Sağlık Bakanlığı’nın ‘Ek Ödeme Yönetmeliği’nin sağlık emekçileri arasındaki gelir uçurumunu arttırdığına dikkati çeken SES Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, Sağlık hizmetlerinin niteliğinin düşeceğini ve kölece çalışma koşullarının ağırlaşacağını belirtti.

SES Diyarbakır Şubesi, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı Ek Ödeme Yönetmeliği’ne ilişkin açıklama yaptı. Açıklamayı SES Amed Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken okudu.

‘Üniversite hastanelerindeki emekçiler, hükümete göre sağlık hizmetleri üretmiyorlar’

“Ne Destek, Ne Teşvik! İnsanca Yaşayacak Temel Ücret Talep Ediyoruz!” başlıklı açıklamada şu ifadelere yer verildi: “12 Ağustos 2022 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Sağlıkçıya Beyaz Reform adıyla yayımlanan Ek Ödeme Yönetmeliği, alanda var olan sorunları daha da büyüterek yeni bir sorun haline getirmiştir. Sağlık emekçilerinin acil ve çözülmesi gereken sorunları ortadayken, Pandemi boyunca canla başla çalışan sağlık emekçilerinin emeğini görmeyen Bakanlık, yayınladığı yönetmelikle bir kez daha emeği ve emekçiyi yok saydığını ortaya koymuştur. Düzenleme üniversite hastanelerinde çalışan emekçileri kapsamamaktadır. Kapsam dışında bırakılan üniversite hastanelerindeki emekçiler, hükümete göre sağlık hizmetleri üretmiyorlar. Üniversite hastaneleri 2547 sayılı Kanunun 58. Maddesi kapsamında olduğundan, buralarda çalışanlar ile ilgili YÖK tarafından bir çerçeve yönetmelik çıkarılması ve ilgili üniversite yönetim kurullarının da bu çerçeve yönetmeliğe göre kendi kararlarını almaları gerektiğini biliyoruz. Ancak sağlık hizmeti bir bütündür. Sağlık emekçileri için bir düzenleme çıkarılacaksa herkesi kapsamalı ve eş zamanlı olarak çıkarılmalıdır. Bu yönetmelik hazırlanırken nasıl ki sağlık emekçilerinin örgütlerinin görüşleri dahi dikkate alınmamıştır.”

‘Yönetmelikle “performans” kavramı yerine “teşvik” kavramı getirilmiştir’

Sağlık çalışanlarının yaşadıkların mağduriyetin yıllarca uzamaması için açıklama yaptıklarını belirten Güldiken, “Bugün yaratılan mağduriyetin ayları, yılları bulmaması için bu açıklamaları gerçekleştiriyoruz. Mücadele etmeden hiçbir hakkımızı alamayacağımızı bugüne kadar ki uygulamalardan dolayı gayet iyi biliyoruz. Bir kez daha belirtmek isteriz ki yoksulluk sınırının üzerinden belirlenecek temel ücret ve bu ücretin üzerinde, yapılan işin niteliğine göre ücretlendirme yapılarak tüm ücretlerin emekliliğe yansıyacak biçimde belirlenmesini savunmaya devam edeceğiz. Bu yönetmelikle “performans” kavramı yerine “teşvik” kavramı getirilmiştir. Böylece yıllardır eleştirdiğimiz ve “sağlıkta performansa dayalı ücret olmaz” görüşümüz doğrulanmıştır. Ancak bu görüşümüz doğrulanmasına rağmen buna uygun bir düzenleme yapılmak yerine kelimeler ile oynanarak “teşvik” adı altında performansı gizleyen ve sorunu çözmekten uzak bir yaklaşım sergilenmiştir”  diye belirtti.

