HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları Gülistan Atasoy ve Zeyyat Ceylan, yarın kentte 3 konuya dikkat çekmek için yarın kentte yapılacak olan kitlesel yürüyüşe ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Barış Anneleri Meclisi, yarın Diyarbakır’da, Pazartesi günü ise Van’da kitlesel yürüyüş yapacak.
Diyarbakır’da yapılacak yürüyüşe ilişkin açıklama yapan HDP İl Eşbaşkanları’ndan Gülistan Atasoy, şunları söyledi:
“Gerçek ve doğru bir sahiplenme ile sorunları çözebiliriz. Süreci topluma mal edip birlikte hareket ettiğimiz kesimlerle ortaklaşa yol alacağız. Zor süreci hep birlikte göğüs gereceğiz. Önümüzdeki sürecin ışık ve umut olan bir yöne eğrilteceğini görüyoruz.
Sokak sokak ev ziyaretlerimiz oldu. İlçe örgütlerimizin yoğun bir çalışması var ve tüm kamuoyunu sürekli olarak yürüyüşe çağırıyoruz. Bunların hepsi bu sürecin önemine çok net vurgu yapan ve sahiplenmenin ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu ifade ediyor. Özgürlüklerin ve adaletin inşa edilmesini isteyen tüm toplumsal kesimleri yürüyüşleri sahiplenmeye çağırıyoruz. Demokrasiden yana tutum almak isteyen her kesimin bizimle birlikte yürümeli. Sayın Öcalan’a uygulana tecrit, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik sürekli hale getirilmek istenen askeri operasyonlar ve hasta tutuklulara yaklaşım ortada. Bu üç uygulama bir bütünen Kürtlere yaklaşımı çok net ifade ediyor.
Toplumun özgürleşmesi, adaletin sağlanması, hak ve özgürlüklerin eşit bir şekilde ayrımsız kullanılabilmesi için bu yürüyüşün öncülüğünü kadınlar yapacak. Ancak böyle topluma mal edilir. Bu vesileyle Amedlileri, sivil toplum örgütlerini, demokrasi ve hak mücadelesi yürüten örgütler yürüyüşe davet ediyoruz.”
HDP İl Eşbaşkanları’ndan Zeyyat Ceylan ise, “AKP-MHP iktidarı tecrit ve işkence yöntemleriyle cezaevlerine ve özellikle Kürt halkına karşı amansız bir savaş başlattı ve sürdürüyor. Bu nedenle Sayın Öcalan, üzerindeki tecridin kırılması aynı zamanda bir barış sürecinin ilk adımıdır diyoruz. Bunun için Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kırılması gerekir. Sayın Öcalan üzerindeki tecrit sadece İmralı ile sınırlı değil. Tüm hapishanelere ve topluma sıçradı, savaş oldu, şimdi tüm Kürtlere savaş dayatıldı. Bu savaş büyük bir krize neden oldu.
Sayın Öcalan'a gece gündüz demeden ağır bir tecrit uygulanıyor. Ne olursa olsun Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kırılması gerektiğini, barış sesinin halka ulaşması gerektiğini ve akan kan ve savaşı halinin durdurması gerektiğini söylüyoruz. Bu tecrit tüm cezaevlerine uygulandı. Tecridi kırabilmek, savaşı önleyebilmek, cezaevlerindeki baskı ve zulme son verebilmek için herkes seslerini yükseltmelidir.
Tüm halkımızı, demokratik toplumun kurum ve kuruluşları eyleme davet ediyoruz. Katılım ne kadar güçlü olursa, sonuç o kadar güçlü olur. Bu eylem elbette son olmayacak. Kitlesel demokratik çalışmalarımız önümüzdeki günlerde de devam edecek. Tecrit, Kürtlere yönelik kirli politikalar, hasta ve infazları yakılan tutukluların durumlarına açıklık getirilene kadar ısrarımız ve direnişimiz devam edecek” diye konuştu.