HDP Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, Meclisin yeni yasama yılı dolayısıyla yaptığı konuşmasında toplumun içine düşürüldüğü derin yoksulluğa dikkat çekerken, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin kullandığı "epistemolojik kopuş" kavramını marksist Louis Althusser’den aşırdığını söyledi. Bülbül, “Zulümden epistemolojik kopuş yapın” dedi.

HDP grubu adına konuşan Antalya Milletvekili Kemal Bülbül
Meclisin yeni yasama yılı açılışında HDP grubu adına konuşan Antalya Milletvekili Kemal Bülbül, yeni yasama yılının eşitliğe, özgürlüğe, adalete hizmet etmesi dileğiyle Meclisi selamlarken, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin halkın içine düşürüldüğü yoksulluk durumunu sanal kavramlarla görmezden geldiğine dikkat çekti.
Bülbül, konuşmasında özellikle çocukların yaşadığı derin yoksulluk ve yoksunluğa dikkat çekerken, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin "epistemolojik kopuş" kavramını marksist Louis Althusser’den aşırdığını ancak Althusser’in bu kavramı marksizmin güncellenmesi anlamında kullandığını hatırlatarak, “AKP'liler bir kavram kullanacağı zaman ya solculardan ya sosyalistlerden ya yurtseverlerden devşiriyorlar çünkü politik literatürlerinde entelektüel siyasal bir kavram yoktur, sadece günlük bir iki cümleyle, bir iki kelimeyle konuşacak kadar siyaset yetisine sahiptirler” dedi.
Bülbül: Zulümden “epistemolojik kopuş” yapın
HDP Milletvekili Bülbül, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Evet, çocukları aç, gençleri işsiz, yaşlıları hasta olan bir ülkede çocukların açlığına, gençlerin işsizliğine, yaşlıların hastalığına sanal çözümler arayan siyaset, elbette ki sanal kavramlar kullanıp "epistemolojik kopuş" "nöroekonomi" gibi ultra entelektüel kavramlarla toplumu uyutmaya çalışacaktır. Burada dayatılmış bir yoksulluk var; çocuğa dayatılmış bir yoksulluk, mecburi bir yoksulluk, mahkûm olunmuş bir yoksulluk. Çocuğun sınıftaki adaptasyonuna ya da adapte olamama durumuna yıllarca tanık olan bir öğretmen olarak şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Beslenme bozukluğu, beslenme yetersizliği olan bir çocuğun ne öğrenmeye ne okula ne derse ne yaşama ne sevgiye adaptasyonu mümkün değildir. Bu, bir sevgisizlik sorunudur. Bu, bir demokrasi sorunudur. Bu, bir insan hakları sorunudur. Bakın, velilerin kayıt masrafı, velilerin okul kıyafeti masrafı, kırtasiye masrafı, servis giderleri ve benzeri eklendiğinde; velilerin çalışma koşulları, aldığı ücretler dikkate alındığında Türkiye'de öğrencilerin çok büyük bir bölümünün açlığa mahkûm olduğunu çok rahatlıkla görebiliriz. Bu, edinilmiş bir çaresizliktir. Bu çaresizlik karşısında Hükûmetin ve yetkililerin -Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının, Millî Eğitim Bakanlığının, Tarım ve Orman Bakanlığının, Sağlık Bakanlığının ve belediyelerin- bir duyarsızlığı, bir umarsızlığı, maalesef ve ne yazık ki bir aymazlığı söz konusudur. Bunun giderilmesi şöyle telakki ediliyor: İşte, yardımseverlik; semirtilmiş, zengin edilmiş yandaşlar aracılığıyla okullara bir yardımseverlik. Yardımseverlik değil, sosyal devlet; yardımseverlik değil, hakları ve özgürlükleri düzenlenmiş bir devlet; demokratik bir eğitime, insan haklarına, çocuk haklarına, beslenme, barınma, ulaşım hakkına riayet eden bir devlet anlayışı. Bakın, beslenme, barına ve ulaşım hakkına riayet edilmiyorsa o ülkede özgürlüğe, eşitliğe, adalete, hiçbir şeye riayet edilmez ve bunların üçü topluma karşı işlenmiş bir suçtur. Şimdi, ekonomi üzerine yorum yaparken Louis Althusser'den aşırdığı "epistemolojik kopuş" kavramıyla... Ki Louis Althusser bunu Marksizmin güncellenmesi anlamında kullanmıştır. AKP'liler bir kavram kullanacağı zaman ya solculardan ya sosyalistlerden ya yurtseverlerden devşiriyorlar çünkü politik literatürlerinde entelektüel siyasal bir kavram yoktur, sadece günlük bir iki cümleyle, bir iki kelimeyle konuşacak kadar siyaset yetisine sahiptirler. Siz AKP'liler Louis Althusser'den devşirdiğiniz epistemolojik kopuşu kendinize uyarlayın; Zulümden epistemolojik kopuş yapın; faşizmden, inkârcılıktan, tekçilikten, toplumu yoksulluğa mahkûm etmekten, topluma zulmetmekten bir epistemolojik kopuş yaparsanız halk belki biraz dikkate alır sizi.”
Ne olmuştu?
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, geçen hafta yabancı akademisyenlerin de katıldığı ‘ekonomik dönüşüm zirvesi’nde kullandığı ve sosyal medyada gündem olan “Neoklasik ekonomi düşüncesinden “epistemolojik bir kopuşu” temsil eden “heterodoks yaklaşım” günümüzde giderek ön plana çıkan davranışsal ekonomi ve “nöro ekonomi” ile daha fazla önem kazanmaktadır” sözleriyle TT olmuştu.
SUR AJANS