‘Ek ödeme yönetmeliği ile sağlık çalışanları arasındaki gelir uçurumu daha da açıldı’

Ek ödeme yönetmeliği ile sağlık çalışanları arasındaki gelir uçurumu daha da açıldığına işaret eden Güldiken, şunları söyledi: “Teşvik ile sağlık sistemi yürümez, teşvik ile maaş olmaz. Bu yönetmelik ile sağlık personelinin ek ödemesi üç başlık altında toplanmıştır: Bunlardan ilki 375 Sayılı KHK’nin ek 9. Maddesi emsal alınarak 209 sayılı kanunun 5. Maddesine göre sabit ödenen ek ödeme, ikincisi bu yönetmelikle ilk defa getirilen taban katsayıya göre ödenecek olan taban ek ödeme, üçüncüsü ise bu yönetmelik ile getirilen teşvik adı altında esasında fazla çalışma ve fazla girişimsel işlemlere dayalı teşvik ek ödemesidir. Sabit ek ödemeden gelir vergisi alınmamaktadır. Ancak taban ve teşvik ek ödemesinden gelir vergisi alınmaktadır. Her üç ek ödeme de hiçbir şekilde emekliliğe yansımamaktadır. Bu Ek ödeme yönetmeliği ile sağlık çalışanları arasındaki gelir uçurumu daha da açılmıştır. İzin kullanımlarında ek ödemenin kesilecek olması, disiplin cezalarında ikinci bir cezalandırma olarak ek ödemelerin kesilecek olması kabul edilebilir değildir. Yine Aile Hekimliği uygulama yönetmeliği ile başlayan ve her gün değişen düzenlemeler ile birinci basamak sağlık hizmetlerinin koruyucu sağlığı geliştiren özelliğinden her geçen gün uzaklaşılmaktadır. Bu alanda çalışan sağlık emekçilerinin de iş güvencesi her yıl yenilenip yenilenmeyeceği belirsiz olan sözleşmeye dayalı istihdamla ortadan kalkmış, iş yükü ve şiddet tehdidi, bütün bunlara bağlı olarak da emekçiler açısından kendini değersiz hissetme duygusu artmıştır. Bireysel ve tek taraflı sözleşmelerle ücretlerin ve çalışma süresinin belirlenmesi ücret ve iş güvencesizliği yaratmaktadır. Bugüne kadar yapılan her değişiklikte geriye gidilmiş, hak kayıpları hatta cezalandırmalar oluşturulmuştur. Tüm bunlar halkın ve sağlık örgütlerinin itirazlarına rağmen ısrarla uygulanmaktadır.”

‘Sağlık hizmetlerinin niteliği düşecek, kölece çalışma artacak’

Ek ödeme yönetmeliği’nin çalışma süresini uzattığına dikkati çeken Güldiken, şunları ifade etti: “Yönetmelik değişikliği ile tıpkı ek ödemede olduğu gibi teşvik ödemesi adı altında daha fazla çalışma karşılığında ilave ücret getirilmiştir. Günlük muayene sayısının 40’ın üzerine çıkması halinde tavan ücretin yüzde 10’u ile yüzde 42’si arasında teşvik ödemesi getirilmektedir. Böylece ne kadar çok hasta muayene edilirse o kadar çok ücret anlayışı getirilerek koruyucu sağlık hizmetlerinin yerine getirilmesinde zaman sorunu yaratmış olacaktır. Bu durum halk sağlığının geliştirilmesi anlayışına ve yönetmeliğin amacıyla da tezat oluşturduğu gibi birincil görevi koruyucu sağlık hizmeti olan ASM’lere de daha fazla muayene yapma baskısı getirecektir. Aile hekimliklerinde gelirler biraz artsın diye muayene edilecek kişi sayısı 61 veya 76 hasta üstüne çıkarılmaya çalışacak ve mesai saatlerinin de uzamasına neden olacaktır. Bu durum sağlık hizmetlerinin niteliğini düşüreceği gibi kölelik koşullarında çalışmayı arttıracaktır. Halkın ve sağlık emekçilerinin sağlığını hiçe sayan bu uygulamanın kabul edilebilir yanı yoktur.”

Mücadeleye devam

Sağlık çalışanlarının hakları için mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden Güldiken, “Yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret belirlenmesi ve bu ücretlerin eğitim düzeyi, yapılan işin niteliği ve riski, hizmet yılı gibi kriterler ile giydirilecek bir ücret sisteminin oluşturulmasını, tüm sağlık emekçileri için talep ediyor ve bunun mücadelesini yürütmeye devam edeceğimizi ifade ediyoruz” dedi.

SUR AJANS

Editör: Haber Merkezi