Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde kaymakam Burak Akeller’in Küba Camii imamı Mahsun Koçağa’ya yönelik darp iddiasına ilişkin eski bakan Salim Ensarioğlu açıklama yaptı.
‘Bu ve benzeri olaylar bölgede onarılamaz derin yaralar oluşmasına sebep olabilir’
Ensarioğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “Bir süredir Diyarbakır Kulp ilçesinde kamu görevlisi olan bir imam arkadaşımız görevini ifa ederken kabahatli davrandığı iddiasıyla, yerelde devletin görünen yüzü olan mülki idare amiri olan ilçe kaymakamı tarafından; mevzuatlarımızda kamu gücünün kendisine verdiği yetkiyi kullanmak yerine, imam arkadaşımıza devlet ciddiyetine yakışmayan bir davranış ile darp edilmiş olsun veya olmasın, hakaret ve azarlamaya yönelik bir diyaloğun yaşanmış olması dahi kabul edilmemelidir.
Devlet gücünü elinde bulunduran kamu görevlileri sorumluklarını uygularken çok dikkatli olmaları gerekirken hele ki çok hassas olan bölgemizde en az iki defa düşünerek dikkatli olunması gerekirken bu olayın yaşanması sebebi ne olursa olsun kabul edilemez.
Soyut bir kavram olan devleti somutlaştıran kamu görevlilerinin kendi içinde yaşadıkları dünya görüşlerini görevleri esnasında mahiyetinde bulunan görevlilere ve halka karşı hangi gerekçeyle olursa olsun, yansımaları çok vahim olabilecek kanun ve hukuk tanımayan söylem, tutum ve davranışlarıyla insanların devlete olan aidiyetine ve devletin ciddiyetine zarar vermeleri kaçınılmazdır.
90’lı yıllarda aşina olduğumuz ve bölgede derin yaralar açan bu tür olayların benzerini yaşadığımız bu kanunsuzluğu bazı üst düzey kamu görevlilerinin (ki kamu görevlilerinin temsil ettikleri misyonlarını unutarak kendi duygu ve düşüncelerini sosyal medyada fütursuzca paylaşmaları ise ayrıca sorgulanmalıdır.) dahi işin ciddiyetini kavramadan Kaymakam arkadaşlarını desteklemek amacıyla Sosyal medyada yaptıkları paylaşımlarda görüldüğü üzere, bunu sanki bir hakmış gibi savunmaları ise durumun ne kadar ciddi ve vahim sonuçlara yol açabileceğini açıkça göstermektedir.
Bir hukuk devleti olan ülkemizi idare eden tüm siyasetçiler başta olmak üzere yasama ve yürütme erki ile yargımız ülkemizin birliği ve bütünlüğünü korumak adına buna asla müsaade etmemelidir. Aksi taktirde bu ve benzeri olaylar bölgede onarılamaz derin yaralar oluşmasına sebep olabilir ve olacaktır.”