Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, ülkedeki ekonomi yönetiminin sürdürülemez olduğunu belirterek, “Sonbaharın ortaları gibi seçim olacağını düşünüyoruz” dedi.

Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Altaç, yurttaşların işsizlik ve geçim sorununun başat olduğuna vurgu yaparken, ülkedeki ekonomi yönetiminin sürdürülebilir olmadığını ve sonbaharda erken seçim ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti. Altaç, partilerine üye kaydı konusunda ise bekledikleri sonucu elde ettiklerini belirtirken, birçok yurttaşın çalışmalarına katılmalarına rağmen üye olma konusunda çekinceleri olduğunu kaydetti. Altaç, Diyarbakır’dan vekil çıkaracaklarını ve seçimde her sandıkta görevli bulundurabileceklerini söyledi.

diyarbakır gelecek partisi Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç

Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, kentin öne çıkan sorunları, parti çalışmaları, partilerine yurttaşların ilgisi, erken seçim ve Kürtçe konser yasaklarına ilişkin Sur Ajans’a konuştu.

‘Meslek sahibi gençler iş bulamıyor’

Diyarbakır’da yurttaşların yaşadıkları sorunların başında geçim ve işsizlik geldiğini belirten Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, “Bütün Türkiye’de geçim ve işsizlik had safhada ancak bölgede ve Diyarbakır’da çok daha hissedilir şekilde geçiyor. Çünkü Diyarbakır nüfus itibariyle çok geniş bir kitleye sahip. Nüfusun da yüzde 55’i 35 yaş altında. Gençlerin işsizlik, üretememe ve geçim problemi gerçekten çok ciddi problemleri yanında getiriyor. Biz parti olarak ülke genelinde yaşanan sıkıntıların ekonomik politikalardan kaynaklandığını kabul ediyoruz ancak bölgesel anlamda, şehir olarak bunun çözülebilir olduğuna inanıyoruz. Özellikle belediyeler ve kamu kurumları üzerinden istihdama yönelik çalışmaların yapılması ve gençlerin, yönlendirilmesi. Keza kadınların istihdama dönük el becerilerinden tutun birçok alanda yönlendirilebilir olduğuna inanıyoruz. Ancak yerelde ne belediyeler ne de kamu kurumlarının bu sorunu çözmeyle ilgili bugüne kadar ciddi çalışmaları olmadı. Tam tersi yakın tarihlere kadar Diyarbakır’da görev yapan bürokratların “işsizlik problemi yok, mesleksizlik problemi var” şeklindeki açıklamalarının ne kadar gayrı ciddi ve temelsiz olduğunu da ortaya koyuyor. Eğer Diyarbakır’da “mesleksizlik” varsa bu sorunu da giderecek olan kamudur, kamu kurumları ve bu işte olması gerekenlerdir. Biz bu “mesleksizlik” sorununu kabul etmediğimizi belirtirken, aslında binlerce gencimizin meslek sahibi olduğunu ama buna rağmen iş bulamadığını da biliyoruz. Bu anlamda kamu kurumlarında görev yapan bürokratların işin kolaycılığına kaçmasını kabul etmek mümkün değil.

gelecek partisi aydın altaç Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç

‘Kayyum yönetimleri sorunları çözme yerine biraz daha derinleştirdiler’

Diyarbakır’da kayyum yönetimlerinin kayda değer bir hizmet üretemediğini ifade eden Altaç, şunları söyledi: “Son 4-5 yıldır kayyum yönetimleriyle birlikte maalesef Diyarbakır’ın temel problemlerine yönelik çok ciddi bir hizmet akışı olmadı. Bunu net olarak söylemekte bir beis yok. Tamamen görselliğe, şova kaçan ve çok ciddi maliyetlerin olan günübirlik hizmetler yapılmaya çalışıldı. Diyarbakır’ın altyapı problemiyle ilgili kalıcı bir hizmet yapılamadı. Diyarbakır’ın imar kirliliğiyle ilgili çok ciddi bir hizmet akışı sağlanmadı. Kentsel dönüşümle ilgili hızlı bir hizmet akışı sağlanmadı. Restorasyon çalışmaları ve Sur’da yapılan konutlarda çok ciddi eksikliklerin olduğunu biliyoruz. Kayyum yönetimleri bu sorunları çözme yerine biraz daha derinleştirdiler. Kendi düşünceleri doğrultusunda hareket ettiler. Surlarda yapılan tadilatların ne kadar sırıttığını görmemek mümkün değil. Yağan yağmurlardan yolların kapandığını ve ulaşımın sağlanmadığını hepimiz biliyoruz. Belediyelerin temel görevi bu sorunları çözmektir. Geçmişte seçilen yerel yönetimleri eleştiren kayyumların daha kötü bir yönetim sergilediğini ne olarak söylemek gerekiyor. Sonuçta böyle bir realite var. Bunların hepsini bir araya getirdiğimizde Diyarbakır’da kalıcı bir hizmet anlayışının olabilmesi için temel problemlerle yüzleşmek gerektiğini söylüyoruz.”

