Halkların Demokratik Partisi (HDP), Meclis Adalet ve Anayasa Komisyonu’ndan oluşan Karma Komisyonunda Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması yönünden verilen karara şerh düştü.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ile milletvekilleri Erdal Aydemir, Hüseyin Kaçmaz, Züleyha Gülüm, Mehmet Tiryaki ve Abdullah Koç imzasının bulunduğu 29 sayfalık şerhte, birçok başlıkla dokunulmazlığın kaldırılması kararının hukuksuzluğu, tarihsel arka planı ve AK Parti-MHP iktidarını politikaları ele alındı.
Aydeniz hakkında 3/912, 3/1368, 3/1422, 3/1693 ve 3/1965 Esas numaralı Cumhurbaşkanlığı Tezkerelerinin görüşülmelerine dair usul itirazlarının reddedildiği vurgulanan şerhte, alınan kararın hukuka, yasaya, teamül ve usule aykırı olduğu vurgulandı.
Türkiye’nin siyasi rejimi içerisinde 1921 Anayasası ile başlayan ve 1924, 1961, 1982 Anayasaları ile devam eden bir çizgide, milli egemenlik ilkesi ve buna dayalı temsili vekâlet anlayışının kabul edildiği kaydedilen şerhte, “Yani ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ şiarı tüm parlamento anlayışına egemen kılınmaya çalışılmıştır. Bu anlayışa uygun olarak, devletin temel kuruluş belgesi olan temel hak ve özgürlüklerin güvencesi niteliğindeki Anayasa, milli egemenlik ilkesine dayalı temsili demokrasinin gereği gibi işleyebilmesi amacıyla, diğer temel hak ve özgürlükler yanında seçme ve seçilme hakkını, siyasi haklar ve ödevler bölümünde güvence altına almıştır” denildi.
Kürsü Dokunulmazlığının olarak ifade edilen yasama sorumsuzluğu, milletvekillerinin yasama çalışmaları sırasında kullandıkları oy, dile getirdikleri söz ve sergiledikleri düşünce nedeniyle, parlamento dışında sorumlu tutulamamaları anlamına geldiği vurgulanan şerhte, “Milletvekillerinin herhangi bir tehdit etkisinde kalmadan, korkusuzca düşünce ve ifade özgürlüğünden yararlanmasını sağlayan bu düzenlemenin sınırı 1961 Anayasası’ndan farklı olarak Meclis tarafından bu fikirleri dışarıda tekrarlamanın yasaklanabilmesidir. Buna göre ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanı’nın teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar.’ (md. 83/1)(Cuntanın getirdiği düzenlemedir.) Sorumsuzluğu, dokunulmazlıktan ayıran noktalardan bir tanesi sürekli olmasıdır. Buna göre sorumsuzluk milletvekilliği sona erdikten sonra da devam eder. Ayrıca dokunulmazlık Meclis tarafından kaldırılabilirken, sorumsuzluğun kaldırılması söz konusu değildir” diye belirtildi.
AYM’nin verdiği bir karardaki “Yasama dokunulmazlığı bir amaç olmayıp, milletvekillerinin halkın iradesini, Meclise tam olarak yansıtarak, milli iradenin eksiksiz gerçekleşmesini” tespitine de yapılan atıfla, şunlar belirtildi: “‘Anayasa'nın 14. maddesi’ ifadesinin TCK’deki karşılığının belirsizliği ve seçilmek için aday olan kişilerin seçimden önce bilinmelerinin olanaksızlığı karşısında bu hükmün tehlikeli sonuçları olabileceği açıktır. Nitekim bu tehlikeli sonuçlar Türkiye halklarına dayatılmıştır. AK Parti iktidarında bu hükme aykırı olarak ve yasa metni geniş yorumlanarak milletvekilliği düşürülen ilk isim Figen Yüksekdağ olmuştur. AYM’nin, milletvekili seçildikten sonra yargılanmasına devam edilen ve bu davadan dolayı dokunulmazlığı kaldırılarak milletvekilliği düşürülen eski HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekili seçildikten sonra yargılanmasının sürmesini yasama dokunulmazlığı ihlali olarak değerlendirdi. İşbu yüksek Mahkeme kararı bu komisyonun kararını verirken dikkatle ele almasını gerektirir bir karardır” ifadelerine yer verildi.
