İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şubesi’nin, Diyarbakır Bağlar’da çöken cami külliyesinde yaralanan 6 işçi için yaptığı açıklamada, inşaatın kaçak olduğunu ve sorumlular hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.

İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şubesi, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi, Bağcılar Mahallesi H. Baki Çelik Camii ve Külliyesinde meydana gelen ve 1’i ağır 6 kişinin yaralanmasına neden olan iş kazasına ilişkin açıklama yaptı.

İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şubesi’nde yapılan açıklamayı şube Yönetim Kurulu sekreteri Ejder Akcan okudu.

Daha önce rekreasyon alanı olarak belirlenen alandaki cami inşaatının kaçak olduğunun vurgulandığı açıklamada sorumlular hakkında Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacağı belirtildi.

Açıklama öncesi konuşan TMMOB İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Doğan Hatun, çöken cami inşaatının kaçak olduğunu ve sorumlusunun da Bağlar Belediyesi olduğunu söyledi.

‘Şuan o cami kaçak olarak yapılıyor’

TMMOB Diyarbakır İKK Sekreteri Doğan Hatun, cami inşaatının kaçak olduğunu ve yaralanan işçilerin güvencesiz çalıştırıldığını belirterek şunları söyledi: “Öncelikle cami inşaatı kaçak bir yapı. Daha önce belediyenin imar planında rekreasyon alanı olarak belirlenmiş ve kayyumların gelmesinden sonra da ibadet alanı olarak değiştirilmiş ve TMMOB’a bağlı şehir plancıları Odası üzerinden dava açılmış, tekrar rekreasyon alanı olarak belirlenip ibadethane yeri iptal edildi. Şuan o cami kaçak olarak yapılıyor. Şunu belirtmekte yara var, halkımızın dini duygularının istismar edilmesine müsaade etmeyeceğiz. Sanki bizler camilere karşıymışız gibi sürekli kamuoyunda farklı aldılar yaratmaya çalışan mevcut iktidara bir kez daha buradan çağrı yapıyoruz; halkımızın dini duygularını kendi ideolojileriniz için araç etmekten vazgeçin. Bizim temel bakış açımız bu yapının kaçak olmasıdır. O yapının cami, apartman ya da bir ticarethane olmasında bir fark yok. Yapının kaçak olmasında birincisi güvencesiz işçi çalıştırılıyor.  Yaralanan 6 vatandaşımız güvencesizdir. Büyük ihtimalle farklı bir yerde sigortasını gösterip orada kaçak olarak çalıştırıyorlar. Oranın herhangi bir ihalesi, ruhsatı yok. Biz daha önce de kayyumların kaçak yapılara göz yumduğunu defalarca dillendirmiş ve konuyu da yargıya taşımıştık. Aslında tam da bahsettiğimiz mesele buydu. Mevcut yapıda hiçbir mimarlık ve mühendislik hizmeti alınmamış ve doğallığında orada herhangi bir teknik personel çalışmamakta. Teknik personelin olmadığı bir yerde de bu tür kazaların olması olağan bir şey hatta olmaması sıkıntı. Çünkü orada iş güvenliğini sağlayacak herhangi bir kişi, uzman yok.

‘Bu yapının kaçak olduğuna dair Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız’

Bağlar Belediyesi’ne çağrı yapan Hatun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kentin içindeki kaçak yapıların kontrolünü sağlayın. Bu sizin görevinizdir. Kamuya, halka olan borcunuzdur. Kamu idarelerinin bu tür durumlarda hasta ziyaretine giderek konunun özünü kaçırdıklarını düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bir geçmiş olsun dilemekle kaçak yapıların önüne geçemezsiniz. Allah korudu da ölmediler, ölseydiler kim bu işçilerin hesabını verecekti. Bu tür durumlar için ille de birilerinin ölmesi mi gerekiyor? Başta inşaat mühendisleri, mimar ve müteahhitlere de sesleniyoruz. Kaçak yapıların pelesengi olmayın. 3-5 lira para kazanacaksınız diye insanların canına sebebiyet verecek uygulamalardan vazgeçin. Bu kentin 81 ilinde en makul imar planı var. İmar değişikliklerine bile ortak olmayın. Yarın öbür gün hepiniz bunların hesabını vereceksiniz. Biz bu yapının kaçak olduğuna dair Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağız. Bu halkın değerlerini hiçe sayan, işçileri, emekçileri sömüren herkesten hesap soracağız.”

Diyarbakır

Yapı ruhsatı yok

İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şubesi adına yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Diyarbakır ili, Bağlar ilçesi, Bağcılar Mah. H. Baki Çelik Camii ve Külliyesinde meydana gelen 1’i ağır 6 kişinin yaralanmasına neden olan iş kazasına ilişkin yerinde inceleme yapmak için, İnşaat Mühendisleri Odası Amed Şubesi tarafından oluşturulan teknik bir heyet ile 14.04.2022 tarihinde bölgeye gidilmiştir. Yapı gözlemsel olarak incelenmiş olup ön incelemeye dair teknik rapor daha sonra kamuoyuyla paylaşılacaktır. Yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı olmadığı gibi, fen ve sanat kurallarına uygun bir şekilde yapılmış mimari ve statik projeler olup olmadığı da belirsizdir. Yapımı üstlenen inşaat firması tarafından hazırlatılmış mimari ve statik projeler İlgili idare tarafından incelenmeyip denetlenmediği için bu projeler varsa dahi hukuken ve teknik olarak yok hükmündedir. Kaçak olarak inşaa edilen yapının proje ve ruhsatının bulunmaması nedeniyle herhangi bir denetleme ve işçi sağlığı ve iş güvenliği önleminin de olmadığı anlaşılmaktadır. Yapı kaçak olarak inşaa edildiği için çalışan işçilerinin sigortalı olup olmadığı dahi bilinmemektedir. İnşaa edilen ruhsatlı yapılarda dahi kontrol mekanizması yeterince işletilmemekte olup her şantiyede bir şantiye şefinin tam zamanlı olarak bulunması gerekirken yapıların çoğunda şantiye şefliği ilgili idarelerin denetimsizliğinde dolayı sadece kağıt üstünde kalmaktadır. Durum böyle iken ruhsatsız ve kaçak inşaat sahalarında hiçbir denetim yokken bu tarz kazaların meydana gelmesi işten bile değildir.”