‘Vatandaşlarda umutsuzluk dalgası yayılıyor’

Bölgede ve kentte siyasi gerginliklerden dolayı ciddi umutsuzluklar olduğunu ifade eden Altaç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ne gencimiz ne yaşlımız ne kadınımız ne de çocuklarımız yarına dair bir umut besleyemiyorlar. Çünkü her geçen gün şartlar daha da ağırlaşıyor. Her geçen gün zamlar ardı ardına geliyor. Her geçen gün yarınla ilgili belirsizlik artıyor. Bütün bunlar vatandaşlarımızda umutsuzluk dalgasının yayılmasına neden oluyor. Biz Gelecek Partisi olarak mahalle mahalle, sokak sokak geziyoruz. Umutsuzluğa kapılmanın bir gereği yok. Biz Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının burada yaşayan vatandaşlarımıza yetebileceğini ve hiçbir sorunun çözümsüz olmayacağını; Türkiye’de ehil ve liyakatli bir yönetim anlayışının, adaletli bir şekilde herkesi kucaklayabileceğini ve bu sorunların aşılabileceğini ve parti programımızdaki hususları paylaşıyoruz.”

‘Diyarbakır’da resmi olarak 3 bin 500’e yakın üyemiz var’

Sahadaki çalışmalarının yoğunlaşarak sürdüğünü ve vatandaşların alternatifsiz olmadığını ifade eden Altaç, yurttaşlardan olumlu geri dönüşler aldıklarını belirterek şunları belirtti: “Tabii partiyi kurduktan sonraki 2 yıllık süreç pandemiden dolayı bizi için talihsiz bir süreçti. Ama bunu telafi etmenin gayreti içinde olduk. Gitmediğimiz ilçe kalmadı. İlçe başkanlarımız, yöneticilerimiz son derece cevval, gayretli bir şekilde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bizler de onlara katkı sunmaya çalışıyoruz. Parti kurulduktan sonra hem il kongremiz açısından hem Genel Başkanımızın Kulp, Lice, Hani ilçelerine ziyareti ve sonrasında yaptığımız çalışmalar halkın gözünden kaçmıyor. Hemşerilerimiz bunu görüyor, taktir ediyorlar. Yalnız insanların partiye üye olma konusunda haklı çekinceleri var. Kamuda çalışanlar hem kendileri hem yakınları için ya da ticareti ile ilgili kaygıları olanlar üyelik konusunda uzak durabiliyorlar. Ama biz Diyarbakır’da iyi bir durumdayız ve arzu ettiğimiz noktadayız. Diyarbakır’da seçim olması halinde bütün sandıklara resmi anlamda görevli verebilecek, oylarımıza sahip çıkacak durumdayız. Bu bizim için son derece olumlu bir tablo. 3 bin 600 sandığın tamamında, sandık kurullarında görevlilerimiz olacak. Diyarbakır’da resmi olarak 3 bin 500’e yakın üyemiz var. Tabii ki her bir üyeyi de bir kişi olarak saymamak gerekiyor. Sonuç itibariyle o üyemizin ailesidir, yakınlarıdır, çevresidir vs. bunu düşündüğünüzde her bir sandığa 2-3 tane müşahit bildirebilecek durumdayız. Sonuç itibariyle Diyarbakır’da 1 milyon 100 bin civarında bir seçmen var. Tabii ki hedefimiz Diyarbakır’da birinci parti olmak ve bunun için gayretlerimizi arttıracağız. Biz Diyarbakır’dan vekil de çıkaracağız, belediye başkanı da çıkaracağız. Belediye meclis üyelerimizi de çıkaracağız.  Bu konuda bir tereddüdümüz yok.”

diyarbakır aydın altaç Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç

‘Sonbaharın ortaları gibi seçim olacağını düşünüyoruz’