AK Parti’li vekillerin fezlekeleri sıralandı: “Abdülkadir Aksu; özel evrakta sahtecilik, Siyasi Partiler Kanununa muhalefet, İdris Naim Şahin; ihaleye fesat karıştırmak, zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak, ihaleye fesat karıştırmak (4 kez), hizmet nedeni ile emniyeti suistimal, güveni kötüye kullanma, Veysel Eroğlu; görevi kötüye kullanmak, ihtihsalen nitelikli zimmet, sahte belge düzenlemek, ihaleye fesat karıştırmak, 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasına Dair Yasaya muhalefet, Enver Yılmaz; korku, kaygı veya panik yaratabilecek tarzda silahla ateş etme, Mustafa Öztürk; ihtihsalen nitelikli zimmet, sahte belge düzenlemek, ihaleye fesat karıştırmak, 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasına Dair Yasaya muhalefet, Ömer Dinçer; ihtihsalen nitelikli zimmet, sahte belge düzenlemek, ihaleye fesat karıştırmak, 4208 sayılı Karaparanın Aklanmasına Dair Yasaya muhalefet, Şamil Tayyar; soruşturmanın gizliliğini ihlal, yargı görevini yapanı etkileme, gizliliğin ihlali şeklinde düzenlenen fezlekeler 24. Yasama Dönemi müddetince Anayasa Komisyonunda bulunmuş ancak bu suçlardan hiçbirisi dokunulmazlığın kaldırılması gerekçesi ile Karma Komisyon gündemine alınmamıştır.”
Dokunulmazlıkların kaldırılmasına dair verilen yüksek yargı kararlarına da dikkat çekilen şerhte, Ömer Faruk Gergerlioğlu, Mustafa Balbay, Sebahat Tuncel, Enis Berberoğlu, Mehmet Haberal kararlarına atıfta bulunarak, “Dolayısıyla, yasama dokunulmazlığının istisnaları bile tartışmalı iken salt meşru müdafaa niteliğindeki bir müessir fiil üzerinden Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılmak istenmesi, yasama çalışmalarından uzaklaştırılması dışında hiçbir şeye hizmet etmeyecektir” diye belirtildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 1 Şubat 2022 tarihinde verdiği Encü/Türkiye kararında HDP’li HDP’li 40 milletvekilinin, 20 Mayıs 2016 tarihinde dokunulmazlıklarının kaldırılması ve yargılanmaları nedeniyle ifade hürriyetlerinin ihlal edildiğine karar verildiğine de dikkat çekilen şerhte, şöyle denildi: “Anayasa’nın 90. maddesine göre usulüne uygun yürürlüğe girmiş uluslararası sözleşmeler Türkiye açısından bağlayıcıdır. AİHM’nin Encü/Türkiye kararı önümüzdeyken bir kez daha siyasi emellerle bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması, hem AİHS hem de Anayasaya aykırı davranmayı peşinen kabul etme anlamına gelecektir.”
“Anayasa’nın rafa kaldırıldığına dair ciddi bir emare teşkil ediyor”
DBP Eş Genel Başkanı Salihe Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması yönündeki komisyon kararı; benzer fiilleri işleyen milletvekillerinin dosyalarının görüşülmemesi bakımından eşitliğe dolayısı ile anayasaya aykırıdır. Şiddet uygulayan kolluğun yargılanmak yerine adeta ödüllendirilen tutumlarla korunması karşısında, halk adına temsil görevi üstlenen milletvekillinin dokunulmazlığı ile eşitsiz bir terazide durdurulması ise anayasanın rafa kaldırıldığına dair ciddi bir emare teşkil etmektedir.
İzah etmiş olduğumuz hususlar doğrultusunda başta anayasa ve akitlerle bağlı olunan uluslararası hukuka, evrensel hukuk normlarına aykırı olan, DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz’in dokunulmazlığının kaldırılması yönündeki komisyon kararına katılabilmek mümkün değildir.”
AK Parti’li milletvekillerinin fezlekeleri ve polise yönelik uygulamaları:
“* M. Şirin Ünal’ın evinde Nadira Kadirova’nın cansız bedenine rastlanmış, Kadirova’nın öldürülüp öldürülmediği, intihar hususunun netleştirilmediği bir durum yaşanmıştır. Kadirova’nın ailesinin ölümün soruşturulması yönündeki talepleri görmezden gelinmiş, Ünal hakkında soruşturma başlatılmamış, ‘en azından yargı işini yapsın’ dahi denmemiştir.
* İktidar milletvekili olan Tolga Ağar’ın genç bir kadını cinsel saldırıya maruz bırakıp öldürdüğüne dair iddialara rağmen hakkında soruşturma başlatılmamıştır. 28 Mart 2019’da Elâzığ’da evinde ölü bulunan üniversite öğrencisi Yeldana Kaharman’ın otopsi raporundaki bulgular, intihar iddiasının aksine, asıldığı iddiasını güçlendiriyor olmasına rağmen, dosya ‘intihar’ denilerek kapatılmıştır.
* 17-25 Aralık 2013’te görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, kaçakçılık gibi suçlamaların yöneltildiği birçok kişi gözaltına alınmış; soruşturmaya ilişkin dosyaya ait teknik detaylar, görüntüler, ses kayıtları sosyal medya üzerinden çok hızlı bir şekilde yayılmıştır. Ancak yolsuzluk yapan bakanlar itinayla aklanmış; Meclis tutanaklarına yansıyan komisyon görüşmelerinde, Reza Zarrab tarafından bakanlara en az 130 milyon TL rüşvet verildiği belgelerle ortaya konulmuş olduğu halde Meclis Soruşturma Komisyonunun AKP’li üyeleri, eski bakan Egemen Bağış, Muammer Güler, Zafer Çağlayan ve Erdoğan Bayraktar’ı ‘Yüce Divana gerek yok’diyerek Yüce Divana göndermemişlerdir.
* 26 Mart 2009 ‘da Manisa Turgutlu'da gece yürüyüşü düzenleyen MHP ilçe örgütünü YSK kanunlarına aykırı olduğu için engelleyen komisere MHP Manisa Milletvekili Ahmet Orhan tokat atmış; hakaret etmiştir. Parti otobüsünün önü sıkıştırılan komiser linç edilmekten arkadaşlarının sayesinde kurtulmuştur.
* 22 Ağustos 2021’de AKP Mersin Milletvekili Zeynep Gül Yılmaz'ın görevini yapan polis memuruna hakaretler yağdırdığı görüntüler ortaya çıkmış; Yılmaz'ın görevini yapan polis memuruna, ‘Ekibine tükürürüm’ dediği, ismini istediği polis memuruna ‘Şerefsiz, pislik’ gibi hakaretler savurduğu görülmüştür.
* 18 Şubat 2004’te, AKP Mardin Milletvekili Selahattin Dağ, kendisine kimlik soran ve üzerini aramak isteyen polis memurunu dövmüş, seçmenlerinin önünde aranmasının ve kimlik sorulmasının doğru olmadığını belirterek, "Polis arkadaş bir yanlış yaptı, biz de affettik. Ben herkesten çok polisleri severim" demiştir.
* MHP Mersin Milletvekili olan, dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı Olcay Kılavuz’un polis Vehbi Kızıl’a yumruk atmış; Recep Tayyip Erdoğan’ın koruma polisini yumruklayan Kılavuz hakkında kamu davası açılmış ise de Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Olcay Kılavuz’un beraatına karar verilmiştir.” (MA)