Diyarbakırlı pazarcı esnafı, tezgahtaki ürünlerin fiyat artışını “Kara Depo” ve halkın ihtiyacı karşılanmadan yapılan ihracata bağladı.
Diyarbakırlı esnaf Mehmet Emin, ürünlerin fiyatının artmasını stokçuluğa ve ülke ihtiyaçları karşılanmadan yapılan ihracata bağladı. Esnaf Mehmet Emin, “Kara depo” olarak adlandırdığı stokçulukla mücadeleye dikkat çekti.
Diyarbakırlı esnaf: Devlet “Kara depoya” çözüm bulsun
Pazar tezgahına gelen ürünlerin fiyatının yükselmesinin nedenlerine vurgu yapan Diyarbakırlı esnaf Mehmet Emin, şunları söyledi: “Malların belli bir kısmı kara depolarda saklanır. Mersin’de soğuk hava depoları var. Malın fiyatının düşmemesi için büyük tüccarlar, kara depolarda malları saklarlar. Devlet buna bir çözüm bulsun, üzerinde dursun. 3 lira olan bir ürün kara depoya girdikten sonra fiyatı 10 lira olur. Mersin’de kara depo olayı yıllardır var. Büyük depolar, tırlar içinde kayboluyor. Depoya giren meyvenin derecesini ayarlarsın, o meyve uyku moduna girer. 5 ay sonra çıkarırsın. Şimdiki fiyatla 5 ay sonraki fiyat bir olmaz. 3 liraya kara depoya giren limon oldu 20 lira. Ve o çıktığı anda piyasada limon zaten yok ki. Bir tek kara depocuda olur o ürün ve o da büyük bir tüccardır. Bunlar Türkiye’nin en büyük zenginlerinden olur. Ne olur sonra halkın cebinden alabildiğini al.”
‘Önce halkın ihtiyacı karşılansın, sonra ihracat yapılsın’
Türkiye nüfusunun ihtiyacından fazlasının ihraç edilmesini ve ülkedeki insanların ihtiyaçları karşılanmadan ürün ihracının yapılaması gerektiğini ifade eden esnaf Mehmet Emin, sözlerini şöyle sürdürdü: “84 milyonun ihtiyacını karşılasınlar, sonra ticaretlerini, ihracatlarını yine yapsınlar. Bize yetmezken dışarıya gönderirseniz burada büyük sıkıntı yaşanır. Buraya ürünler Mersin’den gelir. Mersin’de kota fazla olursa 81 ile dağıtılır. Yurt dışına zaten hepsi gidiyor ama eğer kota fazla olmazsa yurt içinde arz sıkıntısı yaşanır. Kiraz ilk yurt dışına giderse iç piyasada fiyatı ister istemez yükselir. 5 iken 10, 10 iken 20 olur. Bunu zaten artık vatandaş alamaz. İlk olarak halkın ihtiyacı karşılansın, ondan sonra dışarıya ne gönderiyorsanız gönderin. Tabii ki, göndereceksiniz, ticaret yapacaksınız. Ama ben yemeden, doymadan dışarıya gönderirseniz, gözüm hep içinde kalır. Bu da ne olur, cebime yansır.”
SUR AJANS