Türkiye’deki erken seçim ihtimaline ilişkin olarak da Altaç, şunları söyledi: “Hükümet Türkiye’yi büyük bir kaosun içerisine sürükledi. Bütün kurumlar şuan devre dışı kalmış durumda. Bütün kurumları tasfiye etmişler. Hükümet temsilcileri gece bir kararname, sabah bir kararname şeklinde Türkiye’yi yönetmeye çalışıyorlar. Ülkedeki ekonomik tablo, geçim, yoksulluk çok ciddi oranlarda. Hükümet pansuman tedbirlerle ülkeyi yönetmeye çalışıyor. Hükümet ısrarla 2023 Haziran’ında seçim olacağını vurguluyor. Ama biz bunun gerçekçi olmadığını ve sonbaharın ortası ya da sonlarına doğru erken seçimin kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz. Özellikle uzun vadeli borçlanmalara, uzun vadeli tahvil satışlarına baktığımızda bunların erken seçimi beraberinde getireceğine inanıyoruz. Çünkü uzun vadeli borçlanmalarla piyasada kısa vadeli rahatlamalar sağlamak niyetindeler. Bu rahatlama ortamında da seçimi kazanmaya çalışacaklar. Ama seçimi kaybedecekler. Uzun vadeli borçlanmalarla da seçimi kazanacak yeni iktidar oluşumunu ekonomik problemler içinde bırakmaya, yönetemediler algısını yaymaya çalışacaklar. Türkiye parası son bir yılda yüzde 100’den fazla değer kaybeden tek para. Savaşta olan ülkelerin parası bile bizim paramız kadar değer kaybetmiyor. Vatandaşlar neredeyse karaborsadan ihtiyaçlarını karşılayacak. Yağ kuyrukları bunun en bariz örneği. Onun için bu sürecin çok uzayacağını zannetmiyoruz. Sonbaharın ortaları gibi seçim olacağını düşünüyoruz. Tabii biz seçim yarın olacak gibi hareket ediyoruz.”

diyarbakır aydın altaç Aydın Altaç-Gelecek Partisi

Altaç: Kürtçe konserin yasaklanması, devletin bir ayıbıdır

Altaç, son süreçte artan konser yasaklarına ilişkin olarak da şöyle konuştu: “25 yıllık bir avukat olarak şunu söyleyebilirim, hukuk sistemi hiçbir dönem bu kadar ağır travmalar geçirmemişti. Bu kadar adaletsizliklerin olduğu bir dönemi hiç yaşamamıştım. Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin olduğu dönemde bile bu kadar haksız, hukuksuz, adaletsiz, hakkaniyetsiz kararlar çıkmamıştı. Ancak bugün bunlara muhatap oluyor, görüyor, yaşıyor, tanık oluyoruz. Son dönemde Valiliklerin, AK Parti belediyelerinin almış oldukları yasaklama kararlarını, Kürtçe konser yasaklarını, etkinlik yasaklamaları olduğunu görüyoruz. 2017, partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin yürürlüğe girmesinden sonra AK Parti-MHP hükümet sisteminin genel düşüncesi Kürtçeye, Kürtlere, ülkedeki etnik, kültürel, inanç anlamında zenginlikleri, çeşitliliği bastırma yönündedir. Ama bun son 2 yıldır daha net görmeye, hissetmeye başladık. Bugün Kürtçe bir konseri bırakın mahkemelerde Kürtçe savunma yapan sanıkların zorlandığını ve sırf savunmasını Kürtçe yaptığı için cezasının arttırıldığı bir dönem yaşıyoruz. Bunu hükümetin yaklaşımından ayrı düşünmezsiniz. Hükümetin yarattığı atmosfer, iklim içinde bütün kolluk, yargı, yöneticiler, kamu görevlileri, bürokratlar buna mecbur kalıyor. Çünkü şunu düşünüyorlar; biz aykırı bir karar alırsak hükümet tarafından cezalandırılabiliriz. Tenzili rütbeye uğrayabiliriz. Biz niye kendimizi riske edelim, hükümetin düşüncesine paralel kararlar alalım diye bir uygulama içine giriyorlar. Bunu birçok konser, etkinlik ve faaliyetlerde biz gördük. Ama biz bunu şiddetle eleştiriyor ve kınıyoruz. Türkiye’de Kürtçe de Zazaca da ve Türkiye’de konuşulan bütün dillerin birbirine bir üstünlüğü yoktur. Devletin dili, dini olamaz, olmaması gerekiyor. Devletin kuşatıcı, kapsayıcı olması gerekiyor. Ülkedeki bütün dillere, dinlere, kültürlere, bütün çeşitliliğe sahip çıkması gerekiyor. Kürtçe konserin yasaklanması, kamuda, eğitimde kullanılmaması bu devletin bir ayıbıdır. Bunun başka izahı yok. Tam tersi, sahip çıkıp yaşatabilse, yaşatmak için gayret gösterse Türkiye’nin toplumsal yaşamına da siyasal yaşamına da Türkiye’nin birlikteliğine de hizmet edecek. Biz parti olarak diyoruz ki, hem Kürtçeni hem Zazacanın hem de bütün dillerin yaşatılması esastır. Türkiye Cumhuriyeti devletinin sınırları içerisinde kullanılan dillere sahip çıkması gerekiyor. Eğitimde de öğretimde de sahip çıkması gerekiyor. Kamuda da kullanılmasının önünü açması gerekiyor. Biz ancak bu şekilde ülkeyi hem ekonomik hem sosyal hem siyasal olarak daha ileri bir seviyeye taşıyabiliriz.”

SUR AJANS/ÖZEL

Editör: Haber Merkezi