Gündem

Engelsiz Bileşenler Federasyonu: Yaşamın her anında var sayılmanın gerekleri yerine getirilmeli

Engelsiz Bileşenler Federasyonu, Engelliler Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada engelli bireylerin sadece 3 aralıklarda, 10-16 Mayıslarda değil yaşamın her anında var sayılmanın gereklerinin yerine getirilmesi gerektiği vurgulandı.

Engelsiz Bileşenler Federasyonu, Engelliler Haftası nedeniyle Diyarbakır’da federasyon binasında açıklama yaptı.

Açıklamaya Engelsiz Bileşenler Federasyonu Başkanı Abdülmecit Yılmaz, Diyarbakır Barosu Engelli Hakları Komisyonu, HDP Engelli Hakları Komisyonu, Dicle Görme Engelliler Derneği, Diyaliz Hakları Koruma Derneği temsilcileri katıldı.

Engelsiz Bileşenler Federasyonu Başkanı Abdülmecit Yılmaz

Engelsiz Bileşenler Federasyonu açıklaması öncesi engellilerin yaşadığı sorunlara değinen Federasyon Başkanı Abdülmecit Yılmaz, engelli bireylerin imza yetkisinin olmamasını eleştirdi. Engelli bireylerin okur yazar olarak kabul edilmemesinden kaynaklı yaşanan imza yetkisi sorununun aşılması çağrısı yapan Yılmaz, engellilerin sadece 3 Aralık ve 10-16 Mayıs engelliler haftasında temsili olarak hatırlanmasının yetersizliğine vurgu yaptı.

Ardından Engelsiz Bileşenler Federasyonu adına açıklamayı İstihdam ve Örgütlenme Sorumlusu Sara Erdem okudu.

Engelsiz Bileşenler Federasyonu İstihdam ve Örgütlenme Sorumlusu Sara Erdem

10-16 Mayıs Engelliler Haftası’nda engellilerin taleplerinin, sorunlarının ve çözüm önerilerinin gündeme taşındığına vurgu yapan Erdem,  Engelsiz Bileşenler Federasyonu ve bağlı dernekler olarak tüm engel gruplarının taleplerinin yerine getirilmesi amacıyla yıllardır mücadele yürüttüklerini söyledi.

‘Eşitsiz toplumsal düzenin değişmesi gerektiğini savunuyoruz’

Engelliler açısından çok zorlu bir dönemden geçtiklerini ifade eden Erdem, sözlerine şöyle devam etti: “Hem ekonomik kriz, yoksulluk ve işsizlik hem de var olan sorunların çözümlerinin sürekli ertelenmesi milyonlarca engelli için fiilen bir ev hapsine dönüşen yaşam koşullarını açığa çıkarmaktadır. Bizler Engelsiz Bileşenler Federasyonu ve üye dernekleri olarak bu eşitsiz toplumsal düzenin değişmesi gerektiğini savunuyoruz. Engellenen yaşamlarımızın nedeni sadece fiziksel engeller değildir. Toplumsal kalıp yargılar, önyargılar, gelenekler ve alışkanlıklar en büyük engel olarak hepimizi sınırlandırıyor. 21 yüzyılda eski yaklaşımlarla engellilerin haklarının korunması ve geliştirilmesinin mümkün olmadığı görülmelidir. Biz’ler, tüm çeşitliğiyle engelliler,  21. Yüzyılda yurttaşlığın esası olan haklarımızı talep ediyoruz. Bu hakların uygulanması bir lütuf değil evrensel insan hakları hukukunun gereğidir. Bu bağlamda BM Engelli Hakları Sözleşmesi ve Engelli Hakları Kanununun esaslı bir şekilde uygulamaya yansıtılması, üzerinden yıllar geçmesine rağmen en acil zorunluluktur. Defalarca ertelenen erişilebilirlik mevzuatı artık geciktirilmeden eksiksiz bir şekilde uygulanmalıdır.”

