Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) Diyarbakır’da İstasyon Meydanı’nda “Emekten yana demokratik halk bütçesi istiyoruz” şiarıyla düzenlediği mitinge Diyarbakır ve çevre illerden yüzlerce emekçi katıldı.

İstasyon Meydanı’na girişlerde arama noktalarından geçen emekçiler, kortejler oluşturarak yürürken, TTB Merkez Konsey üyelerinin görevden alınmasına karşı Diyarbakır Tabip Odası “İrademe dokunma” yazılı pankartla alan girdi. Yürüyüş sırasında sık sık "Biji berxwedana kedkaran", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz" ve “Savaşa hayır barış hemen şimdi” sloganları atıldı.

Kitle yürüyüşün ardından kurulan sahne önünde bir araya geldi. Miting emek ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşuyla başladı.

Tertip Komitesi adına sahneye çıkan Diyarbakır 2 No’lu Şube Eşbaşkanı Serhat Kılıç, Kırmancki yaptığı konuşmasında savaşlara değil halklara bütçe istediklerini belirtti. Kılıç, TBB Merkez Konseyi’ne kayyım atanmasına tepki göstererek kayyımlara diz çökmediklerini söyledi.

Yeşil: Mücadele haktır

Ardından KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil konuştu. Yeşil,  ülkede her gün yeni bir hukuksuzlukla karşı karşıya olduklarını belirterek, “Yıllardır kayyım uygulamasıyla halkın seçilmişlerini tutuklayan, yargıyı denetim altına sokan AKP iktidarı en asgari hukuk normlarına karşı tahammülsüzlüğe devam ediyor. TTB’yi hedef alan davada merkez konsey üyeleri görevden alınmıştır. Bu karar bu iktidarın tüm muhaliflere, emek ve meslek örgütlerine gözdağı verme girişimidir. Bizler geçmişten bugüne emek, demokrasi ve barış mücadelesinde omuz omuza yürüdüğümüz TTB’nin karşı karşıya kaldığı hukuksuzluğu tanımıyoruz. İktidarın bu kayyım politikalarına karşı özgürlük, eşitlik, adalet yoksa ‘mücadele haktır’ diyoruz. Bu mücadeleyi inanç ve kararlılıkla hep birlikte sürdüreceğiz” dedi.

'Kentleri yeniden inşa edeceğiz'

Kenya’da baraj faciasında 42 can kaybı Kenya’da baraj faciasında 42 can kaybı

6 Şubat depreminde yaşanan yıkıma değinerek konuşmasını sürdüren Yeşil,  “Bugün burada deprem illerinde gelen siz değerli yol arkadaşlarım, acımız ilk günkü gibi taze ve ilk günkü gibi yaramız kanıyor. Sevdiklerimizin sesini enkaz altında duymayanlara karşı burada mücadele sözü veriyoruz. El ele bu kentleri bizler inşa edeceğiz” diye konuştu.

'Jin jiyan azadî ile alanlardayız'

Otoriterleşmeye karşı ezilenlerin ortak sesini duyurmak için mücadele edeceklerini belirten Yeşil, “Kadın cinayetleri ve çocuk istismarı davalarında uygulanan cezasızlığa, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine, kadınların kazanımlarına dönük saldırılara karşı susmadan, korkmadan, itaat etmeden evde, işte sokakta yaşamın her alanında ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganlarıyla toplumsal eşitliği büyütmek için buradayız” ifadelerinde bulundu.

'Savaş nedeniyle milyonlar olarak kaybediyoruz'

