Türkiye’de 31 Mart 2024’te yapılacak yerel yönetim seçimleri yaklaşırken, partiler de seçim çalışmalarını hızlandırdı. Kürtlerin iradesiyle seçilen birçok belediye ise AKP’nin 2014 yılında karar altına aldığı ve 2015 sonrasında devreye konulan “Çöktürme Planı” kapsamında kayyımlar atandı. İlk olarak 2016’da atanan ve sonrasında 2019 yılında bir kez daha devreye konulan kayyım politikasıyla milyonların iradesi yok sayıldı. 2019 yılı yerel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP), kazandığı 3'ü büyükşehir, 5'i il, 33'ü ilçe ve 7'si belde belediyesi olmak üzere toplam 48 belediyesine kayyım atandı. Kayyım atanan kentlerden Diyarbakır’da yurttaşlar, 31 Mart yerel seçimlerini bekliyor.
Diyarbakır’daki yurttaşlar, kayyımı kabul etmediklerini ve bu seçimde de “kendi partimiz” şeklinde tanımladıkları Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’ne (DEM Parti) oy vereceklerini söyledi.
‘Kayyımı göndereceğiz’
Dağkapı Meydanı’nda mikrofon uzattığımız yurttaşlardan Mahmut Dursun, “Amed’liyiz, belediye başkanımızı yine biz seçeceğiz. Partimizin seçeceği adayın şerefli, ilkeli, dürüst olacağından eminiz. Çalmayacak, biliyoruz. Ankara’dakiler gibi çalmayacak, yolsuzluk yapmayacak. Onlarla birlikte başımız dik. Amed halkı olarak partimizin -çınar ağacı da olsa- seçeceği kişinin arkasındayız. Abdullah Öcalan’ın izindeyiz. Başaracağız, kayyumu göndereceğiz” diye belirtti.
‘Kendi kendilerine arazileri satıyorlar’
Kayyımların yapmış olduğu yolsuzluklara dikkat çeken Dursun, “Zaten onlar hırsızlar, tilki, çakal gibiler. Türkiye’den başka şehirlerden kayyumları getirtiyorlar. Buraya gelip bu halkın kanı üzerinde oturuyorlar. Onları kim gönderiyor? Tayyip Erdoğan ve kolluk kuvvetleri onları gönderiyor. Burada yüzde 90’lara varan oylarla seçimi kazanıyoruz. Kolluk kuvvetlerinin zoruyla buraya kayyum atıyorlar. Bunu kabul de etmiyoruz. Zaten kendilerini burada göremezsiniz. Dairelerinde, belediye de oturmuşlar, hırsızlık yapıyorlar. Kendi kendilerine arazileri satıyorlar, yolsuzluklarını yapıyorlar. Kayyım kim? Kayyımın yüzlerce polis koruması var. Kayyım kim oluyor ki? Başka yerlerde Cumhurbaşkanları halkın arasında geziyorlar. Peki ya burada?” diye sordu.
‘Neden yüzde 95 oy alan HDP’nin belediye başkanlarını görevden alıyorlar?’
“Halkımızın, partimizin peşinde olmaya devam edeceğiz” diyen Dursun, devamla şunları söyledi: “Amed halkı ve Kürdistan halkının başı dik. Kayyum atanırsa da kabul etmeyeceğiz. Önceki kayyum Cumali Atilla’nın yaptığı tahribatı kimse yapmadı. Peyas kayyımının 60-70 milyonluk açığı çıktı. Geçen haftalarda 25 gün belediye de müfettişler soruşturma yaptı. Tayyip Erdoğan’a sesleniyorum. Peyas’ta yapılan aramalarda çıkan sonuçları açıklasınlar. Neden yüzde 95 oy alan HDP’nin belediye başkanlarını görevden alıyorlar? Bunların hesabını seçimde soracağız. Buraya kayyım atandığında 45 gün boyunca direndik. Binlerce insan belediye binası önünde oturduk. Kim vardı orada? Tayyip Erdoğan’ın kolluk kuvvetleri vardı. Burada sadece kolluk kuvvetleri ile kalabilirler. İnsanlıkları, oyları ile burada kalamazlar. Kültürleri, yaptıkları ile değil, sadece kolluk kuvvetleri ile kalabiliyorlar. Eğer bir şey varsa tespit edin, biz gerekeni halk olarak yapalım. Ancak buraya din adı altında dernekler açsınlar. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanına sesleniyorum, Kürtler geri adım atmaz. Öldürmekle de bitmeyiz.”
‘Amed’in bir geçmişi var'
Diyarbakırlı birinin kenti yönetmesini ve halkla diyalog kurmasının esas olmasını talep eden Salih Kalır, “En azından buralı olmalı, buralı olsun nasıl oluyorsa olsun, hiç fark etmez. Halkla diyalog içerisinde olsunlar, koltuklarında oturup ‘ben iş yaptım’ demesinler. Amed’in bir geçmişi var, tarihini herkes bilir. Nereye oy verdiklerini, kimi seçtiklerini herkes bilir. Tarihten beri bu var. Hiçbir zaman sağ parti burada başa gelmemiştir. Halka bunu söylüyorum; ne olursa olsun, geçmişini tarihini araştırarak oy kullansın. Kendi halkına ve insanına sahip çıksın. Anadilimiz ortadan kayboluyor. Bununda farkına varsınlar” dedi.
