Dersim Tertelesi’nin yıldönümünde Dersim’de Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı’ kampanyasını açıklayan HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, eşit yurttaşlık hakkına vurgu yaparak, “Lütuf değil, yasal ve anayasal güvence gereklidir. Sadaka ve lütufu reddediyoruz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Dersim’de eşit yurttaşlık mücadele programını açıkladı.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar Dersim’de “Alevilere eşit yurttaşlık hakkı” kampanyası tanıtım toplantısında konuştu.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Dersim’de Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası tarafından düzenlenen ‘Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı’ kampanyasının tanıtım toplantısına katıldı.
‘Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı’ kampanyasını Dersim Tertelesi’nin yıldönümüne denk getirdiklerini ifade eden Sancar, iktidarıyla, muhalefetiyle Alevilere yaklaşımın sadaka kültürü üzerinden geliştirildiğine vurgu yapan Sancar, “Lütuf değil, yasal ve anayasal güvence gereklidir. Sadaka ve lütufu reddediyoruz” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar
‘Programımızı Alevi kurum temsilcileriyle istişare ederek belirliyoruz’
Alevi toplumunun yüzyıllardır baskıya, zulme, ayrımcılığa ve asimilasyona uğratıldığına dikkati çeken Sancar, “Aleviler bu ülkede en fazla ayrımcılığa, baskıya maruz kalan, en fazla inkarla karşılaşan ve kıyıları yaşamak durumunda bırakılan toplulukların başında geliyor. Bunu biz Alevi sorunu olarak adlandırabiliriz. Alevi sorunu, kimliklerinin inkarı, inançlarının yok sayılması, haklarının gasp edilmesi şeklinde tanımlayabiliriz. Alevi sorunu tıpkı Kürt sorunu gibi bu ülkenin en temel meselelerinden biridir. Bu iki meseleyle bağlantılı bir demokrasi sorunu bu ülkede yaşanmaktadır. Bizler demokrasiye giden yolu açmak, özgürlüğü gerçek anlamda sağlamak için mücadele yürüten bir partiyiz. Programlarımızı oluştururken masa başında, parti merkezimizin odalarında tartışma yürütmüyoruz. Tam tersine toplumun çeşitli kesimlerine yönelik programlarımızı, o toplum kesimlerinin doğrudan temsilcileriyle, mensuplarıyla istişare ederek, müzakere yürüterek oluşturuyoruz. Bu programımız da Alevi kurumlarının temsilcileriyle, doğrudan Alevi yurttaşlarımızla yaptığımız çalıştaylarla belirlendi. Bize burada asıl yol gösteren bu toplantılarda yapılan istişare ve müzakerelerde aldığımız bilgiler ve bize sunulan öneriler, fikirler olmuştur” diye belirtti.
‘Bizler burada Aleviler adına konuşmuyoruz, Alevilerle birlikte konuşuyoruz’
Alevilerin hak ihlallerinin Osmanlı’dan bu yana sürdüğüne işaret eden Sancar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Alevilerin sorununu çözmeden bu ülkede demokratik cumhuriyeti ve toplumsal barışı inşa etmenin mümkün olmadığına inanıyoruz. Sorunun çözümünün anahtarı da eşit yurttaşlıktır. Bizler Aleviler için eşit yurttaşlık hakkı şiarını benimserken, Alevi toplumunun ve kurumlarının 10 yıllardır yürüttükleri mücadelenin içinden süzülen bilinci ve bilgiyi esas aldık. Onarın mücadele birikiminin üzerine bu şiarımızı ve programımızı inşa ettik. HDP hiçbir toplumsal kesim adına ahkam kesen ve onarın yerine geçerek söz kuran bir parti değildir. HDP toplumsal kesimlerle birlikte var olan ve onların ortak mücadelesinin yarattığı güçlü bir fikriyat ve teşkilattır. Alevi meselesinde de aynı yolu izledik ve aynı anlayışa bağlı kaldık. Bizler burada Aleviler adına konuşmuyoruz, Alevilerle birlikte konuşuyoruz. Tıpkı Kürt sorununda olduğu gibi Kürtler adına değil, Kürtlerle birlikte konuştuğumuz gibi. Bizler bu partiyi halkların partisi olarak inşa ettik. Bu partinin fikriyatı halkların, inançların, kültürlerin ve değişik toplum kesimlerinin ortak iradesi olarak kuruldu. Bütün çalışmalarımızı kuruluş felsefemize uygun bir şekilde yürütmeye çalışıyoruz. Eşit yurttaşlık hakkı elbette ki, Alevilerin temel talebidir ve bunun pek çok somut unsuru vardır. Bu talep çeşitli başlıklar altında sınıflandırılarak bir programa dönüştürülmüştür. Sanıyorum bu kapsamda bir programı ilk defa bir siyasi parti olarak HDP gerçekleştirmektedir.”
