Zelal Sinayiç/ÖZEL HABER
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Mezopotamya Fuarcılık ve ALZ Diyarbakır tarafından düzenlenen ve 57 ilden 168 firmanın katıldığı 5’nci Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarı sürüyor. 14 Kasım’da kapılarını ziyaretçilerine açan fuar 19 Kasım’a kadar Mezopotamya’nın lezzetlerini sergileyecek.
Mezopotamya tarihi boyunca ev sahipliği yaptığı 33 medeniyetin yemek kültürünü günümüze taşımış ve sınırların ötesinde ortak bir miras birlikteliğini sağladı. Ancak Türkiye’nin fuarcılığa dünya ülkelerine kıyasla geç başlamış olması, farklı kültürlerin daha geniş alanlara yayılmasını da geciktirdi.
Türkiye, panayırdan fuarcılığa 1936 yılında geçiş yaparken, 1946 yılında ise Uluslararası Fuarlar Birliği’ne (UFI) üye oldu. Bu adımla birlikte fuarcılık sektörüyle tanışan Türkiye’de, 1964 yılından sonra birçok ilde çeşitli fuarlar düzenlendi.
İnsanlığın ilk yerleşik yaşama geçtiği Mezopotamya, tarihi boyunca çok sayıda medeniyete ev sahipliği yaptı. Ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin yemek, zanaat gibi izlerini günümüze taşıyan Mezopotamya, bir kültür hazinesi haline geldi. Mezopotamya’da ‘medeniyetlerin beşiği’ olarak tanımlanan Diyarbakır ise bu hazinenin koruyucusu konumunda. Bu yönüyle de Diyarbakır günümüzde UNESCO tarafından Dünya miras listesinde de yer alıyor.
Barındırdığı zenginlikleri Türkiye’nin fuarcılıkla geç tanışması gibi Diyarbakır’da fuarcılığa 2000’li yıllardan sonra tanışabildi. Farklı kategorilerde yapılan fuarların içinde yemek kültürünü tanıtan ‘Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarı’ ise ilk 2018 yılında yapıldı.
Bu yılı 5’incisi yapılan ‘Mezopotamya Gurme ve Yöresel Lezzetler Fuarı’ önceki gün ziyaretçilere kapılarını açtı. Fuarın açılışına bölge illerinde çok sayıda ticaret odası temsilcisi katıldı. Fuarın açılışında yapılan konuşmalarda ‘Mezopotamya’ vurgusu ön plana çıktı.
‘Olanı görünür kılmayı çalıştık’
2018 yılından beri düzenlenen fuara ilgi 2023 yılında artarak devam ediyor. Bölgenin eksikliğinden kaynaklı böyle bir fuarı gerçekleştirme ihtiyacı duyduklarını dile getiren ALZ Grup Genel Müdürü Mehmet Velat Ektirici şunları söyledi:
“Bu fuar tamamıyla bölgenin gastronomiden geri kalmışlığından kaynaklı doğan bir fikirdi. O dönem biz de gerekli bölgesel araştırmalarımızı yaptık. Gerçekten mutfağımız mı eksik yoksa tanıtımımız mı eksik diye. Ama mutfağımız Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Dolayısıyla biz bölgenin değerlerini fuarcılıkla yalnızca olanı görünür kılmayı çalıştık. 2018 yılında birincisini düzenlediğimiz fuara yaklaşık 90 civarında firma katıldı. Ziyaretçi sayımız ise 100 binin altındaydı. 5 yıl içerisinde bu sayı katlayarak ilerledi. Geçen yıla ait elimizdeki teknik verilere göre 250 bin kişi fuarı ziyaret etti. Geçen sene 155 olan firma sayısı bu yıl 168 firmaya çıktı. Demek ki doğru alanda, doğru temeller üzerinden bir iş yapılmış ki 5 yıldır kesintisiz bir şekilde artarak günümüze kadar devam ediyor. Biz de halkımız da bunu tescillemiş olduk, doğru yerde, doğru bir iş olmuş.”
‘Harmanlan bir kültür, harman bir coğrafya’
Mezopotamya, Suriye ve Irak dışında, İran, Kuveyt ve Ürdün'ü de kapsayan bölgede tarihin en eski uygarlıkları kuruldu. Mezopotamya’nın harman bir kültür olduğunu aktaran Ektirici: “Mezopotamya dememizin de asıl nedeni bu mutfağın tek bir orijinden, tek bir bölgeden, teklik kültüründen gelmemesi. Mezopotamya coğrafyasına baktığımız zaman değişik dinler, değişik diller, değişik kültürlerin harmanlandığı bir coğrafyadır. Mezopotamya demek harmanlan bir kültür, harman bir coğrafya demektir. Yemeklerimize baktığımız zaman Keldani’nin de katkısı var, Ermeni’nin de katkısı var, Kürt’ün de katkısı var, Arap’ından var, Fars’ında var. Yakın coğrafyamız olduğu için biz bunların tamamında bir kazanım elde ettik. Bunların tamamının harmanlanmasıyla bir Mezopotamya mutfağı oluştu. Hiç kimsenin tek başın sahipleneceği bir şey değildir. Bölgede herhangi bir kurumun veya herhangi bir şehrin, herhangi bir firmanın sahipleneceği bir şey değildir” dedi.
