Geçmiş, geçmişte kalmıyor

İnsan, mutlaka hata yapar.

Yanlış yapar.

Eksik yapar

Hatalar, eksiklikler, yanlışlıklar sıcağı sıcağına yaşanırken, pek önemli görünmeyebilir.

Başarılı, rahat bir yaşamınız varsa, yaptığınız hatalar birer tatlı anı olarak kalır. Hayatınızın önemsiz bir ayrıntısı olarak kalır.

Meslek seçiminde, arkadaş seçiminde, ikametgah seçiminde, alım satım işlemlerinde, alış verişlerde… sonradan önemli hatalar olarak karşımıza çıkan eksiklikler vardır. Bu eksiklikleri ilerleyen zamanlarda, dönüp geriye baktığımızda çok net görürüz.

Geriye dönüp bakmamıza yol açan ise açmazlarımızdır. İçine girdiğimiz çıkmazdır.

Başarısızlık içindeki, çıkmaz içindeki insan sürekli gerisini neşterleyip durur. Kazıyıp durur.

Birilerini suçlar. Bir bahaneler uydurur eksikliklerine. Bu, bir parça rahatlatır onu. Ama tümden kendisini suçlarsa, tüm olumsuzlukların nedeni olarak kendisini görürse, vay haline! Derin bir bunalıma girmesi, bir sürü hastalıkla boğuşması kaçınılmaz olur. Bütün oklarını, bütün hışmını kendisine yönelten insanın ruhunda ve beyninde açılan yaraları kimse tedavi edemez!

Geçmişte olanı, her ne yaparsanız, artık değiştiremezsiniz! Çok takıntı haline getirirseniz, bugününüzü ve yarınınızı kaybedersiniz...