Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Diyarbakır Şubesi Başkanı Alican Çetinkaya, fahiş elektrik zamlarının biran önce geri çekilmesi gerektiğini belirterek, her 1 kuruş zamdan halkın cebinden 2 milyar TL çıktığını söyledi.

Fahiş faturaları ödeyemeyen yurttaşların elektriklerini kesen şirketlerin özelleştirme bedellerini ödemediklerine vurgu yapan Çetinkaya, “2020-2021 yıllarında Elektrik Dağıtım Şirketlerine yüzde 80’e varan indirimler yapılırken, halkada yüzde 70’ten fazla zam yapıldı. Eğer elektrik üretim girdileri düştüyse bu neden sadece Dağıtım Şirketlerine yansıtıl da halka yansıtılmadı? Eğer girdiler artıysa bu neden sadece vatandaşa zam olarak yansıtılmıştır?” diye sordu.

alican çetinkaya

EMO Diyarbakır Şubesi Başkanı Alican Çetinkaya

Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Diyarbakır Şubesi Başkanı Alican Çetinkaya, fahiş elektrik zamlarını Sur Ajans’a değerlendirdi. Elektrik faturalarının neden yüksek geldiğine ilişkin Sur Ajans’ın sorularını yanıtlayan EMO Diyarbakır Şubesi Başkanı Çetinkaya, yüksek zamların dahi manipülatif şekilde “müjde” olarak lanse edildiğini ifade etti.

elektrik faturaları

Elektrik faturası

EMO Diyarbakır Şubesi Başkanı Alican Çetinkaya’nın fahiş elektrik zamlarına yönelik olarak sorularımıza verdiği yanıtların tamamı şöyle:

Sur Ajans: Elektrik fiyatlarına 01.01.2022 tarihi itibari ile bir zam yapıldı ve kademeli tarife uygulanmaya başlandı. Daha sonra,  Kwh oranları artırıldı. Sizce bu yeterli mi? Ortalama bir hanenin elektrik tüketimi ne kadardır? Ayrıca, Türkiye genelinde yurttaşlar elektrik zamlarını protesto ediyor. Ülkenin her yerinde yurttaşlar yüksek faturalardan şikayetçi. Faturalar neden bu kadar yüksek, faturalara yansıyan zam oranı açıklanandan daha mı fazla, durum nedir?

Hükümet zamları müjde olarak maniple etti

Alican Çetinkaya: Bilindiği gibi; 01.01.2022 tarihinde geçerli olmak üzere konutlarda günlük 5 kWh ‘e kadar (aylık 150 kWh) yüzde52, üstü için de yüzde127 oranlarında zam yapıldı. Elektrik Mühendisleri Odası olarak, 4 kişilik ailenin aylık zaruri elektrik tüketimini 230 kWh-250 kWh olarak (ısınma ve serinleme ihtiyacı hariç) hesaplayıp, özellikle ihtiyaç sahiplerine bu kWh te kadar ücretsiz olarak verilmesi gerektiğini defalarca belirtmiştik.  Gelen tepkiler üzerine bu oranlar günlük 7 kWh ‘e kadar (aylık 210 kWh) yüzde52, üstü için de yüzde127 olarak yeniden düzenlendi.

Tabii hükümet ortakları bunu da indirim gibi müjdeli haber şeklinde verip çok iyi manipüle ettiler. Sanki zammı başkaları yapmış ta kendileri indirim yapmışlar.

Kwh oranlarında yapılan bu düzenleme tabi ki çözüm değildir. Yapılması gereken yapılan bu yüksek zammı geri çekmek, sosyal devlet olmanın gereğini yerine getirerek dar gelirliye, esnafa, sanayiciye ve çiftçiye uygun fiyatlandırmalar yapmaktır.

Söz konusu zamlara ve belirtilen kWh oranlarına; başta Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi ve diğer şubelerimiz olmak üzere kamuoyunda yeterli olmasa da bir tepki oluştu. Zammı duymak ayrı zamlı faturalarla karşılaşmak ayrı bir durumdur. Halk kendilerine gelen fahiş faturaları gördüğünde bu zammın ne kadar yüksek olduğunu anlamaya başladı. Faturalar gelmeye başladıktan sonra zammın ne kadar yüksek olduğu daha iyi anlaşılmaya başlandı ve halk tarafından tepkilerin de artmasını sağladı.

elektrik faturaları alican çetinkaya

Elektrik Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi Başkanı Alican Çetinkaya

Sur Ajans: Peki elektrik faturalarında zam tarifeleri nasıl belirleniyor?

‘Eğer girdiler artıysa bu neden sadece vatandaşa zam olarak yansıtılmıştır?’

