Rawest Araştırma, Diyarbakır’da ‘insan hakları algısını ölçmek’ için bin kişi ile yaptığı yüz yüze anketin sonuçlarını açıkladı.
Diyarbakır’da insan hakları algısını ölçmek üzere 27 Kasım–4 Aralık 2021 tarihleri arasında Diyarbakır’ın merkez ve kırsal ilçelerinde 1000 kişiyle yapılan yüz yüze anketin sonuçlarını içeren raporun tamamı yayınlandı. Diyarbakır Barosu'nun talebi üzerine Rawest’in Diyarbakır’da yaptığı ankete katılım sağlayan yurttaşlar, “Gerektiğinde belediye ve üniversitelere kayyum atanabilir.” önermesine katılımcıların %30’u kesinlikle katılmadığını, %24’ü katılmadığını ifade etti.
Rawest’in “Diyarbakır'ın İnsan Hakları Algısı” araştırmasının sonuçlarından bazıları şöyle:
-Katılımcılar insan hakları konusunda Türkiye’nin geleceği için iki eşit gruba bölünmüş durumdalar. Katılımcıların %47’si insan hakları konusunda Türkiye’nin geleceği için karamsarken %46’sı iyimser.

Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Algısı Araştrıaması
-Katılımcıların cinsiyeti ve yaşı, insan hakları konusunda Türkiye’nin geleceği için düşüncelerinde bariz bir etki oluşturmazken oy tercihleri çarpıcı şekilde düşüncelerine etki etmektedir.
-Katılımcıların %85’i Türkiye’de insan hakları ihlali olduğunu düşünmektedir. Bu oranın %71’i “sık insan hakları ihlali” olduğunu, %14’ü ise insan haklarının bazen ihlal edildiğini belirtmektedir.
-İnsan hakları ihlalleri ile ilgili katılımcıların düşünceleri siyasi parti oy tercihlerini doğrudan etkiliyor. Örneğin “Türkiye’de insan hakları ihlal edilmiyor” diyenlerin çok büyük çoğunluğu AK Parti seçmeni.
-Hak ihlalleri ile katılımcıların siyasi parti oy tercihleri birlikte değerlendirildiğinde, hak ihlallerinin Kürt meselesiyle ciddi şekilde bağı bulunduğu ve bağın siyasi parti oy tercihlerini şekillendirdiği görülmektedir.
-Katılımcıların %75’i yasalar tarafından korunduğuna dair güven hissetmediğini belirtmiştir.
-Katılımcıların %62’si Türkiye’de ifade özgürlüğünün olmadığını ifade ederken %26’sı kısmen %6’sı tamamen ifade özgürlük olduğunu söylemiştir.
-Katılımcıların siyasi parti oy tercihleri Türkiye’deki ifade özgürlüğü hakkındaki düşüncelerini de doğrudan etkilemektedir.

Parti tercihlerine göre
Uzun süren davalar hak ihlali: Yüzde 81
-Davaların uzun süre sonuçlanmaması insan hakları ihlali olarak gören katılımcıların oranı %81’dir.
-“İnsanlar istediği konuda barışçıl protesto ve yürüyüş düzenleyebilirler” önermesine “kesinlikle katılıyorum” diyen katılımcı oranı %26, “katılıyorum” diyen katılımcı oranı %37’dir.
-Katılımcıların %73’ü Türkiye’deki adalet sistemine düşük ölçekte güvenmektedir. Katılımcıların%9’unun Türkiye’deki adalet sistemine güvenine orta, %7’sinin ise yüksektir.
-Katılımcılara “Sizce Türkiye’de hakları en çok ihlal edilen grup hangileridir?” sorusu yöneltildiğinde ilk 3 sırayı sırasıyla kadınlar, Kürtler ve çocuklar almaktadır.
-Kadın katılımcıların “Türkiye’de hakları en çok ihlal eden grup hangileridir?” sorusuna Kürt kimliğinden önce kadın kimliğini öne çıkardığı, erkeklerin ise Kürt kimliğini tercih ettiği gözlemlenmektedir.
-Katılımcılara göre en çok hak ihlali oluşturan aktörler sırasıyla devlet, erkekler ve yargı/mahkemelerdir.
-Katılımcılar en az sırasıyla mahkemeleri, Cumhurbaşkanını ve Meclis/TBMM’yi güvenilir bulmaktadır. En çok ise STK’ları, baroları ve Birleşmiş Milletler’i güvenilir görmektedir.
Kurumlara duyulan güvenirlik katılımcıların siyasi parti oy tercihlerine göre bariz şekilde değişiklik göstermektedir.
Katılımcılar insan hakları ile adaleti, özgürlüğü ve yaşamı eşleştiriyor
“Gerektiğinde belediye ve üniversitelere kayyum atanabilir.” önermesine katılımcıların %30’u kesinlikle katılmadığını, %24’ü katılmadığını ifade etmiştir. Diğer taraftan %6’sı kesinlikle katıldığını, %18’i katıldığını belirtmiştir.
“Ana dilde eğitim ve hizmet alamamak insan hakları ihlalidir.” önermesine katılımcıların %37’si“katıldığını”, %30,5’i “kesinlikle katıldığını” ifade etmiştir.
“Kamu personeli alımında güvenlik soruşturması hak ihlalidir” önermesine katılımcıların %23’ü kesinlikle katıldığını, %32,5’i ise katıldığını ifade etmiştir.
Kürdistan diyeni tutuklamak hak ihlali: Yüzde 70
Her 3 katılımcıdan 2’si Covid-19 aşısı olmamayı insan hakları ihlali yapmak olarak değerlendirmiştir.
“Andımızı okumak zorunda olmak insan hakları ihlalidir.” önermesine katılımcıların %81’i katılmıştır.
Katılımcıların %70’i “Kürdistan” diyen bir kişinin bunu dediği için tutuklanmasını hak ihlali olarak görmekteyken %20’si ise “fikrim yok” demiştir. Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın