SUR AJANS- Seçimi kazandıktan sonra hakkında yeni bir soruşturma başlatılıp gözaltına alınarak İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Hakkari Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Görevden uzaklaştırılmasının ardından Hakkari 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde 10 yıl süren davası jet hızıyla karara bağlanarak, 19 yıl 6 ay hapis cezası verilen Akış hakkında yürütülen soruşturma sonucu ceza istemiyle iddianame hazırlandı. Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" ve "Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılma" suçlamalarıyla Akış'ın hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi.
İddianamede, okuduğu haberlerin linklerine yer verilerek, suçlamalara kanıt olarak gösterildi. İddianamede, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü istemiyle partisi Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Eş Genel Tuncer Bakırhan, Tülay Hatimoğulları’nın katıldığı ve 15 gün süren "Özgürlük Yürüyüşü" ile ilgili haber linklerine yer verilerek, Akış'a suçlama olarak yöneltildi. İddianamede, Akış'ın yürüyüşle ilgili "Bu yürüyüşün sebebini sizde biliyorsunuz, zindanlardaki, halkımız, Türk ve Kürt halkı üzerinde büyük bir tecrit vardır, bunun için arkadaşlarımız bu yürüyüşe geçtiler, ben de bu yürüyüş önünde canı gönülden saygı ile eğiliyorum" konuşması da suç olarak değerlendirildi.
Kitaplar suç sayıldı
İddianamede, Akış'ın evinde yapılan aramada 15 Şubat 2008'de Cizre'deki 15 Şubat eylemi sırasında polis tarafından panzerle ezilerek öldürülen 16 yaşındaki Yahya Menekşe anısına yazılan "Cudi'nin Avucumdaki Parçası Yahya Menekşe" kitabı da delil olarak konuldu. İddianamede kitapla ilgili, "kitabın, eyleme katılanları, örgüte katılıp hayatını kaybedenleri iyimser şekilde gösterdiği" savunularak, suçlamalara dayanak yapıldı. İddianamede, Gülçiçek Günel Tekin'in "Beyaz Soykırım" kitabının da yasaklı olduğu iddiasıyla delil olduğu ifade edildi.
Yargıtay kararlara aykırı yorumla
İddianamede, Yargıtay'ın "örgüt üyeliği" davalarına dayanak yapılan "örgüt çağrısının doğrudan kişiye yapılmış olması ve kişinin doğrudan çağrı üzerine eylemlere katılması" gerektiği yönündeki kararını dikkate almayan savcılık, suçlama için genel çağrının yeterli olduğunu kişiye yapılmaması gerektiği yorumunu yaptı. İddianamede Yargıtay içtihadına karşı geliştirdiği yorum şöyle yer aldı: "(…) örgütün genel çağrısı, örgüte ait yayın organlarının yayınları ve çağrıları ile somutlaşmış olduğunda bu çağrının belirli bir kişiye yapılmış olmasına gerek bulunmamaktadır."
Akış'ın yürüyüş tarihi itibariyle doğrudan örgütün hiyerarşik yapısına dahil olduğuna dair yeterli delilerin "ele geçirildiği" savunulan iddianamede, "(…) örgüte müzahir internet sitelerinden yapılan ve örgüt yöneticilerinin tecride karşı eylemsellik çağrılarının akabinde ve eş zamanlı olarak şüphelinin Hakkari il merkezinde gerçekleşen sözde Özgürlük Yürüyüşü'ne katılıp, sözde 'Özgürlük Yürüyüşü'nü destekler mahiyette açıklamalarda bulunmak sureti ile üzerine atılı suçu işlediği…" savunuldu.
2 ayrı suçlamadan ceza talebi
Akış'ın yürüyüşü düzenleyen grup ile birlikte hareket ettiği ve bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği belirtilen iddianamede, Akış'ın "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" ve "Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılma" suçlamasından ayrı ayrı cezalandırılması talep edildi.
İddianameyi kabul eden Hakkâri 1. Ağır Ceza Mahkemesi, ilk duruşmanın 11 Ekim'de görülmesine karar verdi.