Alican Çetinkaya: Elektrik başta olmak üzere enerji alanı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından 3 ayda bir yapılan değerlendirmeler sonucu fiyatların artırılıp artırılmayacağı karara bağlanmaktadır.

Fiyat artışları, elektrik üretim girdilerin (doğalgaz, kömür, petrol) artmasına bağlı olarak yapıldığı belirtilmektedir. Ancak, 2020-2021 yıllarında Elektrik Dağıtım Şirketlerine yüzde 80’e varan indirimler yapılırken, halkada yüzde 70’ten fazla zam yapıldı. Eğer elektrik üretim girdileri düştüyse bu neden sadece Dağıtım Şirketlerine yansıtıl da halka yansıtılmadı? Eğer girdiler artıysa bu neden sadece vatandaşa zam olarak yansıtılmıştır? Bizce sorulması gereken önemli sorulardan bir tanesi bu.

Sur Ajans: Elektrik faturalarındaki zammın esas kaynağı sizce nedir, enerji üretim maliyetlerindeki artış hakkında neler söylemek istersiniz? Dünya ortalamasına göre Türkiye’deki elektrik fiyatlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

‘Fazla tüketimlerin olduğu aylar adeta bir başarı olarak lanse edildi’

Alican Çetinkaya: Ülkemiz yanlış enerji politikaları sonucu ki defalarca uyarmamıza rağmen enerji bağımlısı haline getirildi. Ülkenin ihtiyacı olmamasına rağmen alım garantili elektrik santralleri kurduruldu. Yenilenebilir enerji yerine fosil yakıt ile çalışan santraller kurduruldu. Ödeme garantili santrallerin sahiplerine para aktarmak için, enerji verimliliği, enerji tasarrufu rafa kaldırıldı. Enerji tüketimi teşvik edildi. Fazla tüketimlerin olduğu aylar adeta bir başarı olarak lanse edildi.

10.300 ün üzerinde elektrik üretim santral sayısı ve 100 bin Mw (megawat) üzerinde kurulu gücümüz var. Bu güne kadar en çok kullandığımız ve hükümetin başarı olarak sunduğu 50 bin Mw aylık bir tüketim var. Ve halen alım garantili, özellikle fosil yakıt tüketen santraller kurulmaya devam ediliyor. İhtiyacımızdan fazla kurulu güce sahip olmamıza rağmen bu ısrar nedendir.

‘2022 yılının sonuna kadar TEİAŞ ı da özelleştirmek istiyor’

Kurulu gücümüzün yani elektrik üretimin sadece yüzde 23’ü kamunun elinde ve Elektrik Üretim A.Ş. (EÜAŞ) tarafından kontrol edilmektedir. Tüketilen elektrik enerjisi karşılama oranı ise maalesef yüzde 16-17 bandını oluşturuyor. Görüldüğü gibi elektrik üretimin yüzde 80’den fazlası kar amacı güden özel sektörün elinde. Piyasayı halk adına düzenleyebilecek kamunun gücü yok.

Elektrik enerjisi alanından Dağıtımı tamamen, üretiminde yüzde 80’e yakınını özeleştirin hükümet şuan bununla da yetinmiyor, enerjide oldukça stratejik olan TEİAŞ’ı da özelleştirme hevesindedir. 2022 yılının sonuna kadar TEİAŞ ı da özelleştirmek istiyor. Bu da bizleri, şuan ki faturaları da arar noktaya getirecek.

Enerji alanı, özellikle dağıtım alanı neden özelleştirildi. Öncelikle buralar kayıp kaçak vb. gerekçeler ile işletilemez noktaya getirildi. Yatırım yapılmadı. Dolayısıyla zarar ediliyor, kaliteli hizmet sunulamıyor denilerek ve daha ucuz elektrik faturaları ödeneceği belirtilerek özelleştirmelerin önü açıldı. Ve maalesef özelleştirme, sanki bu kurumlarda görev yapanların veya birkaç STK nın sorunuymuş gibi algılanıp gerekli tepkiler örgütlenemediği için özelleştirmeler yapıldı. Enerjinin dağıtım alanı, şeffaflıktan uzak yöntemlerle birilerine altın tepside sunuldu.

Bu gün geldiğimiz noktada bunun tam tersi olduğunu gördük.

Özelleştirme demek; yıllarca bölgede olan ve bugün Isparta da olduğu gibi mum ışığına, gaz lambalarına mahkum olmak, fiyatı sürekli artan ve ödenemeyecek noktaya gelen faturalar, kaliteden yoksun, sürekli kesintiye uğrayan ve sermayeye halkın cebinden para aktarmak demektir.

