Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Gelecek Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA Partisi), Saadet Partisi, Türkiye İşçi Partisi ile Emek Partisi (EMEP) 9 Ağustos’ta Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Can Atalay ile ilgili verdiği karardan sonra Meclis’in olağanüstü toplanmasını istedi.

Söz konusu partilerin Meclis'e olağanüstü toplantı dilekçesi sunmasının ardından, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş da TBMM Genel Kurulu'nu 16 Ağustos’ta toplantıya çağırdı. 

Çağrı üzerine toplanan Meclis’te ilk olarak DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit’e söz verildi. Koçyiğit, söz hakkını vekilleri tutuklu bulunan TİP Milletvekili Ahmet Şık’a verdi. Meclis kürsüsüne çıkan Şık, konuşma yaptığı esnada AKP İzmir Milletvekili Alpay Özalan’ın saldırısına uğradı. Bu sırada saldırıyı engellemeye çalışan Koçyiğit’in kaşı yarıldı.

DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, “Meclis’i konuşma ve tartışma mekanı olmaktan çıkardılar” tepkisinde bulundu.

Milletvekillerinin kürsüde eleştiri hakkının engellendiğini ifade eden Doğan, “Meclis Türkiye’deki sorunları farklı siyasi partilerin bir araya gelip konuşabilecekleri bir alan ise ki öyle olduğu iddia ediliyor bunun ispat edilmesi gerekiyor. Çünkü biz bunun tam aksini pratikte görüyoruz” dedi.

AKP-MHP iktidarına işaret eden Doğan, bu bloğun eleştirilere kapalı olduğunu belirterek, “Konuşmak isteyen herkesin sözünü engellemeye çalışıyorlar. Bu bir kol ve bilek gücü meselesi değil. Bu bir yumruk atma, atmama meselesi de değil. Saldırıları Meclis’te rutin hale dönüştürmek istiyorlar. Ali Bozan neden hedef alındı? Kürsüde yaptığı konuşma nedeniyle hedef alındı. Aynı şekilde Şık da bu nedenden dolayı hedef alındı. Cesur olan ve mazlumun yanında her zaman yer alanlar, haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı ses çıkarır. Bu durum Grup Başkanvekilimizin tutumunda ortaya çıktı” diye konuştu.

Meclis’teki saldırı görüntülerinin sokağa yansımasına dikkat çeken Doğan, “Bu tür olayların sokakta yansımaları nasıl olabilir? Bundan iktidar sorumludur. Bundan vazgeçilmesi gerekiyor. Bu bir siyasi haydutluktur. Bugüne kadar şiddet faili olan hiç kimseyle ilgili bir uyarı cezası dahi verilmedi. Normal olabilir mi bu? Bu durum ancak teşvik edici olabilir. İç tüzük dahi uygulanmıyor. Saldırının daha önceden planlanmış olabileceği üzerinde duruyoruz. Can Atalay ile ilgili yaşanan hukuksuzluğu konuşturmamak için böyle bir saldırı oldu. Saldırı planın bir parçasıydı. Gerçekleri olduğu gibi anlatmanın önünü almak istediler. Bunu bu şekilde saldırılar ile çözebileceklerini sananlar çok büyük yanılıyorlar” diye kaydetti.

DEM Parti'nin sonuç bildirgesi: Dönüştürücü-radikal bir siyasal program DEM Parti'nin sonuç bildirgesi: Dönüştürücü-radikal bir siyasal program

Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çıkan her muhalif ses sokakta, işte, Meclis’te ve direndiği her alanda saldırıyla karşılaşıyor. Buna karşı tabi ki de direnmeye devam edeceğiz ve sorunların diyalog yollarıyla çözülmesini isteyeceğiz. Bunun için sorumluluğumuzu yerine getirmeye çalışacağız. Bunlar bizi yıldırmayacak. Ancak bu böyle sürdürülemez. Bu Meclis’in rutini olamaz. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş buna seyirci olamaz ve göz yumamaz.”

Editör: Haber Merkezi