‘Kayyıma karşıyız, istemiyoruz’
“Şehrimize, çevreye ve yapıya bakacak, vatandaşa iyi hizmet edecek birisini istiyoruz” diyen Ramazan Ateş, “Biz kayyuma karşıyız, kayyum istemiyoruz. Biz başkan seçiyoruz, başımızdakiler seçtiğimiz kişiyi alıyor, kendi kayyumunu koyuyor. Bu da onların çıkarınadır. Kayyumun hizmetlerinden memnun değilim. İlk olarak halk otobüsleri yetersizdir. Bundan daha önceki kayyum da 45 tane otobüs almıştı, bizim verdiğimiz paralarla alınan o otobüsleri götürüp Elazığ’a bıraktı. O arabalar Diyarbakır’ın malıydı, sen niye götürüyorsun? Biz yine bildiğimiz başkanımıza vereceğiz. İnşallah halkımız ve memleketimiz için iyi olur” diye konuştu.
DEM Parti’nin ön seçim yaparak halka tanıtma stratejini beğendiklerini söyleyen Ateş, “Halk eğer uygun görürse daha iyi olur, halk seçer. İlk başta halka tanıtılsın, halk eğer istiyorsa ve iyiyse kazanır” dedi.
‘Hukuk olan yerde kayyım olmaz’
Latif Atlıhan isimli yurttaş ise, “Öncelikle HDP’li olmasını istiyorum. Dürüst, liyakatli ve parti kriterlerini bilmesini istiyorum. Kayyum yersiz ve gereksizdir. Hukuksuzluktur başka bir şey değil. Hukuk olan yerde kayyum olmaz. Bu kadar seçmen oy kullandı, halk iradesini belli etti ama halkın iradesi elinden alındı. Zaten ülke hukuksuzluklarla gidiyor, bakalım ne olacak? Ülkeye hak, hukuk, adalet gelmeden hiçbir şey olmaz. Bu seçimde yüzde 85 gibi bir sonuç bekliyorum” şeklinde konuştu.
‘Halkın iradesinin yok sayılması kabul edilemez’
Hizmet yapabilecek bir aday istediklerini belirten Oğuz Barış Söğüt, “Kayyumlar çok yanlış, uzun yıllardır yaşanan bir olay. Çünkü halkın seçmiş olduğu bir adayı yok sayıyorsunuz, halkın iradesini yok sayıyorsunuz, bu kabul edilemez. Henüz adaylar belli olmadığı için bir şey söylemek doğru olmaz ama belli olduktan sonra herkesin gönlünde yatan bir aslan var” dedi.
‘Her türlü oyumuzu vereceğiz’
“İyi bir aday ve kendi partimizden olsun istiyoruz” diyen Berfin Yargı da, kayyım istemediklerinin altını çizdi. DEM Parti’ye oy vereceğini söyleyen Yargı, “Kayyum istemiyoruz. Biz hakkımızı istiyoruz, başka da bir şey istemiyoruz. Barış istiyoruz” diye belirtti.
Neslihan Gök ise, “Şehirdeki herkes birlik olsun hep beraber birlik içinde yaşayalım. Kayyumu kabul etmiyoruz. Benim damadım belediyede 8 yıllık çalışandı. Gelen kayyum onu işten çıkardı” sözleriyle kayyımlara tepkisini dile getirdi.
‘Topraklarımızda kazanmak istiyoruz’
Kayyımın bir an önce gitmesini istediğini aktaran Vesile Demir de, “Kürtler olarak bir olalım istiyoruz. Göç etmek zorunda kaldık. Mersin’e gittik. Herkes kendi toprağına gelsin. Çocuklarımı bu uğurda kaybettim ama Amed’e gelince içimiz açılıyor. Bu kayyımın biran önce gitmesini istiyorum. Bundan sonra gelecek olan kayyımı da kabul etmiyoruz” dedi.
‘Kayyım bu halka hitap etmiyor’
Bu seçimde de DEM Parti’ye oy vereceğini söyleyen Abdullah Aysu, “Aday profilimiz bellidir. Partimiz bir odunu da oraya bıraksa seçeriz. Bizim oy vereceğimiz yer bellidir. Yıllardır partimize oy veriyoruz. Bizden alıyorlar ama olsun tekrar oy vereceğiz. Kayyumdan memnun değiliz. Kayyum bu halkın yüzde 10’luk kısmına bile hitap etmiyor, fazlasına değil. Benim verdiğim oyla seçilen birine karşı biri atanıyorsa benim irademi kabul etmiyor demektir. Ötesi yok bitti, gitti” diye konuştu.
‘Bu kenti halk yönetecek’
Kayyımın kentte bir çalışma yapmadığını söyleyen Aziz Tutar da, şunları söyledi: “Şu ana kadar kayyumdan bir zerre faydamız yok. Hangi kayyum gelirse gelsin. Hepsi bir hırsız başka da bir şey yok. Etraf hırsız dolu, iş yok güç yok. İşi olan saltanat yaşıyor. Benim çocuklarım iki üniversite okumuş, boşta. Oğlum öğretmen çalışmıyor. Kayyumu hiçbir zaman kabul etmiyoruz. Hizmet yok bir şey yok. Bu yapılanlara bakmayın, bunlar hep eskiden kalma projelerdir. Sadece kaldırımla göz boyamaya çalışıyor. Kimse kimseyi kandırmasın. Bu kenti halkın kendisi, halkın seçtiği aday yönetmeli başka bir şey istemiyoruz. Bu kenti, bu halk yönetecek.”