İBB tarafından işine son verilen Barış Akademisyeni Fatma Gül Eryıldız Şenvardar, İBB’nin iktidarın “suçuna” ortak olduğunu belirtti.
İstanbul’da faaliyet yürüten Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) Başkanı Ekrem Baran ile 27 dernek üye ve yöneticisi, Kürtçe hutbe ve vaaz verdikleri gerekçesiyle 3 Temmuz 2021’de gözaltına alındı. Baran ve 8 dernek yöneticisi aynı iddialarla 9 Temmuz’da çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Aylar sonra hazırlanan iddianame avukatlara tebliğ edilmeden hükümet yanlısı medyaya servis edildi. İddianamede isimleri geçen DİAYDER üyelerinden bazıları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde (İBB) gassal olarak çalışması nedeniyle İBB de hedef gösterildi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun talimatıyla İBB’de teftiş başlatıldı.
Teftişin ardından İBB, ihraç edilen barış akademisyenlerinden Veysel Altıntaş’ın 30 Mart 2022’de işine son verdi. Bunun yanı sıra 40’a yakın işçinin işine de son verildi. En son da 27 Temmuz’da Barış Akademisyeni Fatma Gül Eryıldız Şenvardar’ın işine son verildi. Şenvardar, Altıntaş ve işlerine son verilen işçiler bunun üzerine İBB önünde süresiz oturma eylemi başlattı.
İhraç süreçleri ve eylemlerine dair konuşan Alçay Çelik Alkan, İBB’de 17 Haziran 2021’de Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’ne bağlı Göç Birimi’nde çalışmaya başladığını aktardı. Bir yılının dolmasına 4 gün kala ihraç edildiğine dikkati çeken Alkan, bu durumun önemli olduğunu söyledi. Alkan, çalışmanın üzerinden bir yıl geçmesinin ardından yasal haklarını alabildiklerini, ancak ihraç edildiği için tazminat hakkının da elinden alındığını kaydetti. Alkan, “Güvenlik soruşturması gerekçe gösterilerek atıldığım için zaten haklarımı alamıyorum. Ben ve arkadaşlarım güvenlik soruşturması yani KOD-42 gerekçe gösterilerek atıldık” dedi.
Gezi Parkı Direnişi sırasında polis tarafından tekmelenerek katledilen Ali İsmail Korkmaz için yapılan eyleme katıldığı gerekçesiyle işten atıldığını ifade eden Alkan, “CHP’nin kendisi yakından takip eder. Gezi annelerini Yenikapı meydanına çıkardı. Dolasıyla Korkmaz’ı andığım için atılmam benim için onurdur. Korkmaz’ı anmaya devam edeceğim. Gezi Direnişçilerini anmaya devam edeceğim. Bunu öne sürüp bizi atmaları en büyük çelişkileri. Biz de bu çelişkiyi burada ifşa ediyoruz” diye belirtti.
Birçok kişinin mobbinge uğradığını ve istifaya zorlandığını dile getiren Alkan, tüm yaşananlara karşı İBB önünde süresiz oturma eylemi başlattıklarını belirtti. Haklarını alana kadar oturma eylemini sürdüreceklerinin altını çizen Alkan, öncelikli taplerinin işlerini geri dönmek olduğunu söyledi. Alkan, “Korku atmosferi yaratmış durumdalar. Herkes için bu tehdit geçerli. Bu süreç bitene kadar oturmaya devam edeceğiz” dedi. İBB’nin çalışanları peyderpey işten çıkardığına dikkati çeken Alkan, bunun ortaya çıkabilecek ortak tepkinin önünü almak için böylesi bir yöntem izlendiğini ifade etti.
27 Temmuz’da işine son verilen Barış Akademisyeni Şenvardar, barış, emek ve demokrasi için mücadele ettiğini ve bu nedenlerden kaynaklı fişlendiğini söyledi. Şenvardar, İBB’nin de bu fişlemeye dayanarak kendisini işten çıkardığına işaret ederek, “İktidarın söyleminin, suçuna ortak oluyor. İşe geri iade edilmek istiyoruz. Bundan sonra bizim dışımızda kimsenin güvenlik soruşturması ile işten atılmamasını istiyoruz. Ayrıca İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da kamuoyu önünde bizden özür dilemesini istiyoruz” şeklinde konuştu. (MA)