İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre; cezaevlerinde 651’i ağır olmak üzere bin 517 hasta tutuklu bulunuyor. 4 Ekim tarihi itibarıyla bu yıl içerisinde az 29 hasta tutuklu tedavi edilmediği için cezaevlerinde yaşamını yitirdi. Son olarak Şakran 1 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi'nde kalan Yılmaz Özalp, geçirdiği kalp krizi sonrası kaldırıldığı hastanede 1 Ekim’de yaşamını yitirdi.  

Yine cezaevinde kansere yakalanan ve hakkında “hayati riski var” yönünde sağlık raporu verilen Erhan Baştin adlı tutuklunun tahliye talebinin reddedilmesinden sadece iki gün sonra, 19 Ağustos’ta yaşamını yitirdiği önceki günlerde ortaya çıktı.

Cezaevlerindeki tutuklulara dair her yıl veriler paylaşan Adalet Bakanlığı’na bağlı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü’nün bu verilerinde hasta tutuklulara ilişkin hiçbir bilgi yer almıyor. İHD’nin elindeki verilere göre, sadece Riha’da bulunan Urfa 1 ve 2 Nolu T Tipi ile Siverek 2 Nolu T Tipi cezaevlerinde 24’ü ağır olmak üzere en az 279 hasta tutuklu var.

Urfa 1 Nolu T Tipi

Urfa 1 Nolu T Tipi Cezaevindeki ağır hasta tutuklulardan bazılarının yaşadıkları sorunlar şöyle: “Fevzi Arslan (54) ayak ve baş ağrısı ile bağırsak kayması, ağır fıtık hastası. Cafer Cengiz’in (66) ise kalp sorunu var, kollarını kullanamıyor (felç). Cengiz’in aynı zamanda bel fıtığı, uyuşma ve astım gibi hastalıkları var. 26 yıldır cezaevinde tutulan Mehmet Durak Karak’ın (72) ise hipertansiyon (yüksek tansiyon), vertigo, ağır eklem kireçlenmesiyle iltihaplanması, tansiyon, şeker ve göz rahatsızlıkları mevcut. Ağır hasta tutuklu Hüseyin Arslan’ın ise ülseratif kalit (Bağırsak hastalığı) var. Yetmiş yaşındaki Celal Ercan, tutuklanmadan önce maruz kaldığı işkenceden kaynaklı kalp ve beyinde atak sorunları ile karşı karşıya. Şervan Muhammed’in (34) ise kalpte çarpıntı ve sıkışma, hiper tansiyon hastalıkları var. Muhammed’in bademcik ameliyatı olması gerekiyor. Mustafa Mak (78) sağ elini kullanamıyor, ameliyat olması gerekiyor. İsmail Taşar’ın sağ eli engelli, akciğer, varis mide ve bağırsak sorunları yaşamakta. Abdullah Basyan (64) böbrek, kolesterol cilt ve tansiyon hastalığı var.”

Urfa 2 Nolu T Tipi

Urfa 2 Nolu T Tipi’nde tutulan bazı ağır hasta tutukluların yaşadıkları sorunlar ise şu şekilde: “Yüzde 94 engelli raporu olan Emin Güler (32) hepatit-c hastası. Aynı zamanda KOAH hastası olan Güler, ileri derecede vertigo hastası. Hakkı Polat’ın ise bağırsak, mide rahatsızlığı ve hemoroit hastalığı var. Yusuf Yorulmaz’ın (47) ise 90’lı yıllarda gördüğü işkencelerden kaynaklı (Filistin askısı) sağ kolu tamamen felçli, sol kolunda yüzde 70’ e yakın güç kaybı var. İsmail hakkı Tursun (59) hipertansiyonu var, bundan kaynaklı haftada 2-3 kez burnu kanıyor. Tursun’un aynı zamanda bel fıtığı var. Tutuklandığı zaman emniyette işkenceye maruz kalan Mehmet Türkmenoğlu (59) dizinin altında kılcal damarlarda tıkanma ve beyninde hasar mevcut. Sol kol ve sağ ayaktan engelli (Felç) olan İsmail Kaplan (51) yüzde 40 engelli. Sol gözü yüzde 90 görmeyen Bayram Demirhan’ın sağ gözü yüzde 40 görmüyor. Demirhan’ın aynı zamanda sağ böbreği fonksiyonlarını kaybetmiş, tedavi için başvuru yapmış, fakat uzun süredir hastaneye götürülmüyor. Yüzde 68 engelli olan Mulla Ruşen’in (62) kalp yetmezliği, KOAH, astım, ciğerlerinde beyaz toprak ve ciltte soyulma hastalıkları var. Yetmiş yaşındaki yüzde 40 engelli raporu olan Mehmet Beşir Dal’ın sol elinde üç parmağı yok, sol ve sağ parmaklarında sorun var. Mehmet Akil Karadaş (39) göbek zarı yırtılması var, karnında şişlikler oluşuyor. Karadaş’ın ameliyat olması gerek. Hasan Kılıç’ın (29) bağırsak iltihaplanması ve halectrobacheria plary (Midede şiddetli seviyede bakteri üremesi) mevcut.”