Yeşil sözlerine şöyle devam etti: “Sendikal hak ve özgürlüklerimizin keyfi bir şekilde engellenmesine karşı güvenceli iş güvenli gelecek talebiyle buradayız. Hepimiz biliyoruz ki iktidar uyguladığı ekonomi politikalarıyla ağır vergi yükü altında bizlerin yoksulluğunu, alım gücümüzdeki düşüsün devam edeceği görülmektedir. Çocuklarımızın bugün okula bir öğün yemek bulamadan gittiği, sağlık hizmetlerinin çöktüğü bu anda özelleştirme politikalarına dur demek için buradayız. İktidar güvenlik harcamaları, gizli ödenekler, cari transferler gibi kalemlerde yaşanan devasal harcamalarla bütçeyi kara delik gibi eritip yutuyor. Dinci ve savaş politikalarına iktidar sarıldıkça biz milyonlar kaybediyoruz. AKP saray bütçeleriyle vergi hakkımız yok edilmiş, vergi adaletsizliği genişlemiş, emeğin milli gelirden aldığı bütçe düşürülmüştür. Bütçe kaynaklarını bize hizmet olarak sunmadıkları bu koşullarda savunma ve güvenlik adı altında silahlanma, vergi affı verdikleri sermaye büyüyor. Biz yoksullaştıkça bir avuç sermayedar büyüyor. Onlar zenginleşiyor üreten bizler yoksullaşıyoruz. Geldiğimiz bu noktada temel sorun bu krizin faturasının kimlere ödetilmek istendiği sorunudur. Bu ülkeyi yıllardır yönetenler bu krizin faturasını kadınlara, gençlerin hepimizin sırtına yüklemek istiyor. Yüzde birlik eksime değil bütün üretimi var edenlere bu krizi faturası kesilmek isteniyor. Artık yeter. Bu krizi biz yaşatmadık faturasını bizler ödemeyeceğiz. Bu nedenle emekten, halktan yana demokratik halk bütçesi talebimizi her yerde büyüteceğiz.”

Emekçilerin taleplerini sıraladı

Yeşil, emekçilerin taleplerini ise şöyle sıraladı: “Bu tabloda belli bir servet düzeyinde olanlardan servet vergisi almak istiyoruz. Temel gelir güvencesi istiyoruz. Mahkeme kararı olmaksızın işinden, ekmeğinden edinilen emekçilerin işlerine dönmesini istiyoruz. Liyakatsiz atamalara, arşiv ve güvenlik adı altındaki uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz. Kadınların güvenceli adalet talebi uygulanarak toplumsal eşitlik istiyoruz. İktidarın tekçi, milliyetçi, şoven ve inkarcı politikalarının terkedilmesini, içeride ve dışarıda tecrit ve hak ihlallerine son verilmesini, Kürt sorunundaki barışçıl yöntemlerin derhal devreye konulmasını istiyoruz.”

Turan: TTB susmadı, susmayacak

Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan ise, iktidarın politikaları nedeniyle her geçen gün halkın yoksullaşıldığını söyledi. Bu bütçeyi kabul etmediklerini söyleyen Turan, “Emeğine geleceğine sahip çıkmak için alanı dolduranlara selam olsun. TTB Merkez Konsey üyeleri mahkeme kararı ile görevden alındılar. Bu karar demokrasiye darbe niteliğindedir. Belediyelere kayyım atandığı, belediye başkanlarının milletvekillerinin tutuklandığı rejimler demokratik rejimler olarak adlandırılamaz. Kayyım darbe dönemlerinin uygulamalarıdır. Seçimle gelenin seçimle gitmesini savunuyoruz. TTB Merkez Konsey üyeleri halen görevlerinin başındadır. TTB’ye yönelik bu antidemokratik uygulamalara karşı yalnız olmadığımızı da biliyoruz. TTB’yi susturamazsınız. TTB hakikati söylemekten dün nasıl vazgeçmediyse bundan sonra da vazgeçmeyecektir” şeklinde konuştu.

Kaya: Tecridi kırmalıyız

Halkların Eşitlik ve Demokrasi partisi Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya ise halkın demokratik toplumsal eşitliğe dayalı bir bütçe istediğini belirtti. Kaya, “Bu savaşı durdurmanın tek yolu İmralı’dan geçiyor, Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi kırmalıyız. Kürt halkının eşitlik, demokrasi sorunu çözülmeden hiçbir sorun çözülmez. Kürtlere yönelik baskıların tek bir açıklaması var. İktidar kendi varlığını sürdürmek istiyor. Bütün bunu boşa çıkaracağız” dedi. Cezaevlerindeki açlık grevine de değinen Kaya, “Burada cezaevinde direnişi gerçekleştiren bütün tutsak yoldaşlara selam gönderiyorum” dedi.

Miting sanatçı Kasım Taşdoğan’ın sahne alması ve çekilen halaylarla son buldu.

Editör: Ali Abbas Yılmaz