Gündem

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran: Kadın mücadelesine yapılan bir operasyon

Ankara merkezli soruşturma kapsamında kadınların gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yapan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, “Kadın mücadelesine, kadın hareketlerine yapılan bir operasyondur” dedi. HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Ankara merkezli soruşturma kapsamında kadınların gözaltına alınmasına ilişkin açıklama yaptı. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Ankara merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 14 kentte 50 kadın hakkında gözaltı kararı verilmesine ilişkin partinin genel merkezinde açıklama yaptı.

‘Kadınlara faşizm uygulandı’

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde iktidarın kadınları hedef aldığını ifade eden Başaran, operasyonların kadın mücadelesine dönük olduğunu belirterek şunları söyledi: “İktidar, Cumhuriyet Savcılığı yine bir AKP klasiği olarak bu operasyonu basına bir “terör” operasyonu olarak yansıttı ve lanse etti. Ama biz bu operasyonların ne manaya geldiğini, bunun sonucunda AKP-MHP’nin hangi sonuca varmak istediğini çok iyi biliyoruz. Yine bir seçim sürecindeyiz. Bir taraftan savaşı ve kaosu derinleştirmeye çalışırken ve bunu toplumun her alanına sirayet edecek biçimde örgütlerken, bir taraftan da karşısındaki en büyük örgütlü güç olan; yıllardır saldırarak, gözaltına alarak, tutuklayarak, hedef göstererek, marjinalize ederek, terörize ederek, ayrıştırarak geri adım attırmaya çalıştığı kadın mücadelesine, kadın hareketlerine yapılan bir operasyondur. Bakın 25 Kasım’da dünyanın tümünde kabul edilen, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde AKP yine kendine yakışanı yaparak tarihte adını yine kara bir listeye leke olarak geçirecek biçimde bütün 25 Kasım açıklamalarına saldırdı. 25 Kasım’da Amed’te, Van’da, Ağrı’da, Siirt’te, Osmaniye’de ve daha birçok ilde kadınların erkek devlet şiddetine karşı gelecekleri, özgürlükleri için sokağa çıktıkları, mücadeleyi haykırdıkları günde önlerine polis barikatları koydu. İstanbul ve Ankara’da gerçekleştirilen gece yürüyüşlerine aynı erkek egemen, tekçi, faşist zihniyet kadınları polis şiddetiyle yüz yüze bıraktı. Van’da kadınlara biber gazı sıkıldı, Ağrı’da kadınlar gözaltına alındı. Bütün dünyada kabul gören ve Türkiye’nin de altına imza koyduğu uluslararası sözleşmelere göre 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde iktidar kadınları hedef aldı. Şırnak’ta 23 kadın işkenceyle gözaltına alındı. Barış Annesi Nebahat İşçi polis şiddeti karşısında kolu yerinden çıktı. İstanbul Taksim’de tüm yollar polis barikatıyla çevrelendi. Kadınlar bir Olağanüstü Hal tablosu ile karşı karşıya bırakıldı. Devlet Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde bir kez daha kadına şiddet uyguladığını tescillemiş oldu. İstanbul’da 200 kadın gözaltına alındı. Polis Dilbent Türker’in bacağını kırdı. Bu kadınlar biz şiddet istemiyoruz, özgür bir yaşam istiyoruz. Savaş istemiyoruz. Eşit, adil bir ülkede yaşamak istiyoruz dedikleri için polisin şiddeti sonucu bacakları kırıldı. Gazetecilerin çekim yapmaları engellendi. Kadınlara faşizm uygulandı.”

Biat etmiyoruz, itaat etmiyoruz

Başaran’ın konuşmasından satırbaşları şöyle: “İstanbul’da gözaltına alınan Azerbaycan ve İtalyalı iki kadın sınır dışı edilme tehlikesi ile yüz yüze ancak buna rağmen kadınlar 25 Kasım günü ‘mücadele ediyoruz, biat etmiyoruz, itaat etmiyoruz, mücadelemiz sonucunda faşist rejimini yerle bir edeceğiz’ diyerek sokağa çıkmaktan vazgeçmedi, geri adım atmadı. Ankara’da kadınlar gözaltına alındı, akabinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu ülkede kadına şiddet uygulayanlar, ellerini kollarını sallayarak dışarıda gezmeye devam ediyorlar. Bunların da onlarca örneğini paylaşabiliriz.

Garibe Gezer’e işkence görüntüleri

Yine bir devlet şiddeti sonucunda yaşamını yitiren Garibe Gezer ile ilgili kamuoyuna yansıyanları videolarda da gördük. Garibe Gazer’in yaşamını yitirmesinden sonra takipsizlik kararı verildi, ama karar sonrası basına düşen görüntülerde aslında Garibe’nin nasıl işkence gördüğünü hepimiz gördük. Bütün kamuoyu gördü. İşte iktidarın kadınlar için çizdiği çerçeve bu. Mücadele etmeyeceksiniz, özgürlüğünüzü talep etmeyeceksiniz. Şiddete karşı, faşizme karşı, savaşa karşı isyan etmeyeceksin diyerek, 25 Kasım’da kadınlara saldırdı.