Siverek 2 Nolu T Tipi

Siverek 2 Nolu T Tipi’nde tutulan ağır hasta tutuklulardan İzzettin Akıl ( 69) iki defa açık kalp ameliyatı oldu. Kalbinde ritim bozukluğu bulunan Akıl’ın şeker, hipertansiyon, kemik erimesi, bel fıtığı ve karın fıtığı hastalıkları var. Aynı cezaevinde tutulan Eyyup Kudin (59) kalp rahatsızlıkları mevcut. Daha önce kalp krizi geçiren Kudin, şeker, kolesterolü ve tansiyon hastası.

‘En büyük engel: Siyasi saikler’

Hasta tutuklulara yönelik yaklaşımı değerlendiren İHD Riha Şube Yöneticisi Gökhan Dayık, hasta tutukluların şartlı tahliyelerinin önünde mevcut yasal düzenlemelerden öte, "siyasi saikler"in olduğunu dile getirdi.

Her tutuklunun insan onuruna yakışır şartlarda tutulması gerektiğini vurgulayan Dayık, “Aksi halde her uygulama işkence ve kötü muamele suçlarını oluşturur. Ağır hasta olan tutukluların cezaevinde yaşamlarını yitirecek noktaya gelene kadar tutulması, yaşam hakkı ihlalidir. En temel insan hakkı ihlal ediliyor” dedi.

Sondakika: 2 belediyeye daha kayyım atandı Sondakika: 2 belediyeye daha kayyım atandı

'Ayrım gözetilmemeli'

Cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın kimi tutukluları özel af yetkisi ile serbest bıraktığına dikkat çeken Dayık, “Sürekli hastalık, sakatlık ve yaşlılık durumlarında özel af ile tutukluların serbest bırakılması Anayasa’ya uygun. Ancak serbest bırakılanların, bu haktan yararlananların profiline baktığımız zaman bir ayrımcılık yapıldığı aşikârdır. Bu ayrımcılık Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır. Kişilerin cezaevinde tutulmalarına gerekçe yapılan suç kategorilerine göre kimisi cezaevinden çıkartılıyor, kimisi ise çıkartılmıyor. Cezaevinde kalamayacak durumda olan yaşlı insanların, hastaların ayrım gözetmeksizin serbest bırakılmaları gerekir” ifadelerini kullandı.

Ölüm döşeğinde tahliye!

Dayık, birçok hasta tutuklunun ancak ölüme yakın bir zaman diliminde tahliye edildikleri ve kısa bir süre sonra yaşamlarını yitirdiklerine de dikkat çekti. Dayık, “Tedavilerinin mümkün olduğu zamanda cezaevinde kötü şartlarda tutulan hasta mahpusların hastalıkları ağırlaşıyor. Ne zamanki hastalıkları ilerliyor, artık o zaman serbest bırakılıyor. Zamana yayılmış bir yaşamı sonlandırma… Bu kabul edilecek bir durum değil. En temel insan hakkı ihlal ediliyor. Her tutuklunun tedaviye erişim hakkı var, ancak bu sağlanmıyor” diye konuştu.

'Tutukluların sesi olmak zorundayız'

Hasta tutukluların sağlık hakkına erişmesi, tedavisini insan onuruna yakışır koşullarda görmesi için bütün demokratik kitle örgütlerinin harekete geçmesi gerektiğini dile getiren Dayık, “Baroların, hukuk örgütlerinin yaşanan insan haklarına karşı harekete geçme, insan hakları koruma misyonları var. Meclis İnsan Hakları Araştırma Komisyonu işlevsiz kalırsa onu harekete geçirecek olan Baro ve insan hakları dernekleridir. Anayasa’da tutukluların tahliyesi önünde bir engel yok, uygulanmasında sorunlar var. Siyasi saikler ile tutuklular tahliye edilmiyor. Buna karşı her yerde tutukluların sesi olarak, bu siyasi saikleri ortadan kaldırmak gerekiyor. İşkence ve kötü muamele insanlığa karşı bir suçtur. Bu herkesi bağlar. Biz hasta tutukluların sesi olmak zorundayız. Ağır hasta tutuklular başta olmak üzere bütün hasta tutuklular biran önce tahliye edilmeli” diye konuştu. (Kaynak: MA)

Editör: Ali Abbas Yılmaz