “Geçtiğimiz hafta Cuma günü Yenişehir ilçesine bağlı Ziya Gökalp Anadolu Lisesi müdür yardımcısına bir öğrenci velisi tarafından uygulanan şiddet eylemine dikkat çekmek, yapılan bu ve buna benzer eylemleri kınamak için sendikalar olarak buradayız. Arka planı karmaşık nedenlerle örülen, hayatın her alanında çeşitli biçimlere bürünen şiddet olgusu, giderek sistemleşen ve yaygınlaşan bir hal almıştır. Günümüz dünyası saldırgan bireysel tepkilerden kitlesel kıyım ve katliamlara kadar her türlü şiddetin sarmalında çaresiz, çıkışsız olmanın bunalımı içindedir. Sinema, televizyon ve haber bültenleri dâhil birçok görsellik, şiddet unsurları ile cazip ve çekici hâle getirilmektedir. Şaşırtıcı olan, bütün bu kan donduran sahneler ve efektler karşısında insanların ve karar alıcıların tepkisiz ve eylemsiz kalmalarıdır. Evde, sokakta, okulda, hayatın her anında görülen şiddet, adeta gündelik hayatın bir parçasına dönüşüp kurumsallaşmış ve her yanımızı kuşatır olmuştur. İnsanın şiddet eğilimini ortaya çıkaran birçok sebep vardır. İçinde yaşanılan kültürel durum, yoksulluk, sınıf çatışması, ideolojik sebepler, genetik durumlar, kişisel saplantılar, yasaklar, konuşma zemininin olmayışı, kendini ifade imkânı bulamamak, iletişimsizlik, kötü alışkanlıklar, yanlış çevre, provoke edilmiş aşırı duygular bu sebeplerin bazılarıdır. Eğer şiddetin önüne geçmek istiyorsak, salt eğitime odaklanarak değil, bütün faktörleri dikkate alarak bir politika geliştirilmesi gerekmektedir.”

‘Öğretmenlere yönelik şiddette artış var’

Eğitim sendikalarının ortak açıklamasını okuyan Urhan, şiddet ve eğitim sistemi arasındaki ilişkiye dair sözlerini şöyle sürdürdü: “Şiddet ve mevcut eğitim sistemimiz arasındaki ilişkiye odaklanırsak, eğitim, şiddetin ortadan kaldırılması için en doğru araç olarak kabul edilirken, eğitim sistemindeki yanlış bir programlamanın, şiddeti sistematik olarak besleme riskini barındırabileceğini söyleyebiliriz. Bu durum özellikle okulda şiddet ile ilgili konunun çok boyutlu irdelenmesini zorunlu kılmaktadır. Eğitim sisteminde öğretmenler, şiddet sorununun çözülmesinde kritik bir noktada görülmesine karşın,  uygulanan yanlış politikalarla, öğretmenlerin eğitimin edilgen öğesine indirgendiği ve şiddet ortamının bir mağduru hâline geldiği süreci yaşıyoruz. Son yıllarda okullarda öğretmenlere dönük artan şiddet olayları bu duruma ilişkin tespitlerimizi haklılık kazandırmaktadır. Öğrenci ve veliyi sorgu hakimliği düzeyine çıkaran, öğretmeni sanık koltuğuna düşüren MEB destekli şikayet mekanizmaları öğretmeni her fırsatta sigaya çekilen bir nesneye dönüştürmekte öğretmeni ve mesleğini itibarsızlaştırmakta ve öğretmen kimliğini oluşturan öğeleri değerden düşürmektedir. Eğitim sahasındaki karar alıcıların tehlikenin ciddiyetini kavrayamamış görünmeleri ise vahim bir durumdur. Daha iyi bir eğitim için daha iyi bir müfredat, daha geçerli ve etkili pedagojik yöntemler, daha ileri amaçlar üzerine kafa yormamız gerekirken, bugün öğretmene şiddet konusuna ilişkin bir basın açıklaması daha yapmak mecburiyetinde kalışımızın ana sebebi, şiddetin ağırlaşan toplumsal maliyeti karşısında, ilgililerin çözüm üretmede yetersiz kalmaları veya isteksiz davranmalarıdır. İçinde bulunduğumuz hal hem üzücü, hem de düşündürücüdür.”

‘Kalıcı önlemler alınmazsa yarın çok geç olabilir’

Eğitimcilere yönelik şiddetin son bulması çağrısının yapıldığı açıklamada Urhan, “Geçtiğimiz cuma günü bu okulda görev yapan arkadaşımızın veli tarafından saldırıya maruz kalması, öğretmene şiddet yasasının derhal çıkarılması gerektiğini, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na öğretmeni koruyan maddeler eklenmesine duyulan ihtiyacın aciliyetini ortaya koymuştur. Öğretmeni güçlendirecek, donatacak, koruyacak tedbirler almak yerine onu hedef alan saldırılar karşısında sessizliğe gömülmenin anlaşılır bir yanını göremiyoruz. Toplumdaki şiddeti eğitimle yok etmenin hesabını yaparken, şiddeti eğitimin içine sokmaya davetiye çıkarıcı uygulamaların akılla, izanla, vicdanla anlaşılabilir bir yanı yoktur. Şiddeti eğitimle yok etmenin ilk aşaması, kesin bir anlayış ve program değişikliğidir. Mevcut eğitim paradigmasının ve programlarının şiddeti önlemediği, bilakis şiddete yatkın psikolojileri beslediği artık görülmelidir. Sorun üreten bir sistem çare olamaz. Eğitim, şiddeti ortadan kaldırılacak bir enstrüman olarak tavsif edilirken; şiddetin, eğitimi tehdit eder boyuta ulaşması, bunun geleceğimizi tehlikeye sokacak boyuta doğru tırmanıyor olması, acil ve köklü çözüm bulmayı zaruri hâle getirmektedir. Eğitim çalışanlarının baskı ve tehditlerin kıskacına bırakıldığı, sistemin yanlış çarklarında sindirildiği, güvensiz ve güvencesiz iş ortamlarına itildiği, eğitim iş kolundaki hizmetlerin piyasacı bir anlayışla yürütüldüğü, öğrenci-öğretmen-veli ilişkisinin giderek yozlaştığı bir ortamda eğitim ve öğretim mekanizmasının toplumu dönüştüren ve iyileştiren bir sonuç üretmesi beklenemez. Okullarımızda yaşanan şiddet olaylarının tekrar etmemesi, eğitimcileri şiddetin hedefi haline getiren uygulamaların son bulması, somut ve kalıcı çözümler üretilmesi için başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, bütün yetkilileri acilen harekete geçmeye ve gerekli yasal çerçeveli önlemeleri ivedilikle almaya davet ediyoruz. Eğer kalıcı önlemler alınmazsa yarın çok geç olabilir. Sendikalar olarak eğitim çalışanlarına yönelen her türlü şiddeti kınıyor,  Ziya Gökalp Anadolu Lisesinde görev yapan öğretmenimize ve bütün eğitim çalışanlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerini kullandı.

SUR AJANS