Kürt kadın hareketi özel olarak hedef alınmış durumda

Yine 25 Kasım haftasında TJA’lı, Tevgerê Jinên Azad’lı kadınlara, yani Kürt kadın hareketine mensup kadınlara yönelik bir operasyon gerçekleşti. Biz bu filmi, bu senaryoyu daha önce çok gördük. Çok yaşadık bu ülkede. Her sıkıştığında kadınları hedefleyen, öncelikle kadın mücadelesini hedefleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Ayakta durmanın yöntemini bu yolla belirleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Şu anda onlarca dosya hazırlanabilir. Gizli tanık, açık tanık itirafçı beyanları ile kadınlar gözaltına alınabilir. Ama iktidarın esas hedefi faşizm karşısında direnen kadınları sindirmek mücadelelerini, parçalamak, mücadelelerini bölmektir. Bugün Türkiye’nin ve Kürdistan'ın dört bir yanında kadınlar hedef alınıyor. Bugün itibariyle, Kürt kadın hareketi özel olarak hedef alınmış durumda. Ama bu aslında Türkiye’deki bütün kadın mücadelesine yapılan bir saldırıdır. Sadece kadın mücadelesi değil, bugün toplumu özgürleştirme iddiasında olan toplumun öncülüğünü yapan kadınlar nezdinde aslında topluma verilen bir mesajdır. İktidar bütün kadınlara mesaj veriyor; ‘örgütlenmeyin, bir araya gelmeyin, mücadele etmeyin, erkek şiddetini sineye çekin, biat edin’ diyor, kadınların erkeğe ve devlete biat etmesini istiyorlar. Toplum içerisinde kışkırttıkları erkeklerin her gün hedefi haline geliyoruz.

Kadınlar şiddete, tacize, tecavüze uğruyor, mobbinge uğruyor

Bugün, Türkiye’de neredeyse her gün en az bir kadın katlediliyor, erkekler tarafından, onlarca kadın şüpheli bir biçimde yaşamını yitiriyor, kadınlar şiddete, tacize, tecavüze uğruyor, mobbinge uğruyor. Kadınlar yoksullukla yüz yüze. Bunu çözmesi gereken iktidar, bunun karşısında mücadele eden kadınları hedef gösteriyor. Kadınlara geri adım attırmaya çalışıyor. Her gün savaşı biraz daha derinleştirirken, savaşın en büyük faturasını kadınlara çıkarırken, savaş karşısında mücadele eden kadınları hedefliyor. Kadınlara sokaklara çıkıp “bu bizim savaşımız değil” dedikleri için bugün hedef alınıyorlar. Bu sizin iktidar savaşınız, bu sizin iktidar operasyonlarınız. Bu devletin de değil, halkın da değil, sizin beka savaşınız dedikleri için hedef alınıyorlar. Biliyoruz korktuklarını. Bu korkunun tezahürü olarak, iktidar en çok korktuğuna saldırıyor.

AKP-MHP kadın düşmanı, savaş iktidarına biz geri adım attıracağız

Buradan bir kez daha ifade ediyoruz, kadın mücadelesine hiçbir güç geri adım attıramayacak, tek bir TJA’lı arkadaşımız, tek bir HDP’li kadın arkadaşımız, feminist arkadaşımız, sosyalist kadın arkadaşımız kalana kadar mücadele devam edecek. Bir kez daha ifade ediyoruz, AKP-MHP kadın düşmanı, savaş iktidarına biz geri adım attıracağız, bu iktidarı biz ortadan kaldıracağız. Hiçbir güç bunun önünde duramayacak. Ne polis barikatları ne gözaltı tutuklama siyasi operasyonları. Kadın arkadaşlarımızla omuz omuz mücadele etmeye devam edeceğiz.

Kadınlar her alanda direnmeye devam ediyor

Buradan başta kadınlar olmak üzere bütün demokratik kamuoyuna sesleniyoruz. İktidarın bu oyununu bozmak bizim elimizde. Bir araya gelerek, ittifakımızı büyüterek bu iktidarı yerle bir edip yenisini biz kurabiliriz. Bu ‘terör’ diyerek illegalize etme çabalarına hiçbir kadın inanmıyor ama bunun karşısında daha güçlü bir örgütlenmeyi gerçekleştirmek zorundayız. Polis devlet şiddetine karşı da erkek şiddetine karşı da faşist iktidarlara karşı da geleceğimizi tehlikeye atan bu iktidarı hep beraber yıkalım, yeniyi de hep beraber kuralım. Yeniyi de biz kuracağız. Sadece mücadele etmiyoruz, yeniyi de kurma iddiamız var. Bu iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz. Bugün Türkiye ve Kürdistan’ın dört bir yanında alanlara çıkan ve sizin saldırdığınız, gözaltına aldırdığınız, geri adım attırmaya çalıştığınız biziz diyen kadınlarla mücadelemizi sahiplenmeye ve büyütmeye devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın, iktidarın da şüphesi olmasın. Korkmaya devam edin, korkun kadınlardan. Korkun kadınlardan o kadınlar ki dört duvar arasında direnmeye devam ediyorlar, evlerinin içerisinde mücadeleye devam ediyorlar. Fabrikada, tarlada, sokakta, alanda mücadeleye devam ediyorlar. Sokaklarda, alanlarda, parlamento da gelecek de bizim geleceği kuranlarda biz olacağız. Buradan bizi izleyenleri de saygı ve sevgiyle selamlıyoruz. Jin, jiyan, azadî.”