Engelsiz Bileşenler Federasyonu İstihdam ve Örgütlenme Sorumlusu Sara Erdem

Engellilerin çok önemli bir bölümü eğitim, sağlık, ulaşım, istihdam haklarından yoksun

Türkiye’deki engellilerin yaşadığı sorunlara işaret eden Erdem, şunları ifade etti: “Türkiye’de nüfusunun 6-10 Milyon arasında olduğu ifade edilen engellilerin sayısının, bilgi çağında, neden bu kadar belirsiz olduğunun izahatı yoktur. En kısa sürede her mahallede, hangi engel, cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi ve gelir durumunda kaç engellinin olduğu istatistiksel olarak tespit edilmeli ve sunulması hak temelli bir yaklaşımla zorunlu olan psikolojik, sosyal, ekonomik ve hukuki destekler sunulmalıdır. Engellilerin çok önemli bir bölümü eğitim, sağlık, ulaşım, istihdam haklarından eksik bir şekilde yararlanmaktadır. Engelliler kültürel üretim ve tüketime, siyasal ve sosyal yaşama erişilebilirlikte de çok ciddi sorunlar yaşamaktadır. Her zaman ifade ettiğimiz gerçek şudur ki; bu sorunların nedeni engelliler veya bedenleri değil engelliler yok sayılarak inşa edilen yollar, geçitler, kaldırımlar, binalar ve sunulan kamusal/özel hizmetlerdir. Kamu binaları da dahil neredeyse tüm mekanlar için; asansör, merdiven, geçit yolları, tuvalet, otopark, çalışma düzeni ve iletişim engeli mevcuttur. Sadece fiziksel engeller değil, braille yazısıyla veya sesli/görsel yönlendiricilerin yetersizliği, işaret dili bilen personelin yokluğu, engelli hakları farkındalığı olan yöneticilerin eksikliği engelleri pekiştiren temel faktörlerdir.”

‘Engelliliğin salt tıbbi ve medikal çözümlerle aşılamadığını biliyoruz’

Engelli bireylerin sağlık alanında yaşadığı sorunlara değinen Erdem şunları vurguladı: “Engellilik durumu ile birlikte süreğen hastalığı olan kişiler de bu ülkede kısıtlı bir alanda yaşama ve hak ihlallerine maruz kalma durumundadır. Diyaliz hastaları, SSPEliler, Serepral Palsililer, Down Sendromlular, Otistikler, SMAlılar başta olmak üzere birçok engel grubu için verilen sosyal destekler yetersizdir. Çok ağır yaşam koşullarına maruz bırakılan bu kişilerin kapsamlı bir sosyal politikaya dahil edilmesi gelir ve yaşam koşullarının aileleri ile birlikte iyileştirilmesi gereklidir. Engelliliğin salt tıbbi ve medikal çözümlerle aşılamadığını biliyoruz ancak bu durum engellilerin temel sağlık hakkına, rehabilitasyon ve habilitasyon haklarına halel getirmemelidir.”

‘Engelli haklarında söz bitmiştir, sıra uygulamadadır’

Engelli bireylerin sadece belli günlerde temsili olarak hatırlanmasının yetersizliğine değinen Erdem, şunları dile getirdi: “Engelliler yoksul bırakılarak yoksullukları istismar edilecek bir nüfus kesimi değildir. Engelliler de her yurttaş gibi temel hak ve özgürlükleri yasal ve anayasal koruma altında özgür bireyler olmak istemektedir. Sadece 3 aralıklarda, 10-16 Mayıslarda değil yaşamın her anında var sayılmanın gerekleri yerine getirilmelidir. Bu günlerde çelenkler ve resmi açıklamalarla yapılan şey maalesef sorunların ertelenmesidir. Bizler kamu kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının şekli bu günlerdeki anmalarını da değerli buluyoruz ama bu şekilde kapsamlı bir sorun olan engellilik meselesinin çözülmediği açığa çıkmıştır. Defalarca söyledik yine söylüyoruz. Engelli haklarında söz bitmiştir, sıra uygulamadadır. BM Engelli Hakları Sözleşmesi en geniş kapsamlı uygulama rehberidir. İlkeleri ve perspektifi eşit yurttaşlar oluşturmak amacında olan bu sözleşmenin “Evrensel Tasarımı” esas alınarak yarının yaşamı inşa edilmelidir. Mevcut şehirler 10-20 yıl içerisinde tamamen bir dönüşüm geçirecektir. Bu dönüşüm yaşanırken engellilik durumu aşılabilir yeter ki bizler engellilerin temel insan haklarını tanıyalım ve engelsiz bir yaşamı kurmaya çalışan bileşenlere kulak verelim. 10-16 Mayıs Engelliler Haftasının Toplumsal Engelleri Aşmamıza ve Bu Alanda ayrımcı, ötekileştirici dili azalmamıza vesile olsun.”

SUR AJANS