Ahşap kalıplar uygunsuz

Söz konusu inşaatın mevzuata uygun olmadığına vurgu yapılan açıklamada Akcan şu ifadeleri kullandı: “Yapı toplam inşaat alanı 500 metrekareyi geçen yapılarda taşıyıcı kalıp iskelesi olarak ahşap malzemenin kullanımı yasak olmasına rağmen yaptığımız tespitler sonucunda çöken kalıbın yönetmeliğe aykırı olduğu tespit edilmiştir. Kalıplardaki uygunsuzluk ve kalitesizlik, bir denetleme mekanizması olmadığını açıkça göstermektedir. Öncelikle inşaa edilen kamu yapılarında, nicelik ve büyüklüğü ön plana alan bir anlayışın hâkim olması en önemli sorundur. Bugünün koşullarında, en büyük havalimanını, ibadethaneyi, kültür merkezini veya hastaneyi yapmak maharet sayılmaktadır. Ölçek takıntımızı acilen bir yana bırakarak yapının tasarımına, yapım kalitesine, iyi mimarlık ve mühendislik hizmeti almasına, teknik ve hukuki süreçlerin doğru şekilde yönetilmesine, iş güvenliği önlemlerine ve etkin denetime odaklanmamız gerekmektedir. Mevzuatta bir yapının ortaya nasıl çıkarılacağı adım adım ve ayrıntılı bir şekilde tarif edilmesine rağmen, H. Baki Çelik Camii örneğinde de gördüğümüz üzere teknik süreçlere uyulmamıştır. Birçok kamu idaresi cami, sosyal tesis gibi yapıların inşasında benzer hataları tekrarlamaktadır. Hukuka, öncelikle kamu idareleri harfiyen uymak durumundadır. Her türlü yapının inşasında öncelikle imara uygunluk, fen kurallarına uygun projeler, inşaat ruhsatı, şantiye sorumluluğu, yapı denetimi, etkin kontrol ve iş güvenliği uzmanının bulundurulması gibi şartlar kesinlikle sağlanmalıdır. Felaketin gerçekleştiği H. Baki Camii’nde düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı bulunsaydı ve kamu idarelerinin denetim mekanizmaları gerektiği gibi işletilseydi şantiye şefi, yapı denetim firması, iş güvenliği uzmanı da bulunacak ve böyle bir felaket belki de hiç yaşanmayacaktı.”

Kaçak yapıyla ilgili Bağlar Belediyesi’nin yıkım kararı var mı?

Kaçak yapıyla ilgili ise açıklamada yetkililere şu sorular yöneltildi:

“1-İmarda rekreasyon alanı olarak geçen yere dair herhangi bir imar değişikliği kararı var mıdır?

2-Kaçak olarak inşaa edilen yapıya dair Bağlar Belediyesi’nin herhangi bir yıkım kararı mevcut mudur?

3-Karar mevcut ise neden yıkım yapılmadı? Karar mevcut değil ise Bağlar Belediyesi bu konuyu neden gündemine alıp işlem yapmamıştır?

4-Bu ve benzeri bütün kaçak yapıların önüne geçmek için ilgili belediyelerin önlerine aldığı herhangi bir planlama var mıdır?”

‘Kazaya neden olan sorumluların yargılanması için gerekli çalışmaları yapacağız’

TMMOB Amed İl Koordinasyon Kurulu’nun kaçak yapılarla ilgili daha öncesinde Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunulduğuna işaret edilen açıklamada Akcan şunları belirtti: “Bu yapıların usulsüz olduğu, hiçbir mühendislik hizmeti görmediği için tehlike arz ettiğini belirtip, işlem yapılmamasının kamu görevini kötüye kullanma suçunu teşkil ettiğini vurgulanmıştır. Suç duyurusunda bulunduğumuz yapılara ilişkin hiç bir işlem yapılmadığı gibi aksine TMMOB hedef gösterilmiştir. Ne yazık ki bu elim kaza, verdiğimiz kent suçları mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bize acı bir şekilde tekrardan tecrübe ettirdi. Yaralanan işçilerin ailesine ve sevenlerine İnşaat mühendisleri odası Amed şubesi olarak bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi diler, ağır ihmaller sonucunda gerçekleşen bu felaketin sorumluları hakkında idari ve adli işlem yapılmasının gereğini hatırlatırız.  Kazaya neden olan sorumluların yargılama neticesinde maddi gerçeğin ortaya çıkarılması ve cezalandırılması için gerekli çalışmaları yapacağımızı, hukuki sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna beyan ederiz.”

SUR AJANS