‘Ortak çalışmamız gerekiyor’
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaya fuarın birlik ve beraberliğin geliştirilmesi açısından önemli rol oynadığını dile getirdi.
“Mezopotamya diyoruz çünkü bütün bu illerin kendilerine has, birbirine benzer ve uyumlu tatları var. Bugün de böyle bir fuar yapıyoruz. Biz bu gastronomi mutfağında birlikteliği önemsiyoruz. Özellikle bölgesel birliktelikten bahsediyoruz. Mezopotamya için 12 bin yıl öncesinden ve 33 medeniyetten bahsediyoruz. Biz bu ürünleri dünyaya daha hızlı tanıtabilmek için ortak çalışmamız gerekiyor. Bu ortak çalışmaların önemli bir diğer ayağı ise Mezopotamya gastronomi ve yöresel ürünlerin mutfağıdır. Bu fuarda yaratacağımız birliktelik, buradaki bütün illerin dünya ile rekabet edecek şekilde tanıtılmasını, ürünlerini bir şekilde diğer ürünlerle eşleştirmesini sağlayacak bir çalışma. Bizim il il gezip bu ürünleri tanımak yerine güçlerimizi birleştirerek ortak çalışmamız gerekiyor. Böyle bir birliktelik bize daha fazla güç verecek.”
Dicle ve Fırat nehri arasına kurulmuş olan coğrafya, zengin bir yemek kültürüne sahip. Bununla birlikte süt, tereyağı, bitkisel yağlar (susamyağı ve zeytinyağı), arı balı gibi ürünlerin çeşitliliğinin fazla olduğu bir coğrafyadır. Mezopotamyalılar, İÖ 3000’li yılların öncesinden başlayarak geniş bir coğrafyaya yayılan bu ürünler bölgenin yerel halkı için önemli gelir kaynağı olmuştur.
‘Dicle’nin bütün kaynakları Van’dan çıkıyor’
Fuarın bölge halkı ile kültürel bir yakınlaşma ve bağ olduğunu söyleyen Van Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, fuara 4 firma ile katıldıklarını aktardı. Takva, fuarda Van kahvaltı ürünlerinin yanı sıra Van’ın tescilli, coğrafi işareti almış kilim ve halıları görücüye çıkardıklarını belirtti.
“Oldukça kalabalık ve keyifli bir açılış gerçekleşti. Farklı toplulukların burada birlik ve beraberlik içerisinden böyle bir çalışma yürütmesi ayrıca mutluluk verici. Mezopotamya medeniyetin beşiği dolayısıyla biz de kuzey Mezopotamya’dan geldik. Dicle’nin bütün kaynakları Van’dan çıkıyor. Dolaysıyla aramızda kültürel bir yakınlaşma ve bağ olduğunu söyleyebilirim. Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak 28 tescilli ürünümüzle Türkiye’de hatırı sayılır bir sıralamadayız. Daha çok kahvaltı ve kahvaltı birleşenleri olan ürünleri ile ön plan çıkartmaya çalıştığımız bir fuar. Biz bu ürünlerle fark atmaya çalışıyoruz. Bunun yanışa Divan halı dediğimiz, Van Kürt kimliğin yansıtan tescilli, coğrafi işareti almış kilim ve halılarımızı da sergiledik”
Yöresel ürünlere ilgi artıyor
Yöresel ürünlere ticaret pazarında ilginin arttığını söyleyen Takva: “Dünya artık ayrı bir trende doğru ilerliyor. Özellikle turizm alanında bu coğrafi işaretli, yöresel ve endemik ürünler inanılmaz derecede ilgi görüyor. Biz de bu pazarda hakkettiğimiz şekilde payımızın almanın mücadelesi içerisindeyiz. Umut ediyorum ki şehirlerimize ve bölgelerimize büyük bir zenginlik katacak bir etkinliğe dönüşür ve bunun sonuçlarını almış oluruz" diyerek beklentilerini ekledi.
Furar farklı illden ziyaretçileri de ağırladı
Fuara Eskişehir'de katıldığını belirten bir yurttaş, “Eskişehir’den geliyorum. Çocuklarım burada yaşıyor, tatillerimizi bu fuara göre ayarlıyoruz. Burası diğer şehirlere oranla çok güzel ve farklı bir atmosferi var” dedi.
Konya’dan katılan bir diğer yurttaş ise izlenimlerin şu şekilde dile getirdi: “Biz Konya’dan geliyoruz. Buradaki atmosfer ve şarkılar çok güzel. Değişik bir kültür ve gayet güzel gidiyor.”