HDP Sözcüsü Ebru Günay, hiçbir partiyle bakanlık tartışması yürütmediklerini ve yürütmeyeceklerinin belirterek, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in sözlerine, “Halk seni çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor. Hiçbir HDP’li zaten senin olduğun masaya gelmez” şeklinde yanıt verdi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, parti Genel Merkezi’nde düzenlediği haftalık basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin seçim atmosferine girdiğine dikkat çeken Günay, “Ekonomik, siyasal ve toplumsal krizlerin ortasında debelenen bir ülke gerçekliği var karşımızda. İktidar ülkeyi yönetemiyor, yönetim kriziyle baş edemiyor. Her geçen gün daha fazla çürüyen, kokuşmuş AKP-MHP iktidarına gerçekten kimsenin tahammülü kalmadı” dedi. 

“Önümüzdeki seçimler sonucunda ya bu krizler derinleşecek, altından kalkması çok zor karanlık bir geleceğe, ağır bir faşizme kapı aralanacak ya da eğer muhalefet sorumlu davranırsa gerçekten değişimin başlayacağı demokratik bir Türkiye’nin kapısı aralanacak” diyen Günay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yönüyle önümüzdeki seçimler, tüm kesimler ve ittifaklar için bir varlık yokluk savaşına dönüşmüş durumda. Evet, tartışmasız olarak bu seçimler, Türkiye’nin demokrasi sınavı olacak. Halk bu sınavı vermek, yeni bir Türkiye’ye uyanmak isterken, öyle anlaşılıyor ki, sorumsuz ve haddini aşan açıklamalarıyla bazı siyasetçiler bu kâbusu sürdürme peşinde.”

Ülke uçurumun eşiğinde

Cumhur İttifakı’nın İttihatçı ve maceracı iç ve dış politikayla, mafya ve karanlık güçlerle ittifak halinde ülkeyi uçurumun eşiğine getirdiğini söyleyen Günay, “Adım adım inşa ettikleri faşizmi, tek adam rejimini kalıcı hale getirmek istiyorlar. Demokratik değişimin yaşanmaması için her türlü kirli siyaseti makul görüyor, muhalif kesimlerin gücünü kırmak için devletin tüm zor aygıtlarını hukuk dışı kullanmaktan çekinmiyorlar” diye belirtti. 

‘Kısır tartışmalar içinde olmayız’

Millet İttifakı’na yüklenen Günay, şunları söyledi: “Seçim hesaplarından başka bir şeyin derdine düşmeyen Millet İttifakı ise makyajcı ve restorasyoncu bir siyasetle günü kurtarmanın derdine düşmüş durumda. Adaylık tartışmalarına sıkışmış durumdalar ve sanki tek önemli olan sandık günüymüş gibi seçim sonrasına dair hiçbir plan ve proje geliştirmiyorlar. ‘Kime hangi Bakanlık verilecek? Kim masada olsun? Kim olmasın? Aday kim olsun?’ gibi kısır tartışmalar sürdüren, seçim sonrasına dair hiçbir şey söylemeyen bir siyasi hattın, ittifakın içinde zaten biz olmayız, olamayız. Hep söyledik, bir daha söyleyelim… Mesele sadece Erdoğan’ın gitmesi veya kalması değildir. Mesele yerine gelecek olanın Türkiye’yi demokratik ilkelerle yönetip yönetmeyeceğidir. O yüzden en başından beri kişileri değil, ilkeleri konuşalım diyoruz.  

Bakanlık tartışması yapmayız

Bunlar üzerinde kafa yormak gerekirken, şimdi son günlerde tartışılan bazı konulara açıklık getirmek istiyorum. Hiçbir partiyle bakanlık pazarlığı yapmadık, yapmayız. Seçimlerde alacağımız oylarla halkımız bizi görmek istediği yerde görecektir. Yönetim ehliyetimizi bize birileri değil, halk verecek zaten. Bizi yönetime halk getirecek ve bizde halkımızın taleplerine göre; çok da güzel yöneteceğiz. 

Meral akşener’e yanıt

Meral Akşener veya onun sözcülerinin işi HDP’ye konum belirlemek değil. Bir kere halk; seni Mehmet Ağar ve Tansu Çiller ile çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor. Hiç merak etme, senin bu ülkeye vaat ettiğin tek şey 90’ların karanlığıdır. Hiçbir HDP’li zaten senin olduğun masaya gelmez, hatta oturduğun kıraathanede çay içmez. Defalarca söyledik, yine söyleyelim; HDP’nin masası ve ittifakı bellidir. Bizim birlikteliğimiz Emek ve Özgürlük İttifakı’dır. Bu ittifak gerçekten demokratik değişimi, dönüşümü isteyen gerçek muhaliflerin tek adresidir. Seçimleri önemsiz görmüyoruz ama seçim gününe ve adaylık tartışmalarına odaklanarak değil, mücadele ittifakını büyüterek geliyoruz.