‘Artan enerji girdileri fazlasıyla halkın sırtına yüklenmiştir’

Faturalardan örnek verecek olursak;

Faturalarda;  aktif enerji bedeli dediğimiz tükettiğimiz enerji bedeli, daha önce ayrıntılı olarak belirtilen ancak 2016 yılından sonra saklanan ve tek kalem halinde sunulan dağıtım bedeli ve tabi ki vergiler var.

Özelleştirmenin olduğu 2013 yılını baz aldığımızda bu kalemler 01.01.2022 yılına kadar nasıl artmış bakalım;

                                          Artış oranı

Enerji Bedeli :                   yüzde 480

Dağıtım Bedeli :                               yüzde 560

Vergiler:                              yüzde 350

Bu kalemler bu şekilde artarken devletin yani EÜAŞ’ın dağıtım şirketlerine verdiği elektriğin bedeli ne kadar artmış dersiniz, yüzde80 artmıştır. Yani devlet enerji girdilerini dağıtım şirketlerine yüzde 80 zamlı olarak yansıtırken, vatandaşa 7-8 katı oranlarda zamlı olarak yansıtmıştır. Artan enerji girdileri fazlasıyla halkın sırtına yüklenmiştir. Aradaki fark dağıtım şirketlerine kar olarak gitmiştir.

Sur Ajans: Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, elektrik tarifelerini yayınlarken aynı zamanda Elektrik Üretim Anonim Şirketi’nin toptan fiyatlarını da açıkladı. Kamu kurumu olan Elektrik Üretim A.Ş.’nin (EÜAŞ)  toptan fiyatına yüzde 34 zam gelmesine karşın, ticarethanelerdeki elektriğe yüzde 125, sanayideki elektriğe yüzde 129, meskenlerdeki elektriğe yüzde 127 geldi. Elektrik Üretim A.Ş.’nin toptan üretimde 34’lük bir zam açıklamasının ardından elektriğe yüzde 130’a varan zamları nasıl açıklamak gerekir?

‘Özelleştirme borçlarını ödemeyen şirketler halkın elektriğini kesiyor’

Alican Çetinkaya: Ocak 2022 zammına da baktığımızda; 1. Kademe yüzde 52, 2. Kademe yüzde 127 oranlarında halka zam olarak yansıtılırken, dağıtım şirketlerine yüzde 34 zamlı olarak yansıtılmıştır. TÜİK’in tartışmalı enflasyonunun bile altında dağıtım şirketlerine zam yapılmıştır.

Görüldüğü gibi özelleştirme vatandaşa 5-6 kat fazla faturalar olarak gelmiştir.

Elektrik dağıtım şirketleri yaptıkları; sayaçların direklere çıkartılması, şebekenin yer altına alınması vb. tüm çalışmaların bedelini devletten tahsil etmektedirler. Ayrıca, EPDK tarafından çıkartılan Tebliğler ile dağıtım şirketlerinin birçok gider kalemi de faturalara yansıtılmaktadır. Tüm bunlara rağmen faturaların bu kadar zamlanmasını anlamlandıramıyoruz. Şirketlerin birçoğu özelleştirme borçlarını ödememekte, bunlara herhangi bir cezai işlem uygulanmamaktadır. Kaldı ki halk faturasını ödeyemediğinde bu şirketler hemen elektriği kesmektedirler. Faturalara yansıtılan bu farkalar ile Şirketlerin borçları mı finanse ediliyor yoksa bunlara haksız kazanç olarak mı aktarılıyor merak ediyoruz.

Ülkedeki abone sayısına baktığımızda artan her 1 kuruşluk zam halkın cebinden milyarca TL’nin, tahmini 2 milyar TL üzerinde bir bedelin çıkması demektir.

Sur Ajans: Sizce çözüm ne olmalı?

‘Zamlar acil olarak geri çekilmeli’

Alican Çetinkaya: Sonuç olarak; söz konusu zammın acilen geri çekilmesi ve bir avuç sermaye sahibinin finanse edildiği değil, halkın alım gücünün, sürdürülebilir tarım ve ucuz gıda için çiftçinin, ülkede refahın artması için esnafın, sanayicinin düşünüldüğü bir enerji politikasının hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde, artan elektrik zamları başta bölgede olmak üzere ülkede elektriğe ulaşamama dolayısıyla bir enerji yoksulluğuna neden olacaktır. Bir insan hakkı olan ve en temel gereksinimlerden biri olan enerjiye ulaşamamak günümüz uygarlığının en büyük ayıplarından biri olacaktır.

Editör: Haber Merkezi