‘Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı’ kampanyası tanıtım toplantısı
‘Makbul vatandaş değil, eşit yurttaş’
Sistemin makbul vatandaşlar yaratma üzerine kurulduğuna vurgu yapan Sancar, eşit yurttaşlık hakkına ilişkin şöyle konuştu: “Her zaman sistemin temel taşı olarak belirledikleri belli ideolojik unsurları ve bunları kabul ettirmek istedikleri toplum kesimlerini bir dayanak olarak almaya çalışmışlardır, sistemin kurucuları da sürdürücüleri de. Makbul vatandaş tam da bu anlayışı ifade etmektedir. Makbul vatandaş sistemin kendi ideolojisini bütün diğer toplum kesimlerine dayatmak için seçtiği sinsi bir yöntemdir. Makbul vatandaş değil, eşit yurttaş şiarından hareket ediyoruz. Bütün yurttaşların eşit olduğu, eşit haklara sahip olduğu bir toplumsal düzen ve bir siyasal yaşam inşa etme amacındayız. Burada özgürlüklerin en alt düzeyinde eşitlendiği, eşitsizliğin, ayrımcılığın esas alındığı bir yol değil, tam özgürlük ve gerçek eşitlik yo göstericimiz olmuştur. Eşit yurttaşlık derken en alt düzeyde herkesi eşitlemek gibi bir anlayış taşımıyoruz. Eşit yurttaşlık derken, bugünkü mevcut baskıcı, yasakçı, inkarcı sistemin tanıdığı sınırlı hakların herkes için geçerli olması gibi bir anlayışımız yok. Özgürlüklerin bütün olarak hayata geçirildiği, eşitliğin gerçek anlamda uygulandığı bir demokratik cumhuriyet fikrinin parçası olarak kabul ediyoruz, eşit yurttaşlığı. Özgürlükleri genişletmek, en ileri düzeye taşımak, eşitliği yaşamın her alanında gerçek anlama var etmek hedefimizdir. Demokratik cumhuriyetin temel sütunları bu olacaktır. Tam eşitlik ve gerçek özgürlük üzerine kurulu bir yurttaşlık anlayışını savunduğum için Alevilerin bu talebinin de bizlere yeni yaşam ve yeni bir başlangıç için yol gösterici olduğunu söylüyoruz.”
‘Yeni bir toplumsal yaşam ve siyasi düzen inşası’
HDP Halklar ve İnançlar eş sözcüsü Tülay Hatim Oğulları’nın ‘Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı’ kampanyasını açıklayacağını ifade eden Sancar, Alevilerin uğradığı hak ihlalleri ve asimilasyona Uluslararası mahkemelerin de tanıklık ettiğini belirterek şunları söyledi: “Bu program eşit yurttaşlık hakkının hayata geçmesi için öncelikle bugüne kadar var olan inkarcı, asimilasyoncu, ayrımcı bütün uygulamaların terk edilmesinden geçiyor. Önce bunları ortadan kaldırmak ve sonraki adım olarak da bu inkarcı, asimilasyoncu, imhacı anlayışın bir daha asla bu topraklarda vücut bulamayacağı bir toplumsal yaşam ve siyasal düzen inşa etmektir. Temel hedefimiz budur.”
‘Hakikati ortaya çıkarmadan geçmişe, bugüne, geleceğe adalet sağlanmaz’
Açıklanan programın bütün Alevilere yönelik olduğunun altını çizen Sancar, “Türkiye’nin 4 bir yanından, hangi etnik kimliğe ve dile sahip olursa olsun bütün Alevi canlarımızın haklarını savunmak, onların eşit yurttaşlık statüsünü yasal ve anayasal güvenceye bağlayacak mücadeleyi yükseltmek için hazırladık. Bizler bu sistemin çeşitli yöntemlerle asimilasyonu her daim canlı tuttuğunu biliyoruz. Bazen bu açık baskı ve kıyım şeklinde olabiliyor. Bazen de sinsi başka politikalarla yürütülebiliyor. Açık kıyım politikalarının en ağır örneği Dersim Tertelesi’dir şüphesiz. Dün bu tertelenin yıldönümünde anmalar gerçekleştirdik. Programın startının da bu anmanın tarihine denk getirmemizin nedeni Alevi canlarımızın yaşadıkları pek çok sorunun temelinde yatan kıyımcı zihniyetin en kara örneğinin yaşandığı tarih olmasıdır. Dersim de bu kara tarihin, bu kanlı politikaların, kıyımcı zihniyetin merkezi olarak seçilmiştir. İşte bir yandan eşit yurttaşlık için neler yapılması gerektiğini anlatırken, öbür yandan bir yüzleşme programının ayrıntılı olarak hayata geçirilmesini talep etmek. Yüzleşme programında nelerin yer alması gerektiğini de dün paylaşmıştık. Yüzleşme öncelikle hakikatin ortaya çıkarılmasını gerektirir. Hakikati ortaya çıkarmadan geçmişe, bugüne, geleceğe adalet sağlanmaz. Adalet hakikatin üzerine kurulacaktır. Burada kefensiz ve mezarsız yatan onbinlerce canımızın hakikatini ortaya çıkarmak zorundayız. Hakikat ve adalet toplumsal barışa ve demokratik kültüre giden yolun temelidir. Tam da tertelenin yıldönümünde bu acı gerçeğe işaret etmek ve hatırlatmak için programımızı burada bu tarihe denk getirdik” diye konuştu.
HDP Halklar ve İnançlar Komisyonu Alevi Masası tarafından düzenlenen ‘Alevilere Eşit Yurttaşlık Hakkı’ kampanyası kitapçığı
‘Sadaka değil hak istiyoruz’
İktidarların sadaka yöntemi ile makbul vatandaş yaratmaya çalıştığına vurgu yapan Sancar, şunları ifade etti: “İktidarların sinsi yönetmeleri arasında sadaka politikası da var. Sadaka dağıtarak, sadaka anlayışıyla Alevi toplumunu kendi kurdukları ayrımcı, zalim sistemin bir parçası, uysal bir unsuru haline getirmek istiyorlar. Bizim şiarımız sadaka değil, hak şeklindedir. Sadaka değil hak istiyoruz. Bütün yurttaşlar için olduğu gibi öncelikle Alevi canlarımız için istiyoruz. İktidarın ve diğer muhalefet partilerinin de aynı anlayışı sürdürdüklerine tanık oluyoruz. Sadakayla Alevi toplumunu kendilerine sadık ve kendi çizdikleri çizgiye itaat eden bir konumda tutmak istiyorlar. Sadaka anlayışının amacı budur. Sadaka, sadık, biat eden, boyun eğen uysal bir topluluk yaratma amacına yöneliktir. Biz bunu reddediyor, sadaka değil hak diyoruz. Aynı şekilde başka bir sinsi yöntem de lütuf esasında yürütülüyor. Biz diyoruz ki, lütuf değil, yasal ve anayasal güvence gereklidir. Sadakayı da lütufu da sadaka anlayışını ce sonuçlarını da lütuf yaklaşımını ve etkilerini de reddediyoruz. Onun yerine hak ve yasal, anayasal güvenceye bağlanmış statü istiyoruz. En çok buna ihtiyaç duyan toplulukların başında Aleviler ve Kürtler gelmektedir. Bu iki meseleyi Türkiye’de demokratik cumhuriyeti inşa etme konusunda anahtar olarak görmemiz boşuna değildir. Eşit hak, yasal ve anayasal güvence sadece inkar edilen, zulme maruz kalan, halk ve inanç toplulukları meselesi değildir. Bunun dışında kalan bütün yurttaşların da özgür, demokratik bir düzende yaşamasının gerçek yoludur. Alevilere eşit yurttaşlık, halklara özgür yaşam talep ettiğimizde kendilerini makbul vatandaş statüsünde kabul etmeye meyleden halk toplulukları da daha çok özgürleşecek. Daha eşit bir yaşama kavuşacak. Ve bütün ülkeye toplumsal barışı, demokratik cumhuriyeti getirmeyi mümkün kılacaktır